Simit Kafe Açmak

YAŞINIZIN ya da kaç para kazandığınızın bir önemi yok simit söz konusu olduğunda, ister bir şirketin CEO’su olun isterseniz de asgari ücretle çalışan bir işçi, simit çay İkilisinin karşısında herkes birdir. Simidin karşı konulamaz cazibesi pazarı da büyüttü. Birbiri ardına açılan simit dükkanları bu geleneksel ürünü sokaklardan kafelere taşıdı. Simit hem ucuz hem de lezzetli bir yiyecek. Bu nedenle simit dükkanlarının içi her daim dolu. Ülkemizde bu trendi başlatanların başında Simit Sarayı geliyor. Simit Sarayı açıldığı günden bu yana çok hızlı bir büyüme kaydetti. Onun ardından Sevinç Simit, Simitçi Dünyası, Simit Sokağı, Şehr-i Simit, Vitamin Simit gibi pek çok simit zinciri de bu kervana katıldı.

YABANCILAR DA SEVDİ

Günümüzde 10 bine yakın çalışanı ve Türkiye’nin dışmda 17 ülkede 300’ün üzerinde mağazası bulunan Simit Sarayı mağaza açmaya devam ediyor. Simide gösterilen bu ilgiyi Simit Sarayı Yönetim Kurulu Başkanı Abdullah Kavuk-cu, “Dünyada simide benzer bir ürün yok, lezzeti gibisi ise hiç yok” diye tarif ediyor. Sadece Türklerin değil, tüm dünyanın tanıdıkça simidi sevdiğini anlatan Kavukcu, “Yurtdışındaki mağazalarımızda yabancı müşteri oranımızın ortalama yüzde 90 olması ürünlerimize ve markamıza gösterilen ilginin en önemli göstergesi” diye konuşuyor. Kavukcu yurtdışmda yakaladıkları ivmeyi mağaza açılışlarından örneklendirerek anlatıyor. İlgi nedeniyle pek çok mağaza açılışını belirledikleri tarihten önce yapmak durumunda kaldıklarını ifade eden Kavukcu, “Yurtiçinde ve dışmda ürünlerimizin bu denli seviliyor olmasında Anadolu kültürünün çok büyük katkısı var” diyor.

simit

TEMKİNLİ ADIMLARLA

Henüz 2-3 yıllık mazisi olan genç bir marka da Simit Sokağı. Aslı Börek’in 20 küsur yıllık temelleri üzerinde çok kısa J” sürede günlük 50 – 60 bin adetlik üretim kapasitesine ulaşan Simit Sokağı, yurtiçi ve dışında 105 mağazaya ulaşmış durumda. Simit Sokağı Yönetim Kurulu Üyesi Adem Yücel büyüme konusunda temkinli; “Çok aceleci davranmak istemiyoruz” diyor. Mevcut üretim tesislerinin önümüzdeki 10 yıllık büyümeye yetecek kapasitede olduğunu anlatan Yücel, “Yurtiçinden ve dışından gelen talepler çok sıkı değerlendirilerek doğru noktalarda ve doğru franchise adaylarıyla yola çıkmayı istiyoruz. Yakın zamanda mevcut mağazalarımıza yenilerini ekleyeceğiz” diye konuşuyor.

KÖRFEZ ÜLKELERİNİ HEDEFLİYOR

Yurtiçinde 100’ü aşkın şubesiyle faaliyet gösteren Simitçi Dünyası da hızlı büyüyen markalardan. “Diğer mağazalarımız inşaat halinde açılmak için gün sayıyor” diyen Simitçi Dünyası Genel Müdürü Levent Yıldırım, mağazalarında her gün 100 bin adet simit satıldığının bilgisini veriyor. Mevcut şube sayısını 125’e çıkarmak istediklerini belirten Yıldırım, Avrupa’nın yanı sıra Körfez ülkelerini de kapsayan master franchise anlaşmalarını tamamlamak üzere olduklarını ifade ediyor. Yıldırım büyüme planlarını 2016 yılı sonunda yurtdışında minimum 10 şube ve ardından 2017 yılında 50 şubeye ulaşacak şekilde yaptıklarını anlatıyor.

YURTDIŞINDA DA SINIF AYRIMI YOK

Simit bir nevi Türkiye’nin milli yiyeceği. Ancak lezzet ve fiyat oranı yurtdışmdaki tüketicileri de cezbetmiş durumda. Bu nedenle Kavukcu’ya yurtdışı ve yurtiçindeki müşteri profili arasında bir fark olup olmadığım soruyoruz. Kavukcu yurtdışında da simit alıcısının 7’den 70’e herke- sin olduğunu vurguluyor. Simit Sarayı’nın ürün gamının oldukça geniş olduğunu kaydeden Kavukcu, “Şu an mağazalarımızda kahvaltı çeşitleri, simit, börek, kurabiye, sandviç, pasta ve dondurma çeşitleri, sıcak ve soğuk içecekle-rin yanı sıra Simit Burger, Simit Pizza, mantı, köfte, makarna gibi günün her saatine uygun tatların yer aldığı 100’ün üzerinde üründen oluşan zengin bir menümüz yer alıyor” diye konuşuyor.

BİR YAŞAM TARZI

Simit her zaman çok sevilen bir yiyecek. Bu yeni değil elbette.

Ancak simidin markalaşması ve farklı mağaza kon-septleri ile karşımıza çıkması 2000’li yıllardan sonra gerçekleşti. Adem Yücel her şeyde olduğu gibi markalaşmanın simitte kaliteyi getirdiğini söylüyor. Kullanılan undan, susama, pekmezinden suyuna her bir etkenin simide ayrı bir tat ve değer kattığını anlatan Yücel şöyle devam ediyor:

“Dışarıdan baktığınızda hepsi simittir ancak yediğinizde kaliteli malzemenin kullanıldığı simit kendini hemen fark ettirir.” “Büyük küçük, öğrencisinden sanayicisine sıcak çıtır çıtır bir simide hayır diyebilecek kimse var mı?” diye soran Yücel herkesin yolunun simitle bir şekilde kesiştiğini söylüyor.

Yücel’in sözlerine katılmamak elde değil. Hatta arkadaş sohbetlerinde simidi çayla sevenler ile ayranla sevenler arasında tatlı atışmalar yaşandığına bile şahit olabilirsiniz. Sosyal medyada hakkında yazılan yüzlerce yorumdan biri ise “bir yaşam tarzı” olduğu yönünde. Sabahları harika bir kahvaltı, öğlen lezzetli bir atıştırmalık akşam ise doyurucu bir yiyecek.

Günün her saatinde tüketilebilen başka bir yiyecek yok neredeyse. Simidi bu kadar özel kılan fiyatı kadar da tadı. Bu nedenle “iyi simit” tarifinin peşine düşüyoruz ve sektör temsilcilerine soruyoruz. Sizce iyi simit nasıl olmalı?

PEKMEZSİZ OLMAZ

Abdullah Kavukcu simidin iki ana maddesinin un ve susam olduğunu hatırlatarak tüm simitlerde kullanılan pekmezin önemine değiniyor. “Pekmezin lezzetimize ve cezbeden rengimize katkısı büyük” diyen Kavukcu, kullanılan malzeme kadar pişirme sürecinin de lezzeti etkilediğini ifade ediyor. Adem Yücel de iyi simidi, “Mayalanırken aromasını almış ve orta şişkinlikte olmalı” diye tarif ediyor. “Burguları birbirinden hafifçe ayrılmış (çatlamış) biraz koyu pişmiş ama parlak ve kabuk yapısının ince olması gerekir” diyen Yücel, simidin diğer özellikleri ile ilgili şunları söylüyor: “Simit 100 gramı geçmemeli. Çünkü büyüdükçe yeme zevkini azaltır, ekmek gibi olur. Üzerindeki susam 15- 20 gr olmalı. Hamuru yoğururken, hamur liftlerinin fazla kaynaşmamasına özen gösterilmeli. Konveksiyonel fırınlarda pişirirken mutlaka buhar verilmeli. Kara fırınlarda buhara gerek kalmadan pişirilebilir. Pişmesinde dikkat etmemiz gereken en ince nüans, simidin susamlarının mutlaka kızarması, aksi durumda simit kokusu oluşmaz.” Levent Yıldırım da iyi simidi şu sözlerle anlatıyor: “Ağırlığı 120 gr kadar, hamuru da birinci sınıf buğday unundan olmalı. Kullanılan pekmezi ve susamı özellikle kaliteli olmalı. Ve çıtır çıtır pişirilmeli.”

Simit cennetinde yaşıyoruz

Türkiye aslında tam bir simit cenneti. Her şehrin kendine fizdü bir simit tarifi var. Bazıları ise tadıyla görüntüsüyle klasik simitten ayrılıyor. Hatta bazılarının kendi çapında bir hayran kitlesi bile mevcut.

■ Gevrek: Simitmi gevrek mi tartışması en popüler bildiğimiz klasik simit, ki İstanbul simidi de denir, benzemekle birlikte farklı iki simit türü. Gevrek kızgın pekmez dolu havuzlarda bir süre pişirildikten sonra üzeri susamlanır. Klasik simit ise bükülerek şekil alırken gevrek düz olarak

■ Ankara Simidi: Ankara’yı özlemek için iyi sebeplerden bin. Ankara simidinin farkı ise üzerine soğuk pekmez sürülmesi.

■ Trabzon Simidi: Trabzon simidi sadeliği ve katkısız oluşu KE. Tazeyken hafızalardan çıkmayacak lezzete sahip olan bu simit bayatladığında oldukça sert oluyor. Ancak makinesi ile ısıtıp eski çıtırlığını yakalamasını

■ Osmaniye simidi: İnce hamurdan yapılan ve ağır ateşte pişirilen Osmaniye simidinin en belirgin özelliği ise şekerli oluşu.

■ Rize Simidi: “Susamsız simit olur mu” demeyin çünkü var. Susams z yapılması nedeniyle “kel simit” olarak da adlandırılan Rize simidinin bağımlılık yapıcı bir özelliği var.

Murat Sertan SAĞMANLI / Doygun Ticaret ve Pazarlama Müdürü
“Dört dakikada servise hazır”

Doygun olarak yarı pişmiş ve pişmemiş olmak üzere iki tip simit üretiyoruz. Her iki tip simidi de dondurulmuş olarak satıyoruz. Simit üretim kapasitemiz saatte 7 bin adet, yıllık yaklaşık 4 milyon adettir. Üretmiş olduğumuz simitleri büyük oranda ev dışı müşterilere satıyoruz. Müşterilerimizi ağırlıklı olarak simit dükkanları, pastaneler, market içi satış noktaları, otel ve kafeler olmak üzere sıralayabilirim. Ayrıca dondurulmuş beşli paketlerde, perakendeye verdiğimiz yarı pişmiş simidimiz de var. Doygun tesislerinde simit ISO 9001-2008 ve TSE ISO 2000 kalite sistemlerine uygun olarak üretiliyor. Ürettiğimiz yarı pişmiş simitler yüzde 85 oranında pişmiş olduğu için müşterilerimize hız konusunda büyük kolaylık sağlıyor.

Çözündürülmüş simit, önceden ısıtılmış bir fırında dört dakika tutularak servise hazır hale geliyor. Pişmemiş donuk simidimiz ise biraz daha ustalık gerekiyor. Çünkü bu ürün fermente edilmemiş ve şekil verilmemiş bir üründür. Simidi istediği gibi şekillendirerek pişirmek isteyen, zamanı çok kısıtlı olmayan müşteriler bu ürünümüzü tercih ediyor.

 





Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir