Paraların Efendisi Diyorki ‘Evinizde bir hazine olabilir’
İçeriğe Ait Başlıklar
Nümizmatik nedir?
Yunanca’da sikke anlamına gelen ”nomisma” ile Latince’deki aynı anlamlı “numisma” kelimelerinden türetilen, madeni ve kağıt paralarla ilgilenen ve bunları inceleyen bilim dalına “nümismatik” denir. Nümismatik ile uğraşan kişilere “nümismat” veya “nümismatist” denir.
Türkiye’nin en ilginç nümizmatı!
DÜNYA paranın etrafında dönüyor. Bütün ekonomik faaliyetlerin başrolünde bu kağıt parçaları var.En net ifadeyle, tüm gözler onun üzerinde. Öte yandan onu tüketim aracı olarak görmeyip tarihini araştıran ve koruma altına alan koleksiyonerler de var. Bunlardan biri Mehmet Tezçakın. Kendisi araştırmacı, nümismat, yazar, koleksiyon ve gastronomi danışmanı. Ayrıca bir unvanı daha var ki; o da 1920 Sultanahmet Köftecisi’nin üçüncü kuşak temsilcisi olması. 1969’dan bu yana para koleksiyonerliği yapıyor. Koleksiyonunda, Osmanlı’dan günümüze ulaşmış kâğıt paraların yüzde 90’ı yer alıyor. Önceleri bütün dünya madeni ve kağıt paralarını toplayarak başladığı koleksiyonculuğunu, 1985’ten sonra Osmanlı kağıt paraları üzerine yoğunlaştırmış. Yur-tiçinde ve dışında koleksiyonculardan, müzayedelerden, fuarlardan bulabildiği tüm Osmanlı kaimelerini bir servet harcayarak toplamış. Elinde bulunan yüzlerce adet kaime ile kendi başına bir müze oluşturabilecek dünyanın en büyük Osmanlı kağıt paraları koleksiyonunun sahibi olan Tezçakın ile geçmişten bugüne koleksiyonerlik sürecini konuştuk…
Koleksiyonerliğe başlama sürecinizi anlatır mısınız?
1954’te İstanbul Kocamustafapaşa doğumluyum. Oleyis Otelcilik Okulu’ndan turizm ve otelcilik eğitimi alarak mezun olduktan sonra 1973-1976 yılları arasında Almanya’da otelcilik stajı yaptım. 1980-1982 yılları arasında Paris’te restoran işlettim. Halen Türk mutfağına özgün bir lezzet sunan, 1920 Sultanahmet Köftecisi’nin üçüncü nesil temsilcisiyim. 7-8 yaşlarımdan beri çeşitli eşyaları toplama merakım var. Karamel kağıtları, kibrit kutuları, çikletlerden çıkan artist resimleri, gazoz kapakları vs. toplardım. Sultanahmet’teki dükkanımızda komi olarak çalıştığımda tek tük gelen turistlerin bahşiş olarak verdiği kendi ülkelerinin bozuk paraları ilgimi çekti. Ve para biriktirmeye başladım. Aile büyüklerimizin kenarda köşede unuttuğu son dönem Osmanlı ile Cumhuriyetin ilk dönem paralarını topladım. Almanya’dan gelen akrabalarımın, Avrupa’ya giden yakınlarımın dönüşte getirdikleri paraları biriktirdim. Paralara olan merakım, yaş büyüdükçe koleksiyonculuğa dönüştü. 20’li yaşlardan sonra da Osmanlı paralarına merak saldım.
Para koleksiyonu nasıl yapılır?
Para koleksiyonu yapmak için toplama merakını aşmış, araştırmacı, tasnifçi bir nümismat olmanız gerekir. Gezdiğim her yerde paralan gözlemlerim, onlar hakkında araştırma yaparım. Yurtiçinde ve dışında müzayedeleri ve para fuarlarım takip ederim. Koleksiyonumda olmayan bir para gördüğüm zaman bütçem elverse de elvermese de mutlaka almak isterim. O parayı alana kadar gözüme uyku girmez. Takas, kolek-siyonerlerin sıkça başvurduğu bir yöntem. Takas mümkün değilse, bütçem elveriyorsa hemen satın alırım. Bütçemi aşan miktardaysa borçlanırım yine alırım. Bazı kişiler tek parça satmaz, koleksiyonun tümünün satın alınmasını ister. Bu şekilde 46 koleksiyon satın almışlığım var.
“Sultanahmet Köftecisi Türkiye’nin en önemli markalarından biri. Bana büyük patralar kazandırdı ama inanm tapulu bir evim bile yok. Kazandığım tüm parayı koleksiyonuma yatırdım. Servet denecek paralar ödeyerek 45 yılda dünyadaki en kapsamlı, en değerli Osmanlı kâğıt paraları koleksiyonunu oluşturdum. OsmanlI’dan günümüze ulaşmış kâğıt paraların yüzde 90’ını topladım. Bunlar üzerinde araştırmalar yaptıktan sonra çok büyük kısmı ünik paralardan oluşan, 450 parçalık müzelik denilebilecek, çok özel bir koleksiyon oluşturdum. Bugüne kadar takas ettiklerim haricinde hala üzerinde detaylarını çalıştığım yaklaşık 5 bin kaime bulunuyor.
En çok hangi dönemin paralarını biriktirirken zorlandınız?
Koleksiyonumun en değerli parçaları, 1840 yılında tedavüle sunulan OsmanlI’nın ilk kâğıt paralarıdır. Padişah Abdülmecid’in boynundaki mühür kullanılarak hazırlanan, çok kısa süre tedavülde kalan el yazma ve faizli kaimeleri bulmak imkânsız denecek kadar zordur ve yüksek değerlerdedir. Bu kaimelerin ilk örneğini 30-35 yıl önce ABD’li araştırmacı nümismat Kenneth McKen-zie ortaya çıkardı. McKenzie yaşamı boyuncu bu kaimeleri elinden çıkarmadı. Koleksiyonculukta bir deyim vardır, ‘Adam mezara, mal mezata’ diye. McKenzie’de de bu oldu.
Ölümünün ardından bu değerli kaimeler İngiltere’deki müzayede şirketi Spink’te satışa sunuldu. Çok büyük paralar ödeyerek bu kaimeleri koleksiyonuma kattım. Koleksiyonumda şu anda 1840’ta tedavüle sunulmuş dört adet el yazması, faizli kaime bulunuyor.
Size göre dünyanın en değerli parası hangisi?
Her ülkenin çıkardığı ilk paralar ve günümüze ulaşmış adedi değerini belirler. Benim alanım Osmanlı kağıt paraları. Eksper de olduğum için bu alanda yorum yapabilirim. Türkiye’deki en değerli kağıt paralar, Abdülmecid döneminde tedavüle sunulan orijinal el yazma kaimeler ve faizli kaimelerdir.
Kaç yaşında artık ben nümismatım dediniz?
25 yaşımdan beri nümismatım ama 40 yaşımda araştırmacı nümismat olarak kitap/ katalog çalışmalarına başladım. Sekiz yıllık çalışma sonucu 51 yaşımda Osmanlı kâğıt para koleksiyonculuğuna gönül vermiş değerli arkadaşım nümismat Güçlü Kayral ile Mehmet Tezçakın koleksiyonundan “OsmanlI İmparatorluğu Kâğıt Paraları” kitabını çıkardık. 29 Mayıs-31 Ağustos 2008 Yapı Kredi Kültür Merkezi – Vedat Nedim Tör Müzesi’nde “İmparatorluktan Cumhuriyete Kağıt Paranın Öyküsü” Sergisi ve sergi kitabmı yayınladık. O zaman artık ben dünyaca bilinen müzayedelerin eksperi araştırmacı nümismatım dedim.
Koleksiyonunuzu nasıl koruyorsunuz?
Kaimeleri asidi alınmış özel naylon föyler ve kâğıt para albümlerinde muhafaza ederek banka ve evimdeki özel yapım kasalarda koruyorum. Zaman zaman çıkarıp çalışmalar yapıyorum.
Evinde ya da elinde eski parası olanlar ne yapmalı?
Önce itimat ettiği koleksiyoncu dostlarına danışıp ne olduğunu öğrensinler. İnternette geniş bir araştırma yapsınlar. Tatmin olmak için koleksiyon derneklerine sorsunlar. Eğer elden çıkarmak isteniyorsa güvenilir müzayede firmalarında satışa çıkarsınlar. Hakiki değeri alıcısıyla ölçülür.
Genç koleksiyonerlere ne tür tavsiyelerde bulunursunuz?
Konuyu öğrenip araştırmadan alım yapmasınlar. Gelecekte zengin olurum umuduna kapılıp alış yapmasınlar. Sabırlı olsunlar. Buldukları aldıkları her ürünü araştırıp tasnif edip detay ve farklarım incelesinler. Sorsunlar…
İnsanlar sizi arayabilir mi?
Tabii”.. Ancak total larenjektomili hastayım. Yüz yüze konuştuklarım anlaşılıyor ancak telefonda karşı taraf konuştuklarımı anlayamıyor. Bu nedenle benimle e-posta, Facebook ve Messenger ile iletişim kurabilirler. İletişim bilgilerim şunlar: ottobanknote@yahoo.com veya mehmet@sultanahmetkoftesi.com
Bir röportajınızda koleksiyonunuzun bağışı için harekete geçtiğinizi belirttiniz. Ne tür adımlar attınız ve süreç şu an nasıl ilerliyor?
Kısa süre önce ciddi sağlık problemleri yaşayınca, koleksiyonumun kaderinin aynı olmaması için arayışlara başladım. Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın’ın, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi Kütüphanesindeki çalışmalardan bahsettiği bir haberi izlerken heyecanlandım. Hemen Sayın İbrahim Kalın’a bir yazı yazarak, ana koleksiyon dışındaki bin parçanın bağış yoluyla Cumhurbaşkanlığı Külliyesi Kütüphanesinde sergilenebileceğini aktardım. Ana koleksiyonu da hayalimdeki Para Müzesi kurulursa devredebileceğimi medyaya duyurdum. Uzun süre cevap alamadım. Yeniden bir yazı yazarak bağış talebimden vazgeçtiğimi bildirdim. Bu kez cevap geldi, görüşme talebinde bulunuldu. Araya pandemi girince iş kaldı. Şimdilik beklemedeyiz.
Dünya çapında bir koleksiyoner olmak nasıl bir süreç?
Öncelikle altım çizeyim, özel bir koleksiyona sahip olarak dünyada bir numara olmak, yüksek prestij sağlar. Mütevazı olmayacağım, tescilli, bir daha bir benzerinin dahi ortaya çıkması imkânsız dünyanın en kapsamlı Osmanlı Kaimeleri Koleksiyonu’na sahip olmak, beni bu alanda dünyada bir numara yaptı. Bu noktaya kolay gelinmiyor. Maddi, manevi çok şey veriyorsunuz. Manevi olarak verdiklerinizin karşılığını kat kat alıyorsunuz ama maddi olarak karşılık almak şans işi. Zaten kimse maddi beklentilerle koleksiyoncu olmaz. Manevi olarak, dünyada bir numara olduğumu bilerek verdiklerimin karşılığını aldım ama yine de içimde bir burukluk var. Çok istediğim, her türlü maddi, manevi desteği verebileceğimi ifade ettiğim halde Türkiye’de bir para müzesi, üniversitelerde nümismatik kürsüler kurulması konularında başarılı olamadım. Bu konular içimde bir ukdedir .
Biraz da Sultanahmet Köftecisi’nden bahsedelim. Kaç şubeniz var?
İstanbul’da yedi, yurtdışında (Almanya, İngiltere, Azerbaycan, KKTC) altı olmak üzere toplam 13 şubemiz var. 2020’de Almanya’da bir, İngiltere’de bir, İstanbul’da iki franchise şube açmak istiyorduk, ancak Covid-19 yüzünden bu yatırımlar şimdilik askıya alındı.
Sultanahmet Köftecisi’nin gelecekle ilgili planları nedir?
100 yıllık bir markayız. Bu deneyimimizi çağdaş dokunuşlarla yurtdışına taşımak en büyük hedefimiz. Avrupa’da yatırım üssü olarak Bulgaristan’ı, ABD’de ise New York’u seçmiş, bu iki ülkede şirket kurup, markamızı tescil ettirmiştik. Devletimizin yurtdışı yatırımlar için önemli destekler verdiği Turqu-ality programı çalışmalarımız da neredeyse tamamlanmak üzereydi. Ona da pandemi dolayısıyla ara vermek zorunda kaldık. Turcjua-lity desteği almaya başladığımızda Avrupa’da ve ABD’de altyapısı hazır olan yatırımlara ağırlık vereceğiz. Dünyada tanınan bir marka olacağız.
Sizi farklı kılan ne?
Köfte Türk mutfağının özgün ürünlerinden biridir. Araştırmalara göre de Türkiye’de 300’e yakm köfte çeşidi bulunuyor. Yeni yeni köfteciler açılması son derece doğal. Allah hepsine bol kazançlar versin. Bizim isyanımız taklitçilere. Sultanahmet Köftecisi, Türkiye’de en çok taklit edilen marka. 200’ü aşkın taklitçimiz var. Yaklaşık 20 yıldan beri bunlarla hukuk mücadelesi veriyoruz. Birçoğu kapandı, ciddi tazminatlar ödemek zorunda kaldılar. Hala yüzü aşkın taklitçiyle ilgili davalar sürüyor. Ana dava şu anda Yargıtay aşamasında, sonucunu bekliyoruz. İsmimizi taklit etseler de köftelerimizin lezzetini ve logomuzu taklit edemiyorlar. Köftemizin en önemli özelliği hiç baharat kullanılmamasıdır. Baharat kullanmadan lezzetli köfte yapmak maharet ister. Çok kaliteli etiniz olacak ki köfteniz kendinden lezzetli olsun.
Etlerimizi çok uzun yıllardır Afyon ve Balıkesir yöresinden temin ediyoruz. Çok az miktarda ekmek, soğan ve tuz ilave edilerek yoğrulup, usta ellerde meşe kömürü kullanılan mangallarda pişiriliyor. Kurucumuz Mehmet Seracettin Efendi’nin 1920 yılında keşfettiği lezzet, 100 yıldır bozulmadan bugünlere taşındı. Farkımız, tarihimiz, sunum geleneğimiz ve koruduğumuz lezzetimiz ile yediden yetmişe her mideye ve her bütçeye hitap ermesidir.
İlginç banknotlar
■ Meksika’da 1934’te o dönem iktidarda bulunan diktatör, sevgilisi çingene güzelinin resmini paranın üzerine bastırdı.
■ Swaziland Kralı eşlerinin resimlerini paranın arkasına bastırdı.
■ Cook Adaları bereket tanrıları ve tanrıçasını paranın üzerine bastırdı.
■ Kostarica parası arkasındaki tablo ile dünyanın en güzel banknotu seçildi.
■ Yugoslavya Dinarı dünyanın en büyük birimli (500 Milyar) parası olarak rekor kırdı.
■ Guinee hükümeti yaptığı yardımlardan dolayı dönemin Yugoslavya Devlet Başkanı Joseph Tito’nun resmini banknotlarının üzerine bastırdı. (Dünyada yabancı devlet adamının resmi olan tek para.)
Sultanahmet Köftecisi için bir dizi projesi var
■ Önce bayilik sistemi kurulacak, ardından organizasyon tamamlandıktan sonra franehise sistemine dönüşecek şekilde birer merkez dükkan açılacak. İmalathane kurulduktan sonra ise aynı özelliklerde küçüklü büyüklü bayii/ franehise dükkânlar açmak veya açtırmak istiyoruz.
■ Büyük imalathane kurarak Avrupa’ya (franehise dükkân, market, lokanta, otel ve büfelere) dondurulmuş, pişmeye hazır toptan ve perakende köfte satışı yapmayı planlıyoruz.
■ Et entegre tesisi kuracağız. (Canlı hayvan kesim, et alım/satımı ve ihracatı yapılacak)
■ Sultanahmet Elegant Et Lokantası Projesi
■ Sultanahmet Cafe Projesi
■ Sultanahmet Köfte Arabası Projesi
■ Catering Projesi
■ Personel Eğitim Projesi
■ Ar-Ge ve ürün geliştirme çalışmaları (sucuk, et mamulleri vs.)
■ Sosyal sorumluluk faaliyetleri
■ Para Müzesi’nde para sergileri vs. kültürel faaliyetler.
MERVE YILMAZ