Kobi’lerde Döviz Kuru Riski ve Riski Yönetmenin Yolları

2016 yılının son çeyreği ekonomik yaşamda oldukça hareketli geçti. Ortaya çıkan siyasi ve ekonomik riskler piyasalar tarafından fiyatlanarak başta döviz piyasası olmak üzere tüm ekonomiye etkisini hissettirdi. Döviz piyasalarındaki hareket, özellikle yabancı paralı işlemlerde Amerikan Doları (USD), Avrupa Para Birimi (EURO) ile işlem yapan işletmeleri etkilemiştir. Ülkemizdeki işletmeler bu tür kur hareketlerini ulusal ya da uluslararası piyasaların etkisi ile zaman zaman yaşayabilmekte. Önemli olan bu tür kur hareketliliğinden işletmeleri özellikle de KOBİ’leri koruyabilmektir.

Kur artışı kimi, nasıl etkiler?

Kur artışı ilk bakışta ihracat yapanları olumlu etkiler gibi görünmekte. Ancak bu bakış açısı sürdürülebilirlik için olumlu etki yapmaz. Çünkü Türkiye gibi gelişen pazarlarda üretim yapabilmek için dışarıya bağımlı bir ekonomik düzen var ise ihracat yapıldığında avantaj gibi görünen yüksek kur orta ve uzun vadede zarar getirecektir. Zira kur arttığında dışarıya bağımlı girdi fiyatları da artacaktır. Bunların başında enerji (petrol, doğalgaz vb) gelmektedir. Daha sonra ithal hammadde ve diğer girdiler gelmektedir. Dolayısıyla kur artışı üretim maliyetlerini de artıracaktır, işletmelerin maliyet artışlarını fiyatlara yansıtabilirle etkisi, küresel pazarlarda çok az olduğundan işletmeler kârlarından fedakarlık yapacaktır.

kur

Kur artışı yönetilebilir mi?

Kur artışını yönetmek sadece finansal araçlarla yapılmaz. İşletme yönetimi kur artışlarının olumsuz etkilerini alacağı kararlarla yönetebilmektedir. Örneğin USD cinsinden oyuncak ithal eden bir işletmenin yerli pazara TL cinsinden vadeli (çek veya senet ile) satış yapması beraberinde işletmeye kur riski getirmektedir, işletme bu kur riskinin farkında olup yönetebilmek için; yurtiçi satışlarının karşılığında aldığı çek ve senetleri iskonto ettirerek USD’ye dönmektedir. Bu durum işletmeler için alışılagelmiş olmasa da kur riskinin farkında olup yönetmek işletmenin sürdürülebilirliği için daha önemlidir.

Kur riskinden nasıl korunulur?

Kur riski bir finansal risktir ve bu risklerden hedging yapılarak korunulabilir. Hedging olarak ifade edilen bu duruma finansal riskten korunma adı verilmektedir.

Finansal risklerden türev ürünleri ile korunulabilir. Bu ürünler Türev Finansal Araçlar (Derivative Financial Instruments) olarak da adlandırılır. Bu tür finansal araçlara Türev Finansal Araçlar denmesinin nedeni, bu finansal araçların değerinin başka finansal varlıkların (hisse senedi, tahvil, senet, bono, ticari mallar vb.) değerinden türetilmiş olması ya da bu türev finansal araçların değerinin bazı pazar göstergeleri (faiz oranı, hisse senedi endeksleri vb.) ile ilişkili olmasıdır.

Risk yönetiminin aşamaları nelerdir?

İşletmelerin başarılı bir risk yönetimi yapabilmeleri için, risk yönetiminin şu aşamaları içermesi gerekmektedir (Sayılgan, Güven 1996, S.324, 325, 328):

1. Aşama: Riskin kaynaklarının belirgin bir şekilde ortaya konması,

2. Aşama: Riskin belirlenmesi (risk ölçümü),

3. Aşama: Riskin, işletmenin finansal amaçlarının gerçekleştirilmesine olan etkilerinin ortaya konması,

4. Aşama: Belirlenen riskin üstlenilebilir olup olmadığına karar verilmesi,

5. Aşama: Riski önlemeye yönelik tekniğin seçilmesi ve zamanında uygulanması.

Türev araçlar hangileridir?

Genellikle aşağıdaki türev ürünler ile ilgili finansal işlemler yapılmaktadır. Ancak bu ürünlerin onlarca değişik türü de vardır.

■ Vadeli İşlem Sözleşmeleri (Forward Contracts): Bir işletme vadeli işlem sözleşmesi satın aldığında, bugünden belirlenen bir fiyat üzerinden gelecekte varlığın belli bir tarihte ve belli bir yerde kendisine teslimini sağlayan anlaşmayı imzalamış olur. İşletme, teslim zamanında, satın almış olduğu varlığı elde ederse sözleşme fiyatını öder. İşletmenin teslim zamanındaki karı ya da zararı, varlığın piyasa değeri ve sözleşme fiyatı arasındaki farktır.

■ Seçimlik Hak Sağlayan Sözleşmeler (Options Contracts): Opsiyon sözleşmeleri, sözleşmeyi satın alan tarafa sözleşmeyi kullanma veya cayma hakkı veren, sözleşmeyi satan tarafa da yükümlülük veren sözleşmelerdir. Satın alan tarafın kullanma veya cayma hakkını kullanmak için karşı tarafa ödediği prime de opsiyon primi adı verilmektedir.

■ Organize Vadeli İşlem Sözleşmeleri (Futures Contracts): Organize vadeli işlem sözleşmesi, vadeli işlem sözleşmesi ile benzer özellikler taşımaktadır. Ancak, aradaki tek fark organize vadeli işlem sözleşmesinde sözleşme fiyatındaki değişimlerin günlük olarak belirlenmesidir.

■ Vadeli Takas Sözleşmeleri (Swap Contracts): Vadeli takas sözleşmeleri; tarafların faizi ya da döviz cinsini değiştirmek suretiyle yaptıkları takas sözleşmesidir. Bu sözleşmeler, iki veya daha fazla taraf arasında gelecekteki bir süreyi kapsayan zaman diliminde, belirlenen dönemler itibariyle nakit akımlarının değiştirilmesini içerir (Sayılgan, 2004, s.311). Vadeli Takas Sözleşmelerinin (Swap Contracts) birçok türü mevcuttur. Bunlardan en çok kullanılanları faiz oranı svvabı ve döviz kuru swabıdır.

■ Vadeli İşleme Konu Ticari Mal Sözleşmeleri (Commodity Contracts): Gelecekte belirli bir tarihte, bir malı sözleşmede belirlenen fiyat üzerinden satın almayı veya satmayı zorunlu kılan sözleşmelerdir.

Hangi amaçlarla türev ürünler alınıp satılmaktadır?

Türev ürünler alım-satım kazancı elde etmek ve finansal riskten korunma amaçlı yapılmaktadır. Alım-satım amaçlı türev ürünler işletmelerin risk algısına ve bu riski nasıl yönettiklerine göre değişmektedir. Dolayısıyla KOBİ’lerin türev ürünleri finansal riskten korunma amacıyla kullanmaları daha iyi olacaktır. Örneğin hiç yabancı paralı cirosu ve/veya yabancı paralı borcu olmayan bir KOBİ için ileri vadeli bir döviz sözleşmesi alım-satım amaçlıdır ve riski yüksektir. Buna rağmen cirosunun büyük bir bölümü yabancı para cinsinden olan bir turizm işletmesinin 2014’teki nakit akışının bir kısmını (önerilen lA dür) ileri vadeli sözleşme ile (forvvard) bozacak olması bu işletme için risk yönetimidir.

KOBİ’ler için 10 öneri

  1. KOBİ’ler türev ürünler ile ilgili işlemler yaparken mutlaka finansal danışmandan bilgi almalıdırlar.
  2. Nakit akışlarını (en azından 12 aylık) tahmin etmeleri gerekmektedir.
  3. Tüm nakit akışı için türev ürün planlanmamahdır, nakit durumunun Va ünü geçmemesi önerilmektedir.
  4. Yapılacak işlemlerin türü ve vadesi iyi belirlenmelidir.
  5. Teminatlandırma yapılırken dikkat edilmelidir.
  6. Sabit türev ürünler yerine (örneğin forward ve opsiyonu içinde barındıran) bazı ürünler kullanılabilir.
  7. Teklif alınan finansal kuruluş sayısı çoğaltılmalıdır.
  8. Türev ürünler zarar etse bile bu zarar iyi yönetildiğinde ötelenebilmektedir.
  9. Türev ürün alırken veya satarken spot piyasadaki fiyat önemlidir, çünkü gelecekteki fiyat bugünkü spot fiyat üzerinden hesaplanır.
  10. İşlemlerin birçoğu (backto back) yurtdışındaki bir finansal kuruluş ile yapılmaktadır, bu nedenle fiyatlar karşılaştırılıp uygun fiyat alınabilir.

Doc. Dr. Volkan Demir

Galatasaray Üniversitesi Muhasebe – Finansman Anabilim Dalı Öğretim Üyesi / işletme Araştırma ve Uygulama Merkezi Müdürü vdemir@gsu.edu.tr





Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir