Kasap Döner’in Başarı Hikayesi

EMRAH SARITAŞ Sarıtaş Ailesi 72 yıldır et işiyle uğraşıyor. Markaları Kasap Döner bu yıl 110 milyon TL ciro hedefliyor. Yönetim Kurulu Başkanı Emrah Sarıtaş, hedeflerinin başta Almanya olmak üzere Avrupa’da şubeleşmek olduğunu söylüyor…

TÜRK fast food tarzında dönerin yeri ayrıdır. Neredeyse her köşe başındaki bir lokantada, büfede döner görmek mümkün. Bu manzara yıllardır böyle. Sadece döneriyle ünlü restoranlar bile var. Ne var ki, döner markası zincirlerinin tarihi oldukça yeni. Yaklaşık 10 yıl öncesine kadar sadece birkaç tane o da sınırlı sayıda şubesi olan döner zinciri vardı. Ancak son yıllarda bu sayı hızla artmaya başladı. Birçok döner zinciri açıldı. Bunlardan biri de Kasap Döner.

Hızlı büyümesiyle dikkatleri üzerine çeken Kasap Döner, 2010 yılında açıldı. Ancak zinciri kuran Sarıtaş Ailesi’nin et ile ilgili geçmişi çok eski. Erzincanlı Ahmet Sarıtaş’ın 1945 yılında İstanbul Üsküdar’da açtığı kasap dükkanına dayanıyor geçmişi. Özetle, Kasap Döner markasının arkasmda 72 yıldır et işiyle uğraşan bir aile var. Bugün hızlı büyüyen Kasap Döner markasının sahibi Global Restoran Yatırımları AŞ’nin başında ailenin üçüncü kuşak temsilcisi Emrah Sarıtaş bulunuyor. Aile bir taraftan toptan ve perakende et işine devam ederken bir taraftan da Kasap Döner’i büyütüyor. Türkiye’de yılsonunda 75 şubeye ve 110 milyon TL ciroya ulaşacak olan markanın genç patronlarından Emrah Sarıtaş ile Beşiktaş’taki restoranında buluştuk. Sarıtaş, döner işine nasıl başladıklarım ve gelecek hedeflerini anlattı…

Kadınları mesleğe kattık

Hayat Sende Derneği ile ortak bir projemiz devam ediyor. Devlet korumasındaki çocuklar 18 yaşında gerçek hayatın içine hazır olmadan giriyorlar. Bir tutunacak dalları olmuyor. Biz bu çocuklara hem meslek öğretiyor hem de istihdam etmeye çalışıyoruz.

Döner ya da lavaş ustası olmalarını sağlıyor ya da yönetim kademelerine yükselmelerini istiyoruz. Aynı mesleğe başka yerlerde de devam edebiliyorlar. 15 çocuk bu işe dahil oldu. Yasa gereği 18 yaş altını istihdam edemiyoruz. İşkur’la da bir projemiz var. Restoran, yeme içme sektörünün mutfağı erkek egemen. Biz kadın eli değsin istiyoruz. Biz işe başladığımızda kadın döner ustası, lavaş ustası yoktu. Biz sıfırdan yetiştirdik. Bünyemizde istihdam ettik. Bir tane kadın döner ustası oldu. İzgara ve lavaş ustası kadın çalışanlarımız var. Döner ustaları genelde sertifikalı ve belgeli olunca iyi maaş da alıyorlar. Bir sene içinde bizim şubelerimizde kadın ustaları göreceksiniz. Erkeklerden daha iyi döner kesip pişiriyorlar, Yatırımcı olarak da iki kadın girişimcimiz var. Biri İstanbul’da diğeri ise Adana’da.

Sarıtaş Et ve Sucuk ne zaman kuruldu?

Dedem Ahmet Santaş 1945 yılında askerliğini bitirip terhis oluyor. İkinci Dünya Savaşı dönemi olduğu için askerliği beş yıl sürmüş. İstanbul’a gelmiş ve baba mesleğini seçerek kasap olmuş. Üsküdar’da ilk kasap dükkanını açmış. Aynı yerde değil ama Üsküdar’da halen Sarıtaş Kasap faaliyet gösteriyor. Dedem çok çalışkan bir insandı. Her gün sabah 06.30’da işe gidip akşam 21.00-22.00 gibi eve gelirdi. Uzun yıllar kasaplık yapmış. Birkaç şube daha açtıktan sonra et toptancılığına başlamış. Babam Haşan Santaş ve amcam Erol Sarıtaş işe dahil olduktan sonra et toptancılığına girmişler.

İşleri babanız ve amcanız mı büyütmüş?

Aile büyüklerimiz 1980 öncesinde sadece kasaplık yapmış. Sonrasında et toptancılığına girmeye karar vermişler. Babam ve amcam bu alana bir de yenilik getirmiş. Et toptancıları 1980 öncesinde İstanbul dışında kesilen etleri ahşap kasalı kum kamyonuna benzer araçlarla getirip kasaplara bırakırmış. Bizimkiler ilk defa soğutuculu kamyon ile etleri taşımışlar. Tabii o dönemde kamyon almak, kasa yaptırmak öyle kolay değil. Peter marka soğutucuyu İngiltere’den ithal etmişler ve kasaya monte etmişler. Soğutuculu kamyon Sarıtaş Et’i bir adım öne geçirmiş. Rakiplerine karşı avantaj sağlamış. Daha uygun koşullarda, risksiz olarak pırıl pırıl et getirmeye başlamışlar. Bu girişimden sonra Balıkesir gibi daha uzak illerden de et kestirip getirmeye başlamışlar ve büyüme asıl olarak ondan sonra başlamış.

Bugün neler yapıyorsunuz?

Santaş Et ve Sucuk hem yerel hem de ulusal marketlere et tedariki yapıyor. Aynı zamanda kendimize ait sekiz tane kasap dükkanımız var. Bu noktalardan da et satışı yapıyoruz. Sekiz mağazamızın hepsi İstanbul Anadolu Yakası’nda. Hepsi aileye ait. Aile bireyleri şubeleri sürekli denetliyor. Kasap işi üretim yerinden uzak olmamalı. Hep elimizin altında olmalı. Aksi halde kontrol edemeyiz. Bu nedenle de büyütmekten yana olmadık.

Döner fikri nasıl ortaya çıktı?

Aile dostumuz Abdullah Süngü’nün fikriydi. Onlar da bizim gibi eski bir Üsküdarlı aile. “Siz eti biliyorsunuz böyle bir iş yapalım” dedi. Kasap Döner markası böylece başlamış oldu. İlk mağazayı 2010 Ekim’de açtık. Şu anda yurtdışı dahil 51 mağazaya ulaştık. Kasım sonunda 60 mağazaya ulaşacağız. Yılsonuna kadar 75 olacağız. 2018 sonu ise 100 mağaza hedefimiz var.

Şubelerin hepsi franchising mi? Franchi-sing şartlarınız nedir?

11 ’i bizim. Gerisi franchising. En önemli şartımız adayın kendisi. İşe sahip çıkabilecek mi ona bakıyoruz. Özen gerekiyor. İlgilenmesi lazım. Hatta diğer işlerden daha çok ilgilenmesi lazım. Çünkü hizmet sektörü. Franchising ile büyümeyi seçmemizin sebebi var. Her şubenin başında ortaya kendi emeğini, gayretini koyacak girişimci olması gerekiyor. Bizim olmazsa olmazımız işe uygunluğu ve emek verecek olması. 150 bin TL franchising bedelimiz var. Bir sefer ve 10 yıllık bir bedel bu. Bunu peşin alıyoruz. Yatırım bedeli var. Yere göre yatırım bedeli 550 bin ile 750 bin TL arasmda değişiyor. 650-800 bin TL’yi gözden çıkarmak lazım. 18 ay ile 24 ay arasında geri dönüş sağlamyor. Yatırımın hızlı geri dönüşü var. Ciro payı almıyoruz. Reklam katkı payı almıyoruz. Döneri, dükkandaki ürünleri bizden temin ediyorlar. Başka bir maliyet yok. Aldığı malın ücretini ödüyor sadece.

Kasap dönerde kaç kişi çalışıyor, cironuz ne kadar?

1000 kişi istihdam ediliyor. Her şubede ortalama 15 kişi çalışıyor. Masaya servis yapan, emek yoğun bir sektör. Seneye 25 restoran açacağız. 400-500 kişilik istihdam yaratılacak. 2017’de ciromuz 110 milyon TL’yi geçecek.

Bayiliğinizi almak karlı bir iş mi?

Birikimi olan insanlar bu işe yöneliyor. Emlak alsa, daire alsa ne kazandıracak; bunların çok az getirisi var. Oysa bu bir dairenin 20-30 misli kazandıran bir iş. Sermayesi olan insanlar bu işe yöneliyor. 1 milyona daire alıyorsunuz. Kira getirisi 5 bin TL’yi geçmiyor. Oysa Kasap Döner açtığınızda aylık kısmetinize göre 25-50 bin TL gelir elde edebilirsiniz. Ünlü insanlar açıyorlar ve bir yakınlarını işin başına koyuyorlar.

Yurtdışında var mısınız?

Yakın ülkelerde varız. KKTC, Irak ve Azerbaycan’da varız. Yakında bu sayı artacak. Azerbaycan ve KKTC’de et ithalatı yasak. Yerinde üretim yapıyoruz. Irak’a donuk olarak gönderiyoruz. Avrupa’da gündemimizde öncelikle Almanya var. Avrupa’ya girersek orada da yerinde üretim yaparız. Bunun ön çalışmalarmı yapıyoruz.

Size özel ürünler var mı?

Biz etin içinde büyüdük. Et bizim işimiz. Kasap Döner’de yediğiniz her ürünün formülü bana aittir. Köfte, döner, sucuk, sosis hepsinin formülü… Bize özel tariflerdir. Nasıl özendiğimi anlatamam. Ölçüm şu, çocuklarıma gönül rahatlığıyla yedirebildiğim ürünleri müşteriye sunuyorum. Bu konuda çok titiziz.

Tavuk işi yapacak Köylü Güzeli ve steakhouse olarak hizmet verecek İki Satır markalarınız vardı. Bu markalar ne durumda?

Şirket olarak Kasap Döner’in yanma Köylü Güzeli ve İki Satır’ı da eklemiştik. Ancak tek markada büyüme kararı aldık. Enerjimizi Kasap Döner’e yönlendirdik. Bu nedenle diğer iki markamızı beklemeye aldık.

Etleri nereden alıyorsunuz?

Etleri Afyon’dan alıyoruz. Kendi kesimimiz. Köylüden sofraya kadar bizim kontrolümüzde. Arada kimse yok. Köylüden alıp kendimiz kestirip işliyoruz. Küçük bir çiftliğimiz de var. Besicilik bizim işimiz dep. Hayvan bakma işi ufak çiftliklerde daha iyi. Meralarda dolaşıyor. Daha lezzetli oluyor. Bu nedenle eti küçük işletmelerden temin ediyoruz.

Şirkette aileden kimler var?

Babam rahmetli oldu. Amcam Erol Sarı-taş büyüğümüz. Sarıtaş tarafında amcam Yönetim Kurulu Başkanı. Kuzenim Eser ve ben icranın başındayız. Amcam bizi gözetliyor. Kasap Döner’de üç kişiyiz. Ben, Eser Sa-rıtaş ve Abdullah Süngü Bey birlikte yönetiyoruz. Kasap Döner’de Yönetim Kurulu Başkanı benim. Amcaoğlum Eser Sarıtaş Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı, Abdullah Süngü ise Yönetim Kurulu Üyesi olarak görev yapıyor.

Kapişle Moda isminde farklı bir şirketiniz var. Burada ne yapıyorsunuz?

Bizim yönettiğimiz değil, yatırım yaptığımız bir iş. Orada iki ortağımız var. ikinci el lüks moda satışı yapıyor. Çanta, ayakkabı, elbise gibi ikinci el eşyalar satıyor. Kadınlar kullanmadıkları lüks eşyalarım bu site üzerinden satıyor. Pahalı eşyalar, www.kapisle.com web adresi üzerinden hizmet veriyoruz.

Et ve döner dışında neler yaparsınız?

Vakit buldukça hobilere vakit ayırıyorum. Aynı zamanda dalgıcım. Bodrum ağırlıklı olarak birçok bölgede dalıyorum. Bir de avcı tarafım var. Avlanmayı çok seviyorum. Sezonuna göre Türkiye’nin her yerine gidiyorum.

Düve ithalatı yapılmalı

Et sorunu 1990‘lardan bu yana var. Türkiye’nin şehirlileşmesiyle L ilgili bir sorun bu. Köyden kente göç arttı. Et tüketimi yükseldi. Hayvan jfl sayısı aynı oranda artmıyor.

Hayvan sayısı aynı ancak tüketim üç kat arttı. Aylık kişi başı et tüketimi 400 gramdı. Bugün 1.2 kg. Yıllık ise 13 kg. Üretim talebi karşılamıyor. İşe hep yanlış yerden bakılıyor. Buzağı pahalı. Buzağı 4 bin 500 TL. Adam bunu alıp 2 bin 500 TL masraf yapıp besliyor. 8 bin TL’ye satıyor. 300 kg et çıkıyor bu hayvandan. Etin kilosunu 26 TL’ye mal etmiş oluyor. Aslında çok pahalı değil. Piyasayı liberalleştirmek, kendi haline bırakıp oturmasını beklemek lazım. Devlet piyasayı düzenleyecek, w düzenlerken köylünün yanında olacak, ithalatı açacak, vergisini koyacaklar. Bu vergiden elde ettikleriyle gebe düve getirecek. Bunu da doğru bakabilecek besiciye uzun vadeli, faizsiz satacak ya da hibe edecek. Gebe düve en az dört kez doğuracak. Hayvan nüfusu artacak.

En güzel yöntem bu. İthalatı serbest bıraksınlar. Singapur’dan düve ithalatına vergiler sıfırlandı. Bu uygulama yaygınlaşmalı. Buzağının ucuzlaması düve ithalatı ile mümkün. Et bu şekilde ucuzlar.

İdriz Çokal