İhracatı Artırmanın Yolları
Kur düzeyi çok uygun, artık ürettiğiniz her şeyi ihracat eksenli hale getirebilirsiniz. İhracatı artırmanın yolları sadece kaliteli olmaktan ya da fiyat rekabetinden geçmiyor. Yaratıcı fikirlerin desteklediği farklılıklar da önemli…
İhracat Fikirleri Enstitüsü
NEDENİ ve niteliği ne olursa olsun kriz dönemlerinde yaratıcı akla ihtiyaç vardır. Yaratıcı akıl özellikle belli dönemlerde küçük ya da büyük organizasyona sahip şirketler için vazgeçilemez gereksinme haline gelir.
Bu süreç ne patron katının önerisi ne de yönetim kurullarında alman kanıksanmış kararlarla yönetilebilir. Klasik yaklaşımlar da genellikle tavsiye niteliğinde kalır, her şey teorik söylemlerden öteye gitmez, işin ilginç tarafı, çoğu kararın her zaman ‘ortak akıl’ tarafından oluşturulduğu inancına saplanıp kalmaktır. Şirketin başmdakilere alkış tutmak gerçekliğin üzerini örtmekten başka bir işe yaramaz.
Gerçek yaratıcı akıl ise ‘evet efendim’, ‘çok haklısınız’ gibi kabullenici söylemlerle değil; aykırı fikirleri seslendirmekle gelişir ve ‘gerçek ortak akıl’ haline gelir. Doğru süreç temel ihtiyacın ne olduğunu ortaya koymakla başlar. Bir ticari kurum için kriz genellikle ‘pazar bölümlenmesi’, ‘konumlandırma hataları’, ‘rekabet yanlışları’, ‘tedarik sorunları’ gibi sıradan konularla başlar.
Büyük sorunlar ise genellikle finansman, maliyet, borç yükümlülüğü gibi majör iktisadi konulardan kaynaklanır. En önemlisi ise ihracat yapmamak ya da yapamamaktır.
BÜNYE İÇİNDE YA DA DIŞINDA
Bugün küçük ya da büyük şirketler için tek çıkış yolu ihracata odaklanarak dış satımın önünü açacak yaratıcı formülleri oluşturmaktır. İç pazarda herkes bir şeyler satar, önemli olan aykırı görüşlerin desteğiyle yeni fikirler geliştirip dış pazarlara açılmaktır. Küçük olsun, büyük olsun her ticari kuruluşun vizyon sahibi bireylerinin bir araya gelip ‘geleneğe aykırı sayılabilecek’ ihracat fikirlerini seslendirmesi yararlı olacaktır.
Biz böylesi bir organizasyon için -biraz abartılı olsa da- ‘İhracat Fikirleri Enstitüsü’ adını veriyoruz. Sizler bu organizasyona ‘İhracat Fikirleri Kulübü’, İhracat Fikirleri Atölyesi’, ‘İhracat Fikirleri Ofisi’ gibi adlar da koyabilirsiniz.
Bu oluşumu serbest girişim alanına taşımanız da mümkün. Her sektör için bağımsız sıra dışı fikirler üretebilirsiniz. Bu fikirsel girişim yönteminin henüz ülkemizde bulunmayışı ‘akıl üreten beyinler’ için harika bir fırsat olabilir. Böylece bağımsız profesyonel bir kurum çok sayıda şirkete hizmet verebilir.
Çin 1980’lerin başında buna benzer ‘Fikir Fabrikaları’nı kurarak Japonya’yı ve Güney Kore’yi örnek aldı. ‘Shenzen Serbest Bölgesi’nin hemen arkasındaki olağanüstü planlamalar bu gelişmenin tipik örneklerinden sadccc biridir. En küçük inovasyonlara dahi katkı sunulması Çin’i bugünlere getirdi, ihracata çalışan bir ülke yaptı.
NEDEN AYKIRI FİKİRLER?
Çoğu ihracat fikirleri ilk bakışta ‘aykırı’ gibi görünebilir. İhracat odaklı düşünce tekniği tüm yenilikleri yaratan, soyuttan somuta giden sıra dışı bir aksiyondur. FLer şey keşfedilmemiş fikirleri hayal etmekle başlar. Yaratıcı hayaller genellikle parlak beyinlerden çıkar.
Aykırı olmak orijinal olmak demektir. Aykırı fikirler pozitif anlamda çalıştırılırsa korumacılığı yok eder, geleneksel sığ düşüncenin zincirlerini kırar. Üstelik hiç akla gelmeyen yaratıcı reçeteler ortaya koyar. Burada standart düşüncelere yer verilmez.
Vasat düşüncelerin yaratıcılığı öldürdüğüne, sıra dişiliğin ise hem ürünlere hem de uygulamalara can verdiğine inanılır. En basitinden bugün böylesi çoğu buluşsal fikrin Çin, Güney Kore ve Japonya’dan çıkması tesadüf değildir.
Fikirler önce çağrışım yoluyla ortaya çıkmış gibi görünür.
Her öneri için yeni kapılar açılmış, en azından üretim ve ihracat odaklı yeni stratejiler geliştirilmiştir. Çinliler daha işin başındayken şu soruyu sormuştur kendilerine: “imajı parlatılan ürünün ihracat dünyasındaki yeri ne olmalıdır?” Sadece iyi üretim teknikleriyle çalışmak yeterli değildir. Çok satanlar bir süre sonra sönümlenebilir. Talebi devamlı kılmak önemlidir.
Uzakdoğulu uluslar yeni ekonomiyle birlikte şunu da öğrenmiş, bu prensibi ihracatın temel felsefesi haline getirmişlerdir: “Her zamanki gibi düşünmeye devam edersek, benzer sonuçları alırız. Sürekli yaratım odaklı düşünelim ki mallarımız tüm dünyada tanınsın ve talep oluşsun. Bu süreç bizim yaratıcı aklımızı parlatmakla kalmayacak, bilinmeyen yeniliklerin de yolunu açacaktır!”
Örneğin, Çinliler başlangıçta salt içerik odaklı düşüncelere yer vermediler. Ülkelerine teknoloji transferi de yaptılar. Yatırımcılara düşük tarifeler uyguladılar. Olağanüstü lojistik avantajlar sağladılar.
Sıradan olmayan yatırımcılara Çin topraklarında sembolik işletme vergileri koydular. Kendi geleneksel ve inovatif ürünlerinin sadece görüntüsüyle oynamayı bırakıp, onları içeriğiyle dc özgün hale getirdiler.
Böylece sayıları on binleri aşan ihracat malları için mucizeler yaratılmış oldu. Şunu da unutmadılar; ihracatın sırrı önce özgünlüğü satmaktır. Böylece sıradan ürünler bile sıradan olmayan sonuçlar doğurdu. Kalite zamanla yükseltilerek fiyatlar dengelendi, dünyayla böyle rekabet edildi.
KONUYA NASIL YAKLAŞMALIYIZ?
Taklitçi olamayan stratejiler geliştirip hızlanmak zorundayız. İşin sırrı her işletmenin kendine en uygun ihracat projesini hayata geçirmesidir. Biz de yaratıcı stratejilerinize yön verecek basit cümleler kurarak ufak birkaç katkı sunalım:
- Geleneksel ihracat fikirleriyle düşünmeye son verin.
- Önce teknoloji odaklı fikirler oluşturun. Her şeyi teşviklerden beklemeyin; yenilik fikirleriyle tepedeki yöneticileri ikna edin.
- İster bünye içinden ister dışından olsun yaratıcılık ve yenilik projelerini üst düzeyde ödüllendirin. Sıradan iyileştirme senaryoları daima patinaj anlamına gelir; yenilikçi ürünler tasarlayarak aykırılığın kapısını aralayın.
- Kaliteyi bugüne değil, yarma odaklayın. Tekdüze stratejiler izlemeyin, ihracatta çok yönlü olmak kalite algınızı yukarılara taşır.
- Fikir üretenleri eleştirmeyin, her yenilik sıra dışılıkla başlar. Daha iyinin daha iyisini yapmaya çalışın; taklitçiliği terk edin.
- Dünyaya yakın değil, uzak gözlükleriyle bakın; müthiş düzeyde yeni ihtiyaçlar olduğunu göreceksiniz.
- ‘Vizyon’ ve ‘misyon’ avuntusu sizi yaşam boyu ipnotize edebilir; ilkelerinizi ihracat fikirlerine odaklayıp hedeflerinizi her yıl yenilemeyi unutmayın.
- İhracat için yaratıcı fikirler üreten kadronuzu arada bir rotasyona tabi tutun. Bilin ki doğurganlığın bir sonu vardır.
- Tüm ulusların kendilerine uyarladıkları tüketim alışkanlıkları olduğunu unutmayın. İhracat fikirlerini üretenler olarak bu eğilimleri gidin görün, yaşayın, öğrenin!
- Yenilik düşünceleriniz yalnız kaliteyi değil, evrensel estetik ve teknolojik değerleri de yansıtsın.
- Unutmayın! Bugün ithal ettiğimiz ürünlerin birçoğu ülkemizde de yapılıyor ya da üretiliyor. Akışı tersine çevirecek iyileştirici yatırımlara bilinçle yaklaşın; karar vericileri hemen ikna edin.
- Her ülkenin algı, değer ve kabul düzeyi farklıdır. Ülkelerin psiko-sosyal eğilimlerini dikkate alıp özel mesajlar verin; farkı fark ettiğinizi gösterin.
- Ve şu ifadeyi çerçeve içine alın: “Günümüz ekonomilerinde ihracat ‘ticari başarı’nın bir bileşeni değil; belki doğrudan kendisidir!”
NUR DEMIROK