Hayvancılığa Verilen Hibe ve Destekler 2017
İçeriğe Ait Başlıklar
25 YETİŞTİRİCİ İL
Toplam mera varlığının yüzde 52’sini, büyükbaş hayvan varlığının da yüzde 32’sini oluşturan 25 ilde mera hayvancılfğryetişti-rici bölgeleri oluşturulacak. Mera varlığı, yetiştirici kültürü ve iklim yapısının hayvancılığa uygun olduğu bu iller şöyle sıralanıyor: Ağrı, Ardahan, Artvin, Bayburt, Bingöl, Bitlis, Çankırı, Çorum, Elazığ, Erzincan, Erzurum, Giresun, Gümüşhane, İğdır, Kars, Kastamonu, Kayseri, Malatya, Muş, Samsun, Sivas, Şırnak, Tunceli, Van ve Yozgat.
Türkiye’de yaşanan buzağı ölümleri nedeniyle, mevcut anaç hayvan sayısına göre bir yaş altındaki hayvan sayısı gelişmiş ülkelerin altında bulunuyor. Bu nedenle hayvan sayısının artırılabilmesi için anaç hayvanların buzağılama sayısını artırmak ve doğan buzağıları hastalık ve zararlılardan korumak büyük önem taşıyor. Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’ndan alınan bilgiye göre yetiştirici bölgesinde doğan, Bakanlık kayıt sistemlerine kayıtlı, programlı brusella, sığırların nodüler ek-zantemi (LSD) ve şap aşıları yapılmış dört ay ve üzeri her buzağı için ilave 200 TL prim ödenerek toplamda buzağı desteği 750 TL’ye kadar çıkarılacak. Buzağılara yüksek teşvik vermek suretiyle, üreme programlarının yaygınlaştırılması, buzağı doğumlarının teşvik edilmesi ve doğan buzağıların hayatta tutulması hedefleniyor. Böylece, toplam anaç sığırlardan etkin sürü sağlığı ve yönetimi ile 600 bin baş ilave buzağı elde etme imkanı oluşacak.
UYGUN DÜVEYE HİBE
Mevcut hayvancılık işletmelerinin altyapılarının iyileştirilmesi ve ölçeğinin büyütülmesini hedefleyen hükümet, yetiştirici bölgelerinde hayvan sağlığı ve hayvan refahı standartlarına haiz, bölgenin coğrafi şartlarına uygun ahır ve ağıl yapımına yüzde 50 hibe desteği verecek. Et sığırcılığına uygun düve alımına yüzde 30 hibe desteği sağlanacak. Bu proje kapsamında, mera hayvancılığı yetiştirici bölge illerinde 2017’den itibaren üç yılda 250 bin baş, altyapısı uygun diğer illerde ise 100 bin baş olmak üzere, et verimi yüksek toplamda 350 bin baş gebe düve ülke sürüsüne katılmış olacak.
Yeni hayvancılık modeli ile küçükbaş hayvancılığı geliştirmek, et verimi yüksek sürüleri oluşturmak, toplam kırmızı et üretimi içerisinde koyun ve keçinin payını artırarak sığır etine olan baskıyı azaltmak için damızlık koç ve teke üretim merkezleri kurulacak. Buna göre bitki örtüsü ve mera yapısına daha elverişle 23 ilde damızlık koç ve teke üretim merkezleri hayata geçirilecek. Bu iller Afyonkarahisar, Ağrı, Antalya, Balıkesir, Bingöl, Bursa, Diyarbakır, Elazığ, Erzurum, Eskişehir, Hakkâri, İğdır, Kırklareli, Konya, Mardin, Mersin, Ordu, Siirt, Sivas, Şanlıurfa, Şımak, Tekirdağ ve Van olacak.
Daha önce Başbakan Yıldırım tarafından 22 il olarak açıklanan damızlık koç ve teke üretim merkezlerinin kurulacağı il sayısı son olarak Bingöl’ün de eklenmesiyle 23’e çıkarıldı. Bu illerde ağıl-ahır yapımı ve alet ekipman ile canlı materyale yüzde 50 hibe verilecek. Damızlık koç-teke merkezlerinin kurulmasına yönelik gerekli mevzuat 2017 yılı bütçesinin kesinleşmesinin ardından yayımlanarak, başvurular alınacak. 2017 yılı içinde yatırımlar başlayacak.
Afyonkarahisar, Bitlis, Diyarbakır, İstanbul, Kayseri, Muş, Samsun ve Tekirdağ olmak üzere 8 ilde 250 baş kapasiteli damızlık manda üretim merkezleri kurulacak. Bu projede de ağıl-ahır yapımı ve alet ekipman ile canlı materyale yüzde 50 hibe verilecek. Bu merkezlerle, son yıllarda azalan manda sayısı artırılacak, manda damızlık ihtiyacı karşılanacak. Pazarda talep gören manda sütü, kaymağı, yoğurdu ve etinin üretimi de artırılacak. Damızlık manda merkezlerinin kurulmasına yönelik gerekli mevzuat 2017 yılı bütçesinin kesinleşmesinin ardından yayımlanarak, başvurular alınacak^ Yatırımlar, gelecek yıl başlayacak.
ANLIK SÜT KAYIT SİSTEMİ
Hayvansal üretimde, üretim miktarının artmasıyla beraber, ürün kalitesi de artırılacak. Bunun için de et ve sütte birtakım adımlar atılacak. Bunlardan biri de anlık süt kayıt sistemi olacak. Bu sistemle üretilen süt ve süt kalitesi, toplanan ve sanayiye aktarılan süt anlık olarak takip edilecek. Süt üretici fiyatlarının referans fiyatın altına düşmesine müsaade edilmeyecek. Çiğ süt fiyatının düşmesi durumunda, Et ve Süt Kurumu aracılığıyla piyasaya müdahale edilecek. Nerede, ne kadar süt üretildiği izlenerek, kalite standardına göre süt pirimi ödenecek. Süt mamulleri ihracatı teşvik edilip, marka-laşmaya yerilen önem sürdürülecek.
Yeni dönemde ette kesim standardı ve karkas sınıflamasına geçilerek, üretici ve tüketici korunacak. Et kalitesi artırılacak.
Kesilen hayvanın cinsiyeti ve karkas kalitesine göre derecelendirme yapılarak kaliteye göre fiyat oluşması sağlanacak. Büyükşe-hir sınırlan içindeki hayvan barınaklarından ruhsat harcı alınmasına da son verilecek.
25 YILA KADAR KİRALANABİLİYOR
Meralar, hayvancılık yapmak isteyenlere “ıslah etmeleri ve hayvancılık yapmalan” şartıyla kiraya verilecek, Mera, yaylak ve kışlakların kiralanmasında, öncelik hakkı, kiralamanın yapılacağı mera, yaylak ve kışlakların en yakın olduğu köy veya belediyede en az altı aydan beri ikamet eden ve hayvancılık yapan çiftçilere, o köy veya belediyede bulunan kooperatif, birlik veya tüzel kişiliklere ait olacak. Meralar 25 yıllığına kadar kiraya verilebilecek. Üç yıl içerinde 1 milyon hektar alanda ıslah amaçlı kiralama yapılması planlanıyor.
Kira bedeli, kiralanan mera, yaylak ve kışlaklar üzerine kurulacak tesis ve yapıların yerleri bu alanın kullanım bütünlüğü, bitki örtüsü, topografyası, konumu, taban suyu seviyesi, ulaşım durumu, alanın büyüklüğü gibi unsurlar dikkate alınarak mera komisyonunca belirlenecek. Meralarda güvenlik sorunu yaşanmaması için, her yıl yayınlanan il valilik genel emirleri doğrultusunda hareket edilmesine devam edilecek.
ARİ BÖLGE GENİŞLETİLECEK
Hayvan hastalıklarından ari bölgeler genişletilecek. Şu anda aşılı Trakya bölgesinin sahip olduğu arilik statüsü, kademeli olarak Türkiye geneline yaygınlaştırılacak. Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’nın Türkiye’de büyükbaş ve küçükbaş hayvan yetiştiriciliğinde önemli ekonomik kayıplara neden olan şap hastalığına yönelik yeni kontrol eylem planına göre, Trakya Bölgesi 2018 yılında “aşısız hastalıktan ari bölge” statüsüne, Batı Karadeniz, Güney Marmara ve Ege Bölgeleri ise 2019 yılında “aşılı hastalıktan ari bölge” statüsüne kavuşturulacak. 2023 yılına kadar da diğer tüm bölgelerin de aşılı arilik statüsü elde etmesi sağlanacak. 2017 yılından itibaren Batı Karadeniz, Güney Marmara ve Ege bölgesi, “Şap Hastalığından Korunmuş Bölge” olarak ilan edilecek ve tanımlanan bölgeye Bakanlıkça açıklanan kurallar dışında sevk edilen hayvanlar, tazminatsız olarak doğrudan kesime sevk edilecek. Tanımlanan bölgeye, bölge dışından yapılacak duyarlı hayvan şevklerinin kontrolü için 19 adet yol kontrol noktası oluşturulacak. Kurulacak Yol Kontrol Noktalan şöyle olacak:
Anamur-Gazipaşa arası, Karaman-Antal-ya, Akseki-Seydişehir, Beyşehir-Şarkika-raağaç, Senirkent-Karaadilü, Isparta/Burdur-Denizli-Sandıklı Kavşağı, Afyon-Baııaz, Afyon-Kütahya, Eskişehir/Sivrihisar-Polat-lı, Eskişehir/Sancakaya-Nallıhan, Kızılcaha-mam-Cankurtaran (Otoyol), Kızılcaha-mam-Gerede, Kızılcahamam-Çerkeş, Kale-cik-Çankırı, Çankırı-Kırıkkale, Çorum-Çankırı, Çorum-Ilgaz, Çorum-Sinop ve Samsun-Sinop.
TAZMİNATLI KESİM
Trakya’dan sonra Batı Karadeniz, Güney Marmara ve Ege Bölgesi’nin de şap hastalığından korunması için alınan önlemleri desteklemek amacı ile bu alanda 2018 yılından itibaren şap hastalığına yakalanmış hayvanların tazminatlı olarak kesime sevk edilmesi kararı alınacak. Ariliği hedeflenen bölgede bulanan ve şap hastalığına karşı ilk defa aşılanan hayvanların bağışıklığını güçlendirmek için bir ay sonra yeniden aşılanmaları sağlanacak.
Hayvan nakillerin sağlıklı yürütülmesi için hayvan dinlendirme ve kontrol merkezleri kurulacak. Bakanlıktan alman bilgiye göre öncelikle yurtiçi hayvan hareketlerinin yoğun olarak yapıldığı doğu-batı, kuzey-güney hattında bulunan karayollarının kesişme noktalarında ve sekiz saatlik süreye denk gelen 600-650 km’lik mesafe göz önüne alınarak Amasya, Ankara, Afyonkarahisar, Sakarya, Sivas, Eskişehir, Elazığ, Kayseri, Aksaray, Konya ve Adana illeri ile Avrupa’dan ithalat yolu ile Türkiye’ye gelen hayvanlar için ise Edirne’de kontrol ve dinlendirme istasyonu kurulması düşünülüyor.
İlk etapta hayvan nakillerin sağlıklı yürütülmesi için Afyonkarahisar, Amasya, An-kara-Polatlı, Edime-Kapıkule olmak üzere dört ayrı noktada, hayvan dinlendirme ve kontrol merkezi kurulacak. Türkiye’de şu anda hayvan dinlendirme ve kontrol istasyonu bulunmuyor. Hayvanların Nakilleri Sırasında Refahı ve Korunması Yönetmeliği kapsamında evcil tek tırnaklılar, sığır cinsi hayvanlar, koyun ve keçi türü hayvanlar ek donanıma sahip olmayan araçlarla sekiz saatten fazla bir süre ile taşınamıyor. Ek donanıma sahip araçlar ile belirli sürelerde taşıma yapılabiliyor.
MALİYETİ 2 MİLYON TL
300 büyükbaş, bin küçükbaş hayvan kapasiteli bir dinlendirme istasyonu kurulması için yaklaşık olarak 2 bin metrekare barınak, 500 metrekare sosyal tesis ve idari bina olmak üzere 2 bin 500 metrekare kapalı alana ihtiyaç duyuluyor. Araçların park edileceği, dezenfeksiyon ünitesinin kurulacağı yaklaşık olarak 17 bin 500 metrekare açık alanla toplam büyüklük en az 20 bin metrekareye ulaşıyor. Dinlendirme ve kontrol merkezinin, meskun mahal dışında, çevresinde hayvancılık işletmesi bulunmayan, biyogüvenlik tedbirlerinin uygulanabileceği, yol güzergahı üzerinde, yönetmelik şartlarını sağlayan bir yerde kontrol ve dinlendirme istasyonu kurulması öngörülüyor. Piyasa verileri doğrultusunda 300 büyükbaş bin küçükbaş kapasiteli bir kontrol ve dinlendirme istasyonun maliyetinin yaklaşık 2 milyon TL olacağı hesaplanıyor.
HAVZA BAZLI ÜRETİM
Milli Tarım Projesi ile 2017 itibarıyla bitkisel üretimde “Havza Bazlı Üretime Dayalı Destekleme Modeli” hayata geçirilecek. Havza bazlı üretime dayalı destekleme modeli ile Türkiye 941 havzaya dönüştürülecek. Ürün deseni çıkarılan 941 havzada, stratejik açıdan önem arz eden 19 ürünün yetiştirilmesi desteklenecek. Buğday ve yem bitkilerini tüm havzalarda desteklenecek. Havza bazlı üretimde buğday ve yem bitkileri dışında desteklenecek diğer ürünler şöyle olacak: Arpa, çavdar, çeltik, dane mısır, tritikale, yulaf, kuru fasulye, mercimek, nohut, Aspir, yağlık ayçiçeği, kanola, kütlü pamuk, soya, çay, yağlık zeytin ve fındık.
Söz konusu ürünler, bilimsel olarak tespit edilen havzalarda ekilmesi halinde destekten yararlanabilecek. TMO da alımları-nı bu düzenlemeye göre yapacak. Üretici kafasına göre değil, havzasına göre ekim yapacak. Havza bazlı üretim ile Türkiye üretim planlamasına geçecek. Arz açığı ve arz fazlası tartışmaları da büyük oranda ortadan kalkacak. Üretici neyi, nerde ekerse ne kadar destek alacağını önceden bilecek. Piyasalardaki fiyat dalgalanmalarını en aza inecek, fiyat istikrarına katkı sağlanacak.
ÜRÜNLER BELİRLENDİ
Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı, havza bazında desteklenecek ürünlerin dağılımını gösteren listeleri açıkladı. Havza bazlı destekleme uygulamaları kapsamında Türkiye’de arz açığı bulunan, stratejik ve bölgesel önem arz eden, insan beslen-mesi-sağlığı ve hayvansal üretim açısından önem arz eden buğday, arpa, çavdar, çeltik, dane mısır, tritikale, yulaf, mercimek, nohut, kuru fasulye, pamuk, soya, yağlık ayçiçeği, kanola, aspir, çay, fındık, zeytinyağı ve yem bitkilerinden oluşan 19 ürün bazında değerlendirme yapıldı. Söz konusu ürünlerle ilgili olarak istatistiki veriler, ekim nöbeti, iklim, toprak ve topografya, su kısı verileri, il ve ilçelerdeki kamu, sivil topluk kuruluşları ve üniversitelerin teklifleri dikkate alınarak 1 milyardan fazla verinin yer aldığı karar deştek sistemi sonucunda 941 havza ilçe bazında dağılımı belirlendi.
2017 sezonunda uygulamasına geçilecek olan bu model kapsamında desteklenecek ürünlerin dağılım listelerinin kooperatiflere, birliklere, odalara ve üreticilere duyurulmasıyla ilgili il ve ilçe müdürlüklerine talimat gönderildi.
MAZOT DESTEĞİ, EKENE VERİLECEK
2017 üretim yılı Çiftçi Kayıt Sistemi (ÇKS) kaydını yaptıran üreticilere alan bazlı olarak yetiştirecekleri ürün dikkate alınarak mazot girdi maliyetinin yansı destek olarak karşılanacak. Bundan faydalanmak için üreticinin ÇKS’ye kayıt olması ve kayıt esnasında üreteceği ürünün beyanı yeterli olacak aynca üreticilerden dilekçe istenmeyecek. Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Faruk Çelik, mazot desteğinden tarlayı kim ekiyorsa onun yararlanacağmı belirterek, desteğin arazisini kiralayan tarla sahibine verilmeyeceğini kaydetti.
Bakan Çelik’in verdiği bilgiye göre, 2018 yılı şubat ayında ödenmesi planlanan mazot desteğinin aynı yıl içinde ödenmesi için çalışma sürdürülüyor. Bu arada yeni modelde destekleme başvurulannda bürokratik işlemler azaltılacak. Çiftçiler yılda tek başvuru yapacak. Destek ödemeleri Nisan-Mayıs ve Eylül-Ekim olmak üzere iki dönemde yapılacak.
YENİ DEPOLAR KURULUYOR
Toprak Mahsulleri Ofisi (TMO) klasik depoculuktan çıkacak ve piyasaları düzenleyici rolünü daha etkin bir şekilde yürütecek. Havza bazlı destekleme modelinde destek kapsamına giren ve alimim yaptığı ürünlere müdahaleye devam edecek. O havzada ekilen, ancak destek kapsamına girmeyen ürünlere müdahale etmeyecek. Tarımda depolama sorununu kökten çözmek için lisanslı depoculuk ve ürün borsalanna ağırlık verecek. Alım yaptığı pek çok noktada lisanslı depoculuğu geliştirmek için öncelikle 1 milyon ton kapasiteli depo yapım ihalesi gerçekleştiren TMO, önümüzdeki süreçte ülke genelinde 5 milyon ton kapasiteli depo yapımı hedefliyor. Bu sayede TMO’nun yaklaşık 300 noktada bulunan işyerleri, yüksek kapasiteli kapalı depolar yaptırılarak toplulaştırılacak ve piyasalar daha aktif yönetilecek.