Dip sos satışları dünyada rekorlar kırıyor
PANDEMİYLE birlikte dünyada yeniden yükselen bir alışkanlık dikkat çekiyor: ‘Dip’ satışları Amerika’da üç kat; Avrupa’da iki kat artmış. Daha da artacak gibi görünüyor. Ama önce bir algı yanlışlığını düzelterek konuya girelim: ‘Dip’ tanımı bizde çok fazla kullanılmıyor ve yaygın olarak bilinmiyor. Hatta çoğu yerde ‘dip’ ile ‘sos’ arasında bir ayrım yok, bilmeyenler tümüne birden ‘sos’ diyor.
Oysa ‘sos’ dediğimiz lezzet artırıcı özel karışımlar sıcak ya da soğuk olarak bazı yemeklerin üzerine konuyor ya da karıştırılıyor. Oysa ‘dip’ başlı başına bir lezzet olarak içine ekmek türleri bandırılarak hızlı bir yemek şeklinde tüketiliyor. Dünyada çeşit sayısı her gün artıyor, yeni lezzetler ortaya çıkıyor. Satışlar genellikle özel kavanoz türü ambalajlarda. Tatlısı, tuzlusu, acısı ve inanılmaz çeşitleriyle ilginç çok bir kategori.
Üstelik ‘dip’ üretimi içerik olarak belli çeşit standartları içermiyor; sıkı gıda denetimleri yapılsa da yeni buluşlara, yeni tatlara açık bir alan. Kategori sayısında sınır yok. Hemen her şey lezzet algısıyla şekilleniyor; çoğu karışım halinde sunuluyor.
SOS İLE DİP’İN FARKI
‘Sos’ ile ‘dip’ arasındaki ayırımı bizim topraklardan basit bir örnekle şöyle açıklayabiliriz: Orta Anadolu’da ‘çemen’ ya da ‘çaman’ adıyla anılan, kurutulmuş boyotu ve kırmızı biber karışımlarıyla yapılan lezzet belki bizdeki en basit ve tek geleneksel örnek. Bu karışım ‘dip’ tüketiminde olduğu gibi pidelerin üzerine konuyor ve geçmişte başlı başına bir öğün olarak afiyetle yeniyordu ve hala da yeniyor.
Batıda bu denli tüketim gelişmesi ve çeşitlenmelerinin elbette bir nedeni var:
Ürünler son derece hijyenik. Tek başına bir dip kavanozunun içeriği ekmek üzerine sürülerek ya da ‘baton’ türü bir unlu mamul eşliğinde çeşitli lezzet algı ve aromalarıyla birlikte aynı öğünde bitiriliyor.
Tatlı, acı ya da ekşi, inanılmaz çeşitlere sahipler. Bazı gurme restoranlar dip içeriklerini şimdi sofra zenginleştirme amacıyla da kullanıyorlar. Son zamanlarda sandviç ekmeklerinin içine konarak tüketilmesi ise oldukça ilginç.
ÇEŞİT KONUSUNDA RAKİPSİZ
Gelelim favori çeşitlerden bazı örneklere: ‘Dip’lerin klasik çeşitleri maç günlerinde, televizyon karşısında ya da pikniklerde vazgeçilemez yiyecekleri temsil ediyor. Şimdi ise zengin ve besleyici çeşitler neredeyse başyemek haline gelmiş durumda. Üstelik çeşit sayısı da her gün artıyor. En başta sebze bazlı dipler var. Bunlar pişmiş ve çiğ sebzelerin ezilerek çeşitlendirilmesiyle elde ediliyorlar. Daha çok Ortadoğu mutfaklarında geleneksel bir yayılım göstermiş, Batı’da ise ambalajlar içine konarak tüketime sunulmuş çeşitler bunlar: Diğer sebzelerle oluşturan patlıcan ezmeleri, ‘Babagannuş’ ve ‘Muhammara’ gibi yöresel yoğurt ve tahinlerle yapılanları hemen dikkat çekiyor. Avakado bazlı ‘Meksika Guakamoleleri’ ise en hızlı artan çeşitler arasında. Bu soslar ‘dip’ üretiminde adeta evrim geçirerek onlarca çeşidi ve lezzet yorumlarıyla tüketiciye sunuluyor. Zeytin ezmeli olanlar yanında Ortadoğu’ya gönderme yapan ‘humus’lu çeşitler de var. Enginar, ıspanak, kabak gibi sebzelerden oluşturulan ‘konsantre dip’ler ise Italyan Mutfağı’ndan esinlenerek üretilmiş. Bu türlerin tümü ayrı kategorilerde değerlendiriliyor.
Domatesle yapılan dipler ise üreticilerin ve tüketicilerin adeta hayal gücünü zorluyor: Bizim ünlü çoban salatamızın konsantre ezmesini andıran, zeytinyağı ve bakliyatlarla yapılan ‘yeni nesil dip’ler çok tutuluyor. Konsantre domates ezmesinin içine katılan ‘silantro’ (taze kişniş) içeren salsalar ise en fazla talep görenler arasında. ‘Tomatillo’ (tomatiyo) adını taşıyan bir tür böğürtlen de hazır salsa yapımında adeta vazgeçilmezler listesinde.
‘Yoğurt, peynir, krema ve süt ürünleri dipleri’ ise başlı başına özel bir kategori. İsviçre’nin ünlü eritme peyniri gibi klasik çeşitler yanında lor ve beyazpeynir ezmeleri süzme konsantre yoğurtlarla kombine edilerek yapılıyor. Bizdeki cacığa benzer türler daha yoğun kıvamda sunuluyor. Hatta Rumca ‘Caciki’ adı verilen çok kıvamlı çeşitler pazarı kaplamış durumda.
En çok satanlar listesinde ise özel peynir bazlı dipler başı çekiyor; ‘Blue Cheese’ kategorisindeki bu grubun çok satanı Meksika orijinli ‘Nacho’ eritme dipleri.
‘Ranch’ ise Amerika’dan dünyaya yayılmış, salatalara da kolayca eklenen yine en ünlü diplerden.
GELENEKSEL MUTFAKTAN ESİN ALINABİLİR
Çok satanların içinde bizim iyi tanıdığımız ürünler de var; ‘Humus’ (Hummus) başta geleni. Avrupa ve Amerika marketlerinde öylesine ünlü ki, üreticiler kimi zaman mal yetiştirmekte zorlanıyorlar. Yenilikçi humus çeşitleri zeytin ezmeli, kırmızı pancarlı ve ‘guakamole’li olanlar. Son yıllarda ise Amerika pazarında kırmızı mercimek humusu, sürpriz şekilde çikolatalı ve fıstık ezmeli olarak pazara sunuluyor Böylece tatlı humuslar yepyeni bir grup oluşturuyor. Son yıllarda yükselen çeşitler ise nispeten mayonez gibi olanlar. Bir diğer grup Italyan Mutfağı’nın orijinalitesini yansıtan ‘Pesto’ orijinli dipler. (Türlerini saymak bu sayfaların sınırını aşabilir.) Orijinalleri iyi birer ihraç ürünü aynı zamanda. Yeni çeşitler ise dünyaya yayılmış durumda.
Yerel ‘Catalan Mutfağı’ndan çıkan son örnekler ‘Corona’ tehlikesine rağmen özel ambalajlarda dünyaya ihraç edilmeye devam ediliyor. Ürünler ‘Pesto’ya benzese de dolgu maddesi olarak içeriğinde kızarmış ekmek kullanılıyor. Sarımsak, badem, çamfıstığı, domates ve sızma zeytinyağı başlıca girdiler arasında.
Gıda sektöründe çeşit açısından zirve yapan grup yine bu türden olanlar, inovasyonda sınır tanınmıyorlar. Hiç bilinmeyen ev yapımı dipler dahi ticarileştirilip pastörize olarak grup içinde yer alabiliyor, zirvedeki ürünlerle tüm dünyaya sunulabiliyor. Yeni tat ve lezzet kombinasyonlarına açık bu ilginç alanda ‘ballı’ ve ‘süzme yoğurtlular’ dahil, en lezzetli yerel karışımları siz de yapabilir, sağlıklı ambalajlarda hızla ihracat noktasına da gelebilirsiniz.
NUR DEMIROK