Alaçatı Muhallebicisi 10 İlde Franchise Vererek Büyüyecek
Alaçatı Muhallebicisi, bugün Türkiye genelinde 26 ilde devam eden projelerle birlikte 80 şubeye ulaşmış durumda. 2018 yılında 30 milyon dolar ciro yapan marka, bu yıl cirosunu 35 milyon dolara çıkarmayı hedefliyor. Alaçatı Muhallebicisi İcra Kurulu Başkanı Bülent Sarı, 10 ilde franchise vererek büyümeyi planladıklarını söylüyor.
Ege kültüründen yola çıkılarak 2012 yılında açılan Alaçatı Muhalebicisi, son yıllarda yakaladığı büyüme trendini bu yıl da sürdürme planları yapıyor. Türkiye genelinde 26 ilde’devam eden projeleriyle birlikte 80 şubeye ulaşan marka, bu yıl İstanbul, Samsun, Tekirdağ, Kayseri, Malatya, Ordu, Giresun, Ankara, Antalya, Diyarbakır gibi kentlere franchise vererek büyümesine devam edecek. Geçtiğimiz yılı 30 milyon dolar ciro ile kapatan şirket, bu yılı 35 milyon dolar ciro ile kapamayı hedefliyor. Alaçatı Muhallebicisi İcra Kurulu Başkanı Bülent Sarı ile markayı ve büyüme planlarını konuştuk:
Markanızı ne zaman yarattınız, kaç ilde kaç şubeniz var?
Alaçatı Muhallebicisi markasının oluşturulmasına 2008 yılında başladık. 2012 yılına kadar markanın AR-GE çalışmalarını tamamladık. İlk şubemizi 2012 yılında açtık. Bugün Türkiye genelinde 26 ilde, devam eden projelerimizle birlikte 80 şubemiz var.
2019 yılı içinde şube sayınızı kaça çıkarmayı planlıyorsunuz, önümüzdeki 3 yıl için hedefiniz nedir?
Alaçatı Muhallebicisi olarak kalabalık şehirlerde insanların huzur bulabileceği mekanlar oluşturuyoruz. 2019 yılı için yatırımcılarımıza sunmak üzere belirlediğimiz 16 yeni lokasyon var. Önümüzdeki 3 yıl içerisinde de 120 şubeye ulaşma planımız var.
Yurtdışına açılma planınız var mı?
Yurtiçinde büyümenin yanı sıra yurtdışında da yatırım araştırmaları yapıyoruz. Bu kapsamda Almanya, Azerbaycan ve Hollanda için pazar araştırmalarımız devam ediyor.
Şirketinizi geliştirmek için ne gibi çalışmalar yapıyorsunuz?
Alaçatı Muhallebicisi markasıyla yeni şubelerle büyürken bir yandan da şirketimizin standartlarını yükseltme konusunda çalışmalar yapıyoruz. Şirketimizin standartlarını yükseltmek üzere lojistik, ÜR-GE, mutfak eğitimleri konularında çalışmalar yapıyoruz.
Franchise bedeliniz ve yatırım şartlarınız nedir?
Franchise bedelimiz restoran konsep-timiz için 75 bin dolar, Alaçatı Evi konseptimiz için 35 bin dolar. Restoran konsepti için minimum 250 metrekarelik, Alaçatı Evi için minimum 75 metrekarelik bir alana ihtiyaç duymaktayız. Bu şartlar sağlandığında yatırım gerçekleştirilebiliyor.
Önümüzdeki dönemde nerelere franchise vereceksiniz?
İstanbul, Samsun, Tekirdağ, Kayseri, Malatya, Ordu, Giresun, Ankara, Antalya, Diyarbakır gibi kentlere franchise vermeyi planlıyoruz.
Alaçatı Muhallebicisi şubesi açmak isteyen yatırımcı adaylarında ne gibi özellikler arıyorsunuz?
Alaçatı Muhallebicisi markası bir bölgeyi dolayısıyla bir kültürü temsil ediyor. Bu nedenle yatırımcılarımızın Ege kültürünü benimsemesi ve sevmesi bizim için oldukça önemli.
Alaçatı Muhallebicisi misafirlerine dinlenme ve zaman geçirme mekanları sunuyor. Misafirlerimize sunduğumuz bu fayda sıcakkanlı ve misafirperverlik anlayışının çok üst seviyelerde olduğu bir işletmeciliği zorunlu kılıyor. Yatırımcılarımızın misafir ilişkilerini ileri seviyede yönetebilecek insanlar olmasını bekliyoruz. Bu şekilde yatırımcılarımızın daha karlı ve daha mutlu olduğunu gözlemliyoruz.
Alaçatı Muhallebicisi 2018 cironuz nedir? 2019 yılı ciro hedefiniz nedir?
Alaçatı Muhallebici markamız 2016, 2017, 2018 yıllarında yakaladığı büyüme trendini bu yıl da sürdürecektir. 2018 ciromuz 30 milyon dolar olarak gerçekleşti. Bu yıl ise, 35 milyon dolar ciro hedefimiz var.
Bir girişimci neden Alaçatı Muhallebicisi şubesi açmalı? Aylık ne kadar kazanç sağlayabilir?
Alaçatı Muhallebicisi, faaliyet gösterdiği sektörde misafirlerinin ihtiyaçlarını küçük rakamlarla karşılayan işletmelerdir. Sektörel yaşanan ekonomik dalgalanmalar sebebiyle diğer pazarlarda yaşanan verimlilik kaybını gözlemlemekteyiz. Alaçatı Muhallebicisinin satışlarının yüzde 40’ını sütlü tatlı ve dondurma oluşturmaktadır. Belirlediğimiz lokasyonlardaki metrekare verimliliğini açılış öncesi tespit ediyoruz, operasyonel ve eğitim desteklerimizle yatırımcıları destekliyoruz. Alaçatı Muhallebicisi açan bir girişimci aylık yüzde 28 – yüzde 35 arası net karlılık elde edebilmektedir.
Yiyecek-içecek sektörü Türkiye’de ve dünyada nasıl bir değişim gösteriyor? Sektörün gelişmesi için neler yapılmalı?
Türkiye’de ve dünyada yiyecek- içecek sektörü her geçen yıl büyüme gösteriyor. Ülkemizde 2006 yılından itibaren bizim gibi markaların ulusal çapta mağazalaşması ve kurumsallaşmaya başlamaları ülke ekonomimize çok büyük katkılar sağlıyor.
Bu katkı hem sunulan hizmetlerle, yaratılan istihdamla ve elde edilen cirolarla oluyor. Ancak hala gelişmiş ülkelerdeki seviyeye ulaştığımızı söyleyemeyiz. Amerika Çin ve Avrupa’nın belirli bölgelerinde 150-250 civarında bine yakın şubesi ve markası olan yapılar bulunuyor. Bu yapıların Türkiye’de de çoğalması tedarikçiler, yaratılacak istihdam ve kültürümüzün anlatılması bakımından çok değerli. Bu çağın insanları olarak hepimiz çok iyi hatırlarız ki Çin dünya devi olmadan önce kültürünü anlatarak, Çin lokantalarını dünyanın birçok yerinde açıp yemek kültürü istilasıyla ilerledi. Bu gelişmenin de ister istemez ekonomiye çok büyük etkisi oldu. İtalyanlar ise pizzasını anlatarak ekonomilerini çok büyüttüler. Fransızların lokal restaurantları gelişmiş peynir endüstrileri ve markaya verdikleri önemle şu anda dünya pazarının en büyük gelirlerini sağlıyorlar.
“Yeni nesile mutfağımızı anlatmalıyız”
Yemek-içme kültürümüzü dünyaya açmak için sizce neler yapmalıyız?
Markalaşma her alanda olduğu gibi yeme-içme sektöründe de önemli. Öyle ki 82 milyonluk ülkemizin markalamam çoğalması, ülke ekonomimize, sosyal hayatımıza katkı sağlar. Ayrıca bu markaların yurtdışına açılması da kültürümüzü başka topraklarda yurtdışında anlatmamıza yardım eder. Gelecek nesillere 2000 yıllık mutfağımızı anlatmamız çok önemli. İlerleyen yıllarda kültürlü ve gelişmiş toplumlar ayakta kalabüecekler. Kültürü ve bireysel gelişimini tamamlamış her birey dünyanın her yerinde kendine yer edinebilir. Bizimde 2000 yıllık kültürümüz var. Biz gelişmeye açık insanlarız. Bu durum bizim markalarımızın göstergesi ve aynasıdır. Bu açıdan bakarsak markalanmanın artması memleketimize ekonomimize ve sosyal hayatımıza katkılar sağlar. Bugün ki yaşadığımız kısa vadeli ekonomik problemleri de atlatabileceğimizi düşünüyorum.
Levent Gökmen Demirciler