2016’da Tarım ve Hayvancılığa Verilen Hibe Destekleri
ÜRÜN İHTİSAS BORSASI GELİYOR
Bakan Tüfenkci, ürün ihtisas borsaları-nın kurulması çalışmaları hakkında da bilgi verdi. Ürün ihtisas borsasının kurulmasına ilişkin sürecin Sermaye Piyasası Kanunu ile yeni bir boyut kazandığını vurgulayan Bakan Tüfenkci, bu Kanun ile ürün ihtisas borsalarını düzenleyen Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği ile Odalar ve Borsalar Kanununda değişikliğe gidildiğini ve ürün ihtisas borsasının Bakanlık ile Sermaye Pi-. yasası Kurulu’nun teklifi üzerine Bakanlar Kurulu kararıyla kurulması esasının benimsendiğini belirtiyor.
Ürün ihtisas borsası kuruluncaya kadar bugün itibarıyla dokuz adet olan kurumsal, mali ve teknik altyapıları yeterli olan ticaret borsalarınm, Bakanlık tarafından ürün senetleri alım satımı konusunda yetkilendirildiğini söyleyen Tüfenkci, altısında fiilen elektronik ortamda ürün senedi alım ve satım işlemi yapılabildiğini dile getiriyor.
Lisanslı depoculuk sisteminin istenen düzeyde gelişmesi ve yaygınlaşması için bu sistemin önemli ayaklarından biri olan, ulusal düzeyde faaliyet gösterebilecek, çok sayıda alıcı ve satıcıyı buluşturabilen ve gelişmiş imkanları bulunan büyük bir ürün ihtisas borsasısm kuruluşuna ilişkin çalışmaların sürdürüldüğünü ifade eden Tüfenkci, süreci yakından takip ettiklerini vurguluyor.
DESTEKLERDEN KESİNTİ
Yıllar itibarıyla destek miktarlarında artış yaşansa da tarımsal desteklere yönelik birçok eleştiri yapılıyor. Bu eleştirilerin başında desteklerden yapılan kesintiler geliyor. Ödenen desteklerden, sanki zirai kazanç elde ediyormuş gibi yüzde 4 oranında stopaj kesildiğini vurgulayan Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, “Bu 2016 yılında dağıtılacak 11.1 milyar TL desteğin 444 milyon TL’sinin baştan kesileceği anlamına geliyor. Geçmişte, Doğrudan Gelir Deste-ği’nde yüzde 4 stopaj kesilmiyordu. Benzer bir uygulamaya gidilmeli ve bu kesinti kaldırılmalıdır” ifadelerini kullanıyor.
Bayraktar’ın dile getirdiği diğer bir eleştiri ise desteklerin dengeli ve hakkaniyetli dağıtılmadığı şeklinde. “Mevcut tarımsal işletme yapısından dolayı verilen desteklerin dengeli, hakkaniyetli dağıtıldığını söylemek oldukça güç” diyen Bayraktar, tarımsal destek bütçesinden çiftçilerin yüzde 71.2’lik kısmının 2 bin TL’nin, yüzde 52.8’lik kısmının ise bin TL’nin altında destek aldığını belirtiyor. Üstelik bu desteği almak için çiftçinin, yılda 8-10 kez tarım teşkilatına gittiğine dikkat çeken Bayraktar şunları kaydediyor: “Evrak bedeli, yol masrafı olarak yaklaşık 250 TL harcanıyor. Ayrıca, desteklerin yüzde 46’sını, çiftçilerin yüzde 5’i alırken, yüzde 95’lik kitleye desteklerin yüzde 54’ü kalıyor.”
“ÇİFTÇİMİZ REKABET EDEMİYOR”
Bütçe imkanları çerçevesinde önemli oranda artırılsa da tarımsal desteklerin, çiftçinin rekabet ettiği ülkelerin çiftçileriyle karşılaştırıldığında yetersiz kaldığını söyleyen Bayraktar, üretim maliyetlerinin yüksekliğinin çiftçileri zorladığını ifade ediyor. Uluslararası arenada rekabet edebilmesi için, gelişmiş ülkelerin çiftçilerine sağlanan olanakların Türkiye’deki çiftçiye de sağlanması gerektiğini belirten Bayraktar, bu nedenle desteklerin artarak sürmesinin tarım sektörü için hayati önem taşıdığını dile getiriyor.
Tarımda hem büyümeyi hem de gelir istikrarını sağlamak, kırsalın kentlerle olan ekonomik sosyal orantısızlığını gidermek ve üreticilerin alım gücünü yükseltmek için tarıma daha fazla kaynak ayrılması ve bu kaynağın adil bir şekilde aktarılması gerektiğini vurgulayan Bayraktar, çiftçiye verilen doğrudan desteklerin Tarım Kanunu’nun öngördüğü şekilde gayri safi yurtiçi hasılanın yüzde l’ine çıkarılmasının, sektör açısından çok önemli bir gelişme olacağını belirtiyor. Bayraktar, özellikle küçük aile işletmeciliğini koruyacak şekilde destekleme yapılması gerektiğini ifade ediyor.
Sertifikalı tohum desteği artırıldı
Sertifikalı tohum kullanımı 2005 yılından, sertifikalı tohum üretimi 2008 yılından itibaren destekleniyor. 2015 yılında sertifikalı tohum kullanımı kapsamında üreticilere 133 milyon TL, sertifikalı tohum üretimi yapan üreticilere 42 milyon TL, sertifikalı fidan kullananlara 21 milyon TL destek ödendi. Tarla ürünlerinde 2015 üretim sezonunda sertifikalı tohum kullanan üreticilere sağlanan destek artırıldı. Sebzecilikte 2004 yılında başlatılan ve bir Ar-Ge projesi olan Türkiye Fİ Hibrit Sebze Çeşitlerinin gelişmesi ve Tohumluk Üretiminde Kamu Özel Sektör işbirliği Projesi ile yerli hibrit sebze çeşitlerinin kullanım oranı 2004 yılında yüzde 10 iken 2015 yılında yüzde 60’a ulaştı. Diğer tarımsal amaçlı destekler kapsamında 11.6 milyon TL Ar-Ge desteği, 121 milyon TL tarımsal yayım ve danışmanlık hizmetlerine, 81 milyon TL ÇATAK, 1 milyon TL çiftlik muhasebe veri ağı desteği verildi.
Uygun gübre kullanımı teşvik ediliyor
Uygun gübre kullanımını teşvik etmek amacıyla 2009 yılında başlatılan parsel büyüklüğü 50 dekar ve üzeri arazi sahibi çiftçilerin gübre desteği alabilmesi için toprak analizi şartı uygulanmaya devam ediyor. Gübre desteğine ilave olarak dekar başına 2.5 TL toprak analizi desteği veriliyor. 2015 yılında 94 milyon TL toprak analizi desteği ödendi. Bu uygulama ile toprak analizi yapılan alanda önemli artışlar gerçekleşti. Toprak analizi yapılan alan 2009 yılında 28.8 milyon dekardan 2015 yılında 38 milyon dekara yükseldi.
Organik tarım alanları büyüyor
Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı verilerine göre, organik tarım üretimi için 2015 yılında toplam 89 milyon TL, iyi tarım uygulamaları kapsamında 81 milyon TL destek ödendi. Türkiye’de 1985 yılında sadece sekiz ürün çeşidinde yapılan organik üretim, 2014 yılında 208 ürün çeşidine ulaştı. 2014 yılında 842 bin hektar alanda 1 milyon 642 bin ton organik üretim gerçekleşti.
Sağlanan destek ve eylem planları çerçevesinde kültüre alınmış organik tarım alanının toplam tarım alanı içindeki payı 2002’de yüzde 0.3 iken, 2015 yılında yüzde 2’ye çıktı. Bu oranın önümüzdeki 10 yılda yüzde 5’e çıkarılması hedefleniyor.
2015 üretim sezonu meyve sebze üretiminin yanında süs bitkileri ve tıbbi aromalı bitkiler için iyi tarım uygulamaları ilk kez destek kapsamına alındı. Bu ürünlere dekar başına 100 TL destek veriliyor. 2012 yılında 12 ilde uygulanan iyi tarım uygulamalarının yaygınlaştırılması ve kontrolü projesi 2015 yılında 25 ilde uygulandı. 2016 yılında ise 28 ilde uygulanacak.
Tarımsal ovalar belirleniyor
Büyük tarımsal ovalar belirlenerek, 5403 sayılı Kanun’da belirlenen koruma önlemlerinin hayata geçirilmesine yönelik çalışmalar son aşamaya geldi. Bu kapsamda 106 ovanın sınırları çizildi ve Tarım Veri Konsolidasyonu Sistemi’nde ön incelemeye açıldı. Bu çalışmaların 2016 yılında kamu kurum ve kuruluşlarının görüşlerine açılması ve ardından Bakanlar Kurulu kararıyla büyük ovaların ilan edilmesi planlanıyor.
Ehil mirasçılara kredi desteği
Tarım arazilerinin miras yoluyla bölünmesi 2014 mayıs ayında yapılan yasal düzenleme ile sona erdi. Türkiye tarımının geleceği için önemli bir adım olan bu düzenlemenin etkin uygulanması için yeni tedbirler getiriliyor. Kanunla tüm mirasçıların hakları korunarak araziyi almak isteyen ve ödeme gücü olmayan mirasçılara ve çiftçilere kredi imkanı sağlanacak, alım satım ve diğer işlemlerden de vergi alınmayacak. Bölünmüş tarım arazilerinin birleştirilmesine yönelik arazi toplulaştırma çalışmalarına da hızlı bir şekilde devam edilecek. 2023 yılına kadar 14 milyon hektar tarım arazisinin toplulaştırmasının tamamlanması planlanıyor. Arazilerini birleştirmek suretiyle büyük ölçekli tarım işletmeleri oluşturanlara özel destekler verilecek.
Türkiye’de 2016 yılından itibaren tarımsal gelişim endeksli arazi kullanım planlanması çalışmalarına başlanacak. Arazi kullanım planlarıyla tarım arazilerinin amaç dışı kullanımı önlenecek, tarım dışı kullanım taleplerinin alternatif alanlara yönlendirilmesi sağlanacak.
FARUK ÇELİK / Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı
İki ayda 2.8 milyar TL destek ödendi
Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Faruk Çelik, yılın ilk 2 ayında 2016 yılı için öngörülen 11.6 milyar TL’lik tarımsal destek ödemelerinin yüzde 22’sinin ödendiğini açıkladı. Bakan Çelik, tarımsal destekleme ödemeleri kapsamında 9 Mart itibarıyla 2 milyon 62 bin çiftçiye 1 milyar 641 milyon TL mazot, gübre ve toprak analizi desteği ödemesi yapıldığını bildirdi. 1 Ocak-9 Mart 2016 arasında 2 milyon 518 bin üreticiye 2 milyar 769 milyon TL tarımsal destekleme ödemesi yapıldığını aktaran Çelik, “Böylece ilk 2 aylık dilimde, 2016 yılı için öngörülen 11 milyar 644 milyon TL’lik tarımsal destekleme bütçesinin yüzde 22’si ödenmiş oldu” ifadelerini kullandı.
Şemsi BAYRAKTAR / Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı
Tüm tarım alanları ÇKS kapsamına alınsın
Başta mirasçılara tapu intikali yapılmamış araziler olmak üzere, tapu tescil işlemleri bitmemiş arazilere, devlete ait olan, kamu yararına kullanılan ve kadastro geçmemiş yerlerdeki tarım arazisi vasfı olmayan ve yeni tarıma açılan alanlara, mülkiyeti kamulaştırılan arazilere, üzerinde tarımsal faaliyet yapılmayan taşlık kayalık ve ham toprak vasfında olan arazilere, kira sözleşmesi olmayan, sahibi ölmüş ve mirasçıları bulunmayan tarım arazilerine Çiftçi Kayıt Sistemi (ÇKS) kaydı yapılamıyor. Bu durum çiftçi açısından sıkıntı yaratıyor. ÇKS kaydı olmayan arazilerde çiftçi desteklerden yararlanamıyor.
Bu sorun çözülmeli, tarımsal üretim yapılan bütün alanlar ÇKS kapsamına alınmalı, çiftçi belgesiyle çiftçilerimiz desteklerden faydalanabilmen.
İbrahim YETKİN / Türkiye Ziraatçılar Derneği Başkanı
Kapsam 10 dekara genişletilmeli
Küçük aile işletmeciliğinin desteklenmesi doğru bir yaklaşım. Türkiye’de küçük aile işletmeciliği ciddi bir nüfusa tekabül ediyor. İşletmelerin neredeyse yüzde 60’ı bu kapsama giriyor. Bu işletmelerin desteklenmemesi, köylerden kente göçü zorlayan bir olgu. Nüfusun yerinde tutulmasını sağlayacak şekilde tarıma ayrılan kaynakların artırılması büyük önem taşıyor. Küçük aile işletmelerine yönelik verilecek bitkisel üretim desteği beş dekar ve altını kapsıyor. Oysa 10 dekara kadar bu desteğin kapsamı genişletilmeli. 6-7 dekarlık bir alanda faaliyet gösteren birçok işletme var. Bu işi yapan aileler için verilen bu destekler çok önemli.
Harun ÇALLI / Ulusal Süt Konseyi Başkanı
Bakanlığın desteği çok önemli
Üretimin sürdürülebilirliği, iç pazardaki mevcut durum, ihracat, üretici geliri ve tüketici fiyatlarının istikrarı açısından son derece önemli. Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı hem süt hem de et sektörünün iyileştirilmesi için geçmişte olduğu gibi bugün de önemli adımlar atıyor. Bakanlığımız süt sektöründe üretim, işleme, pazarlama ve tüketim değer zincirinin her halkasında ortaya çıkabilecek sorunlar için farklı düzenleme araçlarıyla piyasayı regüle ediyor. Bakanlığımızın bugüne kadar hayvancılık sektörüne vermiş olduğu destekler, desteklemenin tarafı olan tüm faydalanıcılarca olumlu karşılandı. Sektörümüzde dönemsel olarak ortaya çıkan sıkıntıların üstesinden gelmek ve bu dönemlerde oluşan darboğazı aşabilmek için Bakanlığımızın vermiş olduğu desteğin parasal değerinden ziyade, sorunlara karşı göstermiş olduğu refleks daha fazla önem arz ediyor. 1.15 TL’lik sütteki tavsiye fiyat kararı yerinde. Ayrıca çiğ süt desteği ve diğer üretim temelli destekler de sektörün düzenlenmesine katkı sağlayacaktır.
Fazlı YALÇINDAĞ / Ulusal Kırmızı Et Konseyi Başkanvekili ve Türkiye Kasaplar Fed. Bşk.
Kombine ırklara ağırlık verilmeli
Büyükbaş hayvan popülasyonunda süt ırkının ağırlığı var. Desteklerle et ırkının artırılması gerekiyor. Kırmızı et piyasası bu şekilde istikrara kavuşur. Sütçü ırk ineklerin erkek buzağılarını ve sütten kesilen inekleri bekleyerek et sektörü istikrara kavuşmaz. Et ve süt ırkları arasında denge kurulmalı. Hayvan sayısındaki bundan sonraki artış etçi ırklara dönük olmalı. Bunun için kombine ırklara ağırlık verilmeli. Hem süt verimi hem de et verimi yüksek simental ırkı Türkiye için uygun. Bu ırkın Türkiye’deki sayısı artırılmalı. Angus ırkı bizim ülkemize uygun değil. Besiye dönük hayvan sayısı artmaz ise ette istikrar zor.
Şemsi KOPUZ / Türkiye Gıda ve içecek Sanayi Dernekleri Federasyonu Başkanı
Destekler fiyat istikrarına katkı sağlar
Tarımsal kalkınmaya katkı sağlayan teşvik çalışmaları elbette bizim desteklediğimiz bir konu. İlgili bakanlıkların bu konuda titiz çalışmaları devam ediyor. TGOF olarak bizim odak konumuz, ana hedefimiz her zaman tarım ve gıda sanayinin entegrasyonu oldu. Bu noktada tarım sektörüne verilecek desteklerin hiç kuşkusuz gıda sanayine ve dolayısıyla tüketiciye pozitif yansıması olacak. Geçtiğimiz günlerde federasyon olarak etteki vergi oranlarının düşürülmesine yönelik çağrı yaptık. Bu gibi teşviklerin hayata geçiriliyor oluşu ve yine bu konuyla ilgili yeni planlamaların yapılması ülkemizdeki artan gıda fiyatlarını dünya fiyatlarına çekme konusunda kuşkusuz katkı sağlayacak. Yem ve gübre de KDV’nin sıfırlanmasının yanı sıra enerji gibi diğer girdi maliyetlerinin azaltılmasına ilişkin çalışmaların da ivedilikle hayata geçirilmesi gerekiyor.
Dr. Sait KOCA / Beyaz Et Sanayicileri ve Damızlıkçıları Birliği Derneği Başkanı
Beyaz et sektörü ihmal ediliyor
Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’nın Hayvancılık Genel Müdürlüğü üzerinden hayvancılık sektörüne verdiği destekler arasında kanatlı sektörü için bir destek bulunmuyor. Sektörümüze Avrupa Birliği Katılım Öncesi Yardım Aracı Kırsal Kalkınma Programı [IPARD) kapsamında çeşitli destekler veriliyor. Ancak bunlar da yanlış yönlendirildiğinden bazen fayda yerine zarar veriyor. Örneğin, kesimhanelere çok uzak yerlere yeni kümes yapımının teşvik edilmesi gibi… Ziraat Bankası’nın devlet destekli kredilerinden az da olsa sektörümüz de yararlanıyor. Hayvancılıkla ilgili pek çok destek verilmesine karşın, maalesef beyaz et sektörü sürekli göz ardı ediliyor. Hayvancılığa verilen desteklerin [hayvan başına destek, süt desteği, yem bitkisi desteği, buzağı desteği vs.) bir benzeri beyaz et sektörüne de verilmeli ve böylece sektörün önü açılmalı. Tüketimin artırılması konusunda da devlete bir dizi görev düştüğüne inanıyoruz. Bu sağlandığında kırmızı ette yaşanan fiyat karmaşası ortadan kalkacak, zaman içerisinde kırmızı et fiyatının da dengeli duruma geçtiği görülecektir.
Demir ŞARMAN / Anadolu Etap Genel Müdürü
Destekler stratejik öneme sahip
Anadolu Etap olarak, tarım sektörüne yapılan destek miktarını çok önemsiyoruz, genel bütçe içinde önemli bir kalem olduğunu düşünüyoruz. Biz de sertifikalı fidan, iyi tarım uygulamaları, mazot ve gübre desteği gibi tarım sektörü için sağlanan genel teşviklerden faydalanıyoruz. Bildiğiniz gibi Anadolu Etap, Sürdürülebilir Tarım Uygulamaları İlkeleri’ni yayınlayarak Türkiye’de bu ilkeler doğrultusunda hareket edeceğine dair topluma güvence veren ilk şirket. Bu ilkeler ışığında Anadolu Etap olarak bizler, gelecek kuşaklara daha yaşanabilir bir dünya bırakmanın toplumsal bir sorumluluk olduğunun farkındalığı ile ‘Duyarlı ve Kontrollü Tarım’ yapıyoruz. Türkiye’nin en büyük meyve şirketi olarak yapılan desteklerin oldukça fazla sayıda çiftçiye ulaşmasını ve tabana yayılmasını çok anlamlı buluyoruz. Ayrıca gıda güvenilirliğine yönelik politikalara paralel olarak bu konudaki teşviklerin de çeşitlenerek artacağını umuyoruz. Ekonomimiz için kritik öneme sahip tarım, pek çok sektörle kıyaslandığında yatırımın uzun sürede karşılığını veren bir alan.
Bu nedenle sektörün bir strateji çerçevesinde desteklenmesi ülke açısından önemli…
Ahmet Tuncay SAGUN / İstanbul Su Ürünleri ve Hayvansal Mamuller İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı
“Teşvik bize zarar veriyor”
2015 yılında su ürünleri yetiştiriciliği yapanlara su ürünleri kayıt sistemine kayıtlı olmak şartıyla ürün için kilogram başına üreticiye alabalıkta 0.65 TL, çipura ve levrekte 0.85 TL, yeni türler için 1 TL, midye için 0.05 TL doğrudan teşvik verildi. Bir işletmenin destekten faydalanabileceği en fazla miktar yılda 500 tondu. 250-500 ton/yıl olan işletmeler ise teşvikten yüzde 50 oranında yaralandı. Bu durumda verilen teşvikler kilogramda 20 kuruşa düşüyordu. Söz konusu desteklerin sektör açısından fayda sağlamadığı düşünüldüğünden, 2016 yılı için balıkçılık sektörü desteklerinin kaldırılması planlandı. Avrupa Birliği nezdinde açılan anti-damding davalarını kaybetmememiz için de teşviklerin kalkmasını istiyoruz. Çünkü bunlar sektöre çare değil, ihracatta engel olmaya başladı.
Biz taşıma alanında çözüm bekliyoruz. Bu çerçevede THY yönetimi ile görüştük. Kargo taşıma konusunda THY yönetimi charter seferleri koyarak çözüm bulunabileceğini söyledi. Bu önemli bir gelişme.
Buradan ABD’ye uçakla daha az maliyetle balık gönderebileceğiz.