2016’da Tarım ve Hayvancılığa Verilen Hibe Destekleri

MODERN SERALARA 100 BİN TL

Hükümetin geçen Aralık ajanda açıkladığı esnaf, çiftçi ve gençlere yönelik müjde paketi ile sera modernizasyonu da ilk kez sübvansiyonlu tarımsal krediler kapsamına alındı. Ziraat Bankası ve Tarım Kredi Ko-operatifleri’nce tarımsal üretime dair düşük faizli yatırım ve işletme kredisi kullandırılmasına ilişkin kararda yapılan değişiklikle sera modernizasyonu yatırımlarına 100 bin TL’ye kadar destek verilmeye başlandı. Karara göre çiftçiler, sera modernizasyonu kapsamında yatırım kredisi olarak sıfır faiz, işletme kredisi olarak ise yüzde 50 faiz indirimli krediden yararlanabiliyor.

Ayrıca Tarım Bakanlığı’nın yaptığı çalışmalara göre seralarda kullanılan sulama suyunun tarımsal sulama suyu tarifesinden ücretlendirilmesi sağlanacak ve seracılık yapan üreticilerin üretim maliyetleri azaltılacak.

GÜBRE VE YEMDE KDV KALDIRILDI

Hükümet, bitkisel ve hayvansal üretimde önemli girdiler olan kimyevi gübre ve yemden alman KDV’yi kaldırdı. Bu kapsamda ilk olarak 1 Ocak 2016 tarihinde yapılan düzenleme ile kimyevi gübre ve yem ürünlerinde KDV oranım önce yüzde l’e indirildi. Ardından kimyevi gübre ve yem ürünlerinde KDV’nin kaldırılmasına ilişkin karar Resmi Gaze-te’de yayımlanarak yürürlüğe girdi. Uzmanlar yem ve gübrede KDV’nin sıfırlanması ile devletin yaklaşık 2 milyar TL düzeyinde bir vergiden vazgeçtiğini ifade ediyor. Bu düzenlemeler ile bitkisel ve hayvansal üretimde maliyetin azaltılması ve üretici karlılığının artmasına önemli katkı sağlanması hedefleniyor. Özellikle gıda enflasyonunun düşürülmesinde ekonomi yönetiminin elini güçlendirmesi bekleniyor. Ancak, KDV’lerin sıfırlanmasının ilk etapta üreticiye beklendiği şekilde yansıması olmadı. Konuya ilişkin bir soru üzerine Bakan Çelik, “Yemde KDV’yi yüzde 8 indirdik, bir gün geçmeden yüzde 8 yerine geldi. Biz bu KDV indirimini üretici için getirdik. Bu yanlışlık üreticiye yapıldı” yorumunu yapmıştı.

Türkiye’de yıllık 5 milyon ton kimyevi gübre kullanılıyor. Kimyevi gübreden yüzde 18 oranında, kesif yemden ise yılda ortalama 16 milyon ton kullanılıyor ve yüzde 8 oranında KDV alınıyordu.

SÜBVANSİYONLU KREDİLER

Sübvansiyonlu tarımsal kredi uygulamasına devam edilecek. Bakanlar Kurulu, sübvansiyonlu tarımsal kredilerin 2016 yılı için faiz oranları ve kredi limitlerini 2015 yılı Aralık ayında belirledi. Karara göre cari faiz oranı, sıfır ile yüzde 8.25 aralığında devam edecek. Hatırlanacağı üzere tarımsal kredilerde 2015 yılında faaliyete göre değişmekle birlikte yüzde 25-100 arasında faiz indimi uygulanmıştı. Bu indirim ile sübvansiyonlu tarımsal kredilerde cari faiz oranı sıfır ile yüzde 8.25 aralığına düşmüştü.

Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı verilerine göre, Ziraat Bankası ve Tarım Kredi Kooperatifleri tarafından 2015 yılında toplam 28.5 milyar TL tarımsal kredi kullandırıldı. Hayvancılık sektöründe sıfır faizli kredi uygulamasının başladığı 2010 Ağustos ayından 2015 sonuna kadar 390 bin üreticiye kullandırılan faizsiz kredi miktarı toplam 9.3 milyar TL’ye ulaştı.

Türkiye Tarım Kredi Kooperatifleri’nin 2015 yılında kullandırdığı kredi miktarı 6.4 milyar TL oldu. Çiftçilere 10 milyon TL’ye kadar indirimli faiz oranıyla kredi veren Tarım Kredi, 2016 yılında ise 7 milyar TL kredi kullandırmayı hedefliyor.

KREDİLERİN GERİ DÖNÜŞÜ ARTTI

Tarımsal kredilerin geri dönüşünde iyileşme yaşandı. Tarım Bakanlığı verilerine göre, Ziraat Bankası’nda tarımsal kredilerin geri dönüşü 2002 yılında yüzde 38 iken, 2015 yılında yüzde 99.1’e yükseldi. Tarım Kredi Kooperatifleri’n-de ise bu oran yüzde 71’den yüzde 96.6’ya çıktı.

Bu arada Bakanlık, Ziraat Bankası’nın ve Tarım Kredi’nin kredi kullandırma, finans maliyetlerinin ile ilgili çalışmalarını sürdürüyor.

HAVZA BAZLI DESTEKLEME

Tarım sektöründe örgütlü ve rekabet gücü yüksek bir yapının oluşumuna imkan veren, gıda güvenliği ve güvenilirliğini sağlayan bir destekleme sisteminin kurulması ve desteklemelerin doğru ve etkin şekilde gerçekleştirilmesi büyük önem taşıyor. Bu kapsamda 10. Kalkınma Planı kapsamında hazırlanan Tarımda Su Kullanımının Etkinleştirilmesi konulu ÖDÖP öncelikleri çerçevesinde, destekleme modelinin doğru şekilde belirlenmesine yönelik olarak tarım havzalarının geliştirilmesi ve su kısıtı esas alınarak havza bazında destekleme modelinin oluşturulması için çalışmalar sürüyor.

Bu çerçevede Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı, bitkisel üretimde, havza bazlı destekleme ve üretim modeline geçilmesini hedefliyor. Eylem planında yer aldığı şekilde tarımsal desteklerin havza bazında düzenlemesi çalışmalarını yürüten Bakanlık, tarımsal destekleri tarım havzaları bazında ürün deseni ile birlikte su kısıtı gözetilecek şekilde yeniden düzenleyecek. 1 Ocak 2017 itibarıyla havza bazlı alan desteğine geçilecek. Bakan Faruk Çelik’e göre bu hem Avrupa mevzuatıyla uyum açısından doğru bir yaklaşım, hem de yıllardır üzerinde çalışılan havza bazlıya geçişle ilgili önemli bir adım olacak.

KARAR DESTEK SİSTEMİ

Destekleme politikalarının su kısıtı esas alınarak gözden geçirilmesi için ihtiyaç duyulan veriler temin edilerek talep tahmini, karar destek ve diğer iktisadi modellerin tasarımı ve entegrasyonları sağlanacak ve buna yönelik yazılımlar geliştirilecek. Tarım alt havzaları bazında ürün deseni çalışmaları “Karar Destek Sistemi” ile değerlendirilecek. Oluşturulan ürün desenine göre destekler yönlendirilecek.

Geçtiğimiz günlerde yaptığı açıklamada Bakan Faruk Çelik, havza bazlı üretime geçişle ilgili nihai değerlendirmeyi ayrıntılı şekilde gerçekleştirdiklerini belirterek, çalışmaların 5-6 ay içinde tamamlanacağını vurgulamıştı.

SU ÜRÜNLERİ DESTEĞİ

Su ürünleri yetiştiriciliği 2003 yılından bu yana destekleniyor. Ancak sağlanan desteklerin AB Mevzuatı çerçevesinde su ürünleri ihracatma olumsuz etkisi göz önüne alınarak 2016 yılında yeniden düzenlenecek. 2015 yılında su ürünleri ve balıkçı teknesi desteği kapsamında 120 milyon TL destek tahsis edilmişti.

HAYVANCILIK PAKETİ GELİYOR

Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanı Faruk Çelik, hayvancılık politikalarında köklü değişiklikler getirecek çalışmalarını son aşamaya getirdi. Hayvancılık sektörünün yol haritasını şekillendirecek paketin bu hafta Bakanlar Kurulu’nda görüşülmesi bekleniyor. Pakette, 2015’te hayvancılığa verilen 53 kalem destek yerine en fazla 10 kalem destek olması, üretici örgütleri üzerinden verilen desteklerin üreticiye doğrudan ödenmesi gibi hususların yer aldığı ifade ediliyor. Et ve Süt Kurumu’nun çiğ süt piyasasına müdahale edeceği bir sisteme geçilmesi öngörülüyor. Et ve Süt Kuru-mu’nun arz fazlası sütü piyasadan “süt tozu” olarak toplaması için çalışmalar sürüyor. Hayvancılıkta ithalata dayalı politika yerine üretimi artıracak politikaya geçilmesi, Tarım İşletmeleri Genel Müdürlüğü’nün damızlık üretim ve dağıtım merkezi olması öngörülüyor. Kırmızı et fiyatlarına müdahale için ise et sanayicilerine ithal dondurulmuş karkas et satılacağı ifade ediliyor.

Konuya ilişkin açıklama yapan Bakan Çelik, Et ve Süt Kurumu ile ilgili çalışmaların devam ettiğini belirterek, piyasanın re-gülasyonu anlamında ihtiyaç duyulan bazı yasal düzenlemeleri hızlı bir şekilde gerçekleştireceklerini kaydediyor. Kurum’un, iki merkezde sütün süt tozuna dönüşmesiyle ilgili çalışmaları tamamlayacağını ifade eden Çelik, hayvan nakline yönelik bazı düzenlemelerle ilgili projelerinin olduğunu vurguluyor. Çelik, arazi toplulaştırılmasıyla ilgilenecek bir genel müdürlük kuracaklarını aktarıyor.

Tarım Bakanlığı verilerine göre, hayvancılığa sağlanan destekler ve krediler ile uygulanan projelerin etkisiyle büyükbaş hayvancılıkta işletme ölçeği önemli oranda arttı. 2002 yılında 50 baş ve üzeri büyükbaş hayvan bulunduran işletme sayısı 4 bin 300 iken 2014 yılında 31 bin 500’e çıktı. Hayvancılıkta işletme büyüklüğün artırılmasına yönelik çalışmalara ağırlık veren Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı, bu kapsamda hayvancılık desteklerinin etkin şekilde düzenlenmesini planlıyor. Ayrıca özellikle 10 baş altı hayvana sahip küçük aile işletmelerini sosyal amaçlı destekleyecek yeni modeller üzerinde de çalışmalar devam ediyor.

Bakanlık verilerine göre, 2015 yılında

111 bin 427 işletmedeki 805 bin 103 baş besilik erkek sığır için 118 milyon TL ödeme yapıldı. Ödemeler bu yıl da devam edecek. Anaç sığır desteği kapsamında 2015 yılında 641 milyon TL, buzağı desteği kapsamında 109 milyon TL destek verildi:

Kapasitesi 50-300 baş arası anaç olmak şartıyla, GAP kapsamındaki illerde damızlık süt işletmesi kuranlara, inşaat için yüzde 30, makine ve gebe düve alımmda yüzde 40 oranında hibe desteği sağlanıyor.

SÜT VE SÜTTOZU

Çiğ süt desteği kapsamında 2014 yılında 8.3 milyon ton süt için toplam 429 milyon TL destek ödendi. 2015 yılında 580 milyon TL ödeme yapıldı. Bakanlık, 2016 yılında ödemelere devam edecek. Süt tozu desteği ise uygulamanın başladığı 2009 yılından bugüne kadar toplam 148 bin 174 ton süt tozu için Dahilde İşleme Rejimi (DIR) kapsamında ihracatçı firmalara toplam 381 milyon TL destek ödendi. Bu destekle 1 milyon tonun üzerinde çiğ sütün süt tozu olarak üretime aktarılması sağlandı.

2014 yılında süt tozu desteği 20 milyon TL düzeyinde kullandırılırken, 2015 yılında 118.4 milyon TL’ye çıktı. Süt içeriğinin tespiti desteği kapsamında 2015 yılında 2 bin 603 işletmedeki 55 bin 46 baş hayvan için 2.8 milyon TL destekleme ödemesi yapıldı.

KÜÇÜKBAŞ HAYVANCILIK

Tarım Bakanlığı verilerine göre, küçükbaş hayvancılığın geliştirilmesi çalışmaları kapsamında 2006 yılında başlatılan anaç koyun-keçi desteği kapsamında 2015 yılında 209 bin 593 işletmeye 23.9 milyon baş hayvan için 478 milyon TL ödendi. Küçükbaş hayvan sütüne verilen pirim miktarı 2013 yılında 20 Krş/Lt’ye çıkarılmış ve 2014 yılında 24.3 milyon TL destek ödenmişti. 2015 yılının on aylık dönemi için 27 milyon TL ödendi. Küçükbaş hayvan yetiştiriciliğine yatırım ve işletme durumuna göre sağlanan sübvansiyonlu kredi uygulamalarına 2015 yılında devam edildi. Uygulama, bu yıl da aynı şekilde devam edecek.

Kapsamı genişletilen “Koyun ve Keçi Yetiştiriciliğini Geliştirme Projesi” ile 2015 yılında 30 ilde üreticilere damızlık koç ve teke dağıtımı yapıldı. Küçükbaş hayvanlarda ırk ıslahına yönelik olarak soy kütüğü ve ön soy kütüğü kayıtlarının tutulmasına ilişkin olarak SOYBÎS adı altında yazılım çalışmaları devam ediyor. SOYBİS yazılımı sayesinde Türkiye’deki küçükbaş hayvanların ırk ıslahına ait kayıtlar tutulabilecek. Sistem bu yıl uygulamaya geçecek.

Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı, süt ve kırmızı ette sözleşmeli üretime geçilmesi amacıyla düzenlemeler yapıyor. Bu çalışmalar et ve süt üretiminin artırılması, üreticinin uygun fiyatla ürününü satması ve tüketicilerin uygun fiyatla güvenilir ürüne ulaşması açısından önem taşıyor

TMO DEPO İŞİNDEN ÇIKACAK

Hükümet, ürün ihtisas borsalarınm kurulması ve TMO’nun fiili depoculuktan çıkarılması için harekete geçti. Tarım ve Hayvancılık Bakanı Faruk Çelik, konuya ilişkin yaptığı bir açıklamada, verilen tüm desteklere rağmen kamu olarak deponun içinde olunduğu sürece lisanslı depoculuğun gelişemeyeceğini belirterek önümüzdeki süreçte bakanlık olarak lisanslı depoculuğun önünü hızlı bir şekilde açmaya ve bu konuda atılması gereken adımları atmaya hazır olduklarını vurgulamıştı. “Lisanslı depoculuğun önündeki engel biziz, başkası değil. TMO olarak biz engel olmuşuz” diyen Çelik, önümüzdeki süreçte bakanlık olarak lisanslı depoculuğun önünü hızlı bir şekilde açacaklarını, ifade etmişti.

2015 yılında mevcut destekleme kalemlerine ek olarak ürünlerini lisanslı depolara bırakacak üreticilere yönelik depo kira bedeli desteği sağlandı. Tarım Bakanlığı verilerine göre geçen yıl lisanslı depoculuğa verilen destek 5 milyon TL’ye ulaştı.

GÖREV ZARARINA SON

Gümrük ve Ticaret Bakanı Bülent Tü-fenkci, TMO’nun fiziksel depolamadan çıkarak depolarının kendisinin de ortak olduğu lisanslı depoculuk şirketine devredilmesi ve bu şekilde TMO’nun işletmecilikten kaynaklı görev zararlarına son verilmesinin hedeflendiğini söylüyor. TMO’nun tarım ürünleri piyasasındaki regülatör görevini lisanslı depoya bırakılan ürünleri temsilen tedavül eden elektronik ürün senetlerinin alımı ve satımı ile gerçekleştirmesinin öngörüldüğünü ifade eden Tüfenkci, bu konuda Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı ile işbirliği içinde çalıştıklarını açıklıyor.

Bakan Tüfenkci, lisanslı depoculuk sistemi ile birlikte ürün sahiplerinin ürünlerini fiyatların düşük olduğu hasat dönemlerinde ellerinden çıkarmak zorunda kalmadığını, sağlıklı ve sigortalı depolarda depolayabildiğim, ürün senetlerini teminat olarak göstererek bankalardan kredi kullanabildiğini ve ürünlerin ticareti elektronik ürün senetleri vasıtasıyla tamamen elektronik ortamda hızlı ve güvenilir biçimde yapılabildiğini belirtiyor.

2015 yılının Kasım ayında sadece Türkiye için değil dünyada da bir ilk olmak üzere zeytinde lisanslı depoculuk faaliyetini başlattıklarını kaydeden Tüfenkci, “Bu çalışmayla ilk defa bir tarım satış kooperatifinin lisanslı depoculuğa entegrasyonunu sağladık. Önümüzdeki dönemde tanm kredi kooperatiflerimizin de lisanslı depoculukta rol üstlenmelerinin sağlanmasına yönelik çalışmalarımız olacak. Nitekim tarım kredi kooperatiflerimiz 1 milyonu aşkın üyesi ile önemli bir potansiyele sahip üretici örgütlerimiz. Üreticilerimizin tohum, ilaç, gübre gibi girdilerinin sağlanmasında hatta doğrudan uygun faiz oranı ile nakit kredi sağlayarak üretim maliyetlerinin karşılanmasında katkıda bulunan bu üretici örgütlerimiz ne yazık ki bu güne kadar ortaklarınca üretilmiş ürünlerin depolanmasında ve pazarlanmasında yeterince etkin olamadı” diye konuşuyor.





Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir