Lojistik sektörü

2016 lojistik sektörü için zor bir yıl oldu. Türkiye’deki gelişmelerin yanı sıra komşu ülkelerle yaşanan sorunlar da sektörü olumsuz etkiledi. 15 Temmuz kalkışması, terör saldırıları, Suriye ile devam eden sıkıntılar, Rusya ile yaşanan sorun ve Irak’taki genel durum birieşince lojistik sektörü tarihinin en kötü dönemlerinden birini yaşadı. Ancak sektör 2017’ye umutlu girdi. Zira 2017 yılında sektörü etkileyecek pek çok önemli gelişme var. Bunlardan biri Çin tarafından başlatılan Tarihi îpek Yolu’nun yeniden canlandırılmasına yönelik proje. Bu projeyle dünyada yük hareketinin yön değiştirmesi bekleniyor.

Uluslararası Nakliyeciler Demeği (UND) İcra Kurulu Başkanı Fatih Şener, Türkiye Batı ile ticaretinde her geçen gün ilave ve yeni lojistik zorluklarla karşı karşıya kalırken Çin inisiyatifiyle Doğu’daki trafiğin her geçen gün hızlandığım söylüyor. Geçtiğimiz yıl Türkiye, Türkmenistan ve Azerbaycan ile Ulaştırma Bakanları toplantısı yaparak İpek Yolu Orta Koridor’da taşımacılığın kolaylaştırılması amacıyla bir “Aşkabat Bildirgesi” protokolü imzaladı. Bakü-Tiflis-Kars Demiryolu Projesi bu yıl itibariyle bitecek. Bu projeler sayesinde büyük bir ticaret Türkiye’nin doğusundan girerek Marmara’ya ve Avrupa’ya ulaşacak. Şener, özellikle İstanbul’da yapılan Yavuz Sultan Selim Köprüsü ve Marmaray gibi yatıranların aslında Doğu’nun Avrupa’ya bağlanması entegrasyonunda büyük önem taşıdığını söylüyor.

Lojistik

ÇİN’E ÖZEL PROJE

UND de yaptığı çalışmalarla Çin ile Türkiye arasındaki ticareti artırmayı hedefliyor. Çin ve Türkiye arasında imzalanması planlanan karayolu anlaşması doğrultusunda bu yaz Çin’den başlayarak Türkiye’ye ulaşan bir konvoy organizasyonu yapmayı planladıklamu söyleyen Fatih Şener, “Çin, Avrupa’ya 16-17 günde gidebiliyor. Türkiye üzerinden daha kısa sürede gidilebilecek. Güzergah ülkelerinde kolaylıkların sağlandığı bir konvoy yapma planımız var. Şayet bunu başarabilirsek dünyada mal hareketlerine lojistik damga vurabilecek bir gelişme elde edebiliriz” diyor.

Diğer taraftan Avrupa’ya ulaşım sorunlarıyla ilgili çalışmalar sürüyor. UND’nin Lüksemburg Avrupa Adalet Divanı’nda Avrupa’daki taşıma engellerine karşı başlattığı hukuk mücadelesinde önemli gelişmeler oldu. Bu yıl içerisinde AB cephesinde uygulanan ayrımcı uygulama ve kotalann hukuksuz olduğuna dair kararın Adalet Divanı’ndan çıkması bekleniyor. Bu kararın çıkması durumunda ihracatta ciddi bir ivme öngörülüyor.

MEVZUAT DEĞİŞECEK

Yurtiçinde ise lojistik sektörünü doğrudan etkileyecek bir seri mevzuat değişikliği bekleniyor. Beklenen değişikliklerin başında sektörü yakından ilgilendiren yeni gümrük kanunu tasarısına son halinin verilmesi geliyor. Aynı zamanda ‘Karayolu Taşıma Yönetmeliği’ taslağı ile ilgili çalışmalar da sürüyor. Bunun yanı sıra lojistik sektörüne yönelik ilk kez verilecek destekler, yeni havalimanına geçiş ile ilgili ön hazırlıkların hem altyapı hem de mevzuat açısından şekillenmesi, çıkarılacak ihracat navlun desteği programının ihracatçılara ve dolayısıyla lojistikçilere etkileri gibi konular sektör için ön planda olacak.

Dünya Ticaret Örgütü’nün 1995 yılında ilk defa gündeme getirdiği Ticaretin Kolaylaştırılması Anlaşması, şubat ayı itibariyle yeterli imza sayısına ulaştı. Türkiye’de de Ticaretin Kolaylaştırılması Kurulu yapılandırıldı. UTİKAD olarak lojistik sektörünü bu kurulda temsil ettiklerini söyleyen Uluslararası Taşımacılık ve Lojistik Hizmet Üreticileri Derneği (UTİKAD) Yönetim Kurulu Başkanı Emre Eldener, ‘Yürürlüğe giren Ticaretin Kolaylaştırılması Anlaşması ile dünya ticaretinin büyük çoğunluğunu yapan ülkelerde gümrükleme yönteminin köklü olarak değişeceği öngörülüyor. Bu gelişmeler göz önüne alındığında 2017 yılma olumlu başladığımız söylenebilir” diyor.

DİJİTALLEŞMEYE UYUM

Lojistik sektörünün gündemindeki diğer konulardan biri de tüm dünyanın iş yapma şekillerini hızla değiştiren dijitalleşme, nesnelerin interneti, endüstri 4.0. Bu kavramlar pek çok sektörde olduğu gibi lojistik sektörü için de bir dizi tehdidin yanı sıra büyük bir fırsatlar denizi de yaraüyor. Sektörün geleneksel iş süreçlerinden yeni sürüm iş yapış şekillerine hazırlanması gerekiyor.

Emre Eldener, bu hazırlığın en önemli boyutunun sektörün en önemli üretici unsuru olan insanın bu yönde donatılması ve teknolojik araçlarla birlikte uyumlu iş yapış şekillerinin bir an önce devreye alınması olduğunu söylüyor. Eldener, bu çerçevede bu yıl başında kurdukları e-ticaret odak grubuyla bu yöndeki gelişmeleri değerlendirerek gerek mevzuatta yapılması gereken güncellemeler gerekse dünyadaki iyi uygulamaların Türkiye’ye kazandırılmasına yönelik çalışmalar yürüttüklerini belirtiyor.

Arkas
Multimodal taşımacılıkla büyüyor

Acentelik, armatörlük ve limancılık sektörlerindeki yatırımlarıyla dikkat çeken Arkas Holding, son iki yıldır lojistik alanında önemli adımlar atıyor. Ulaştırma, depoculuk, forvvarding şirketlerinin hepsini Arkas Lojistik çatısı altında birleştiren holding, sektörde büyümesini hızlandırmış durumda. Demiryolu, kara ve deniz olmak üzere üç farklı alanda uzmanlaşarak multimodal taşımacılık sistemini benimseyen Arkas Lojistik, 2016 yılında küresel ekonomide yaşanan belirsizlikler ve yavaşlamaya rağmen kârını dolar bazında yüzde 15, TL bazında ise yüzde 31 arttırdı.

2017’de de dolar bazında en az yüzde 15 büyümeyi hedeflediklerini söyleyen Arkas Lojistik Genel Müdürü Onur Göçmez, “Ulaştırma hizmetlerinde 30 çekici, 50 dorse ve 5 iş makinesi yatırımı yaptık. 500’e yakın öz varlık aracımız ve 300’e yakın nakliyecimiz ile Türkiye’nin 81 iline hizmet sunuyoruz. Açık ve kapalı depo hizmetleri yanında antrepo hizmeti de sunuyoruz. Van üzerinden İran’a demiryolu ile yapılacak taşımalar için de Van Organize Sanayi Bölgesi’nde kurduğumuz depomuz 2 bin 500 metrekare kapalı, 4 bin 500 metrekare açık alana sahip. Yenice, Aliağa ve Bozüyük’te depo açıyoruz” diyor.

Yurtiçi demiryolu taşımacılığı konusunda iç bölgeler ve limanlar arasında yerel hatlar geliştiren şirket, yurtdışında da büyüyor. Şirketin yurtdışında Rusya, Ukrayna, Gürcistan, Azerbaycan, Yunanistan ve Çin’de 12 ofisi bulunuyor. Oradaki taşıma modlarını da geliştirmeyi hedeflediklerini söyleyen Onur Göçmez, müşteriyi izleyerek, onların taleplerine göre büyüdüklerini belirtiyor. Kara, deniz ve demiryolunu kapsayan multimodal taşımacılıkla büyümeyi hedeflediklerini söyleyen Göçmez, “Bütün modları birleştiren bir uzmanlığınız olmadığı zaman her projeye hizmet veremezsiniz. Arkas Lojistik olarak müşterilerin tüm ihtiyaçlarını tek elden çözen bir sistemle devam ediyoruz. Hizmet çeşitliği ve sektörel uzmanlaşma da avantajlarımızdan bir diğeri. Boru taşımacılığında uzmanız. Önemli açılımlarımızdan biri de dağıtım lojistiği. P0 ve Yurtbay Seramik gibi önemli firmaların dağıtımlarını yapıyoruz” diyor.

Ekol
Teknolojiyle fark yaratacak

Son dönemde hızlı büyüme ivmesiyle öne çıkan şirketlerden biri olan Ekol Lojistik, yenilikçi yatırımlarıyla dikkat çekiyor. Turquatity programına alman ilk lojistik firması olan Ekol’un şu sıralar gündeminde teknolojik dönüşüm var. Geliştirdiği Lojistik 4-0 stratejisiyle alışagelmiş iş yapış modellerini değiştirmeyi planlayan şirketin hedefi müşterilerine entegre, esnek ve etkin çözümler sunmak. Bu doğrultuda kurumsal yüzlerini yenilediklerini söyleyen Ekol Lojistik Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Musul, “2000 yılından itibaren Türkiye’de inovasyon çözümlerine odaklandık. Teknolojinin bize vereceği yetkinlikle rekabette bir adım daha öne geçeceğiz” diyor.

Türkiye’de ve dünyanın farklı noktalarında kapalı alanı 750 bin metrekarenin üzerindeki dağıtım merkezi bulunan Ekol, altı Ro-Ro gemisi, haftalık 48 sefer yapan blok trenleri ve 5 bin 500 aracıyla hizmet veriyor, iki yıl içerisinde 10 bin aracın üzerine çıkarak Avrupa’da açık ara lider olmayı hedefleyen şirket, sonbaharda devreye girecek Lotus tesisiyle operasyon yaptığı kapalı alanı 1 milyon metrekarenin üzerine çıkaracak. Yıllık ortalama yüzde 20’nin üzerinde büyüdüklerini söyleyen Ahmet Musul, daha verimli, sürdürülebilir ve rekabetçi çözümler için Ro-Ro yatırımlarına devam ettiklerini söylüyor. 100 milyon Euro’yu aşan gemi yatırımlarıyla filosunu genişleten şirket, iki yeni Ro-Ro için de görüşmeler yürütüyor. Şirketin önemli yatırımlarından biri de Yalova Ro-Ro Terminali. Proje, 40 milyon Euro’yu aşan bir yatırımla inşa edilecek. Yakın zamanda Ro-Ro seferlerine başladıkları Trieste’de liman yatırımı yaptıklarını söyleyen Ahmet Musul, “Yine benzer bir yatırım için araştırmalarımızı sürdürüyoruz. Yunanistan’daki Lavrion Limanı’nda yatırıma sıcak yaklaşıyoruz” diyor. Şirket, İran’da 20 milyon Euro’luk yatırıma başladı. İran’da Türkiye ve Azerbaycan ticaret yolunun üzerinde bulunan Oazvin’de yatırım yapan şirket, burada 2020’ye dek Ortadoğu’nun en modern ve yüksek kapasiteli lojistik üssünü yapmayı planlıyor. İran tesisinin konvansiyonel bölümünün 2017 yılının ilk yarısında hizmete sunulması planlanıyor.

Mars
Yeni lojistik merkezi kuruyor

Yaklaşık 28 yıldır kara, hava, deniz, demiryolu gibi taşıma modelleri ile hizmet veren Mars Logistics, bu yıl 30 milyon Euro’luk yatırımla Hadımköy’de yeni bir lojistik merkezi kuruyor. Aynı zamanda Almanya ve Türkiye arasındaki yeni intermodal hattını 2017’de geliştirmek üzerine çalışmalar yürüten şirket, farklı bir noktada yeni bir intermodal servisi için fizibilite çalışmaları sürdürüyor.

Mars Logistics Genel Müdürü Ali Tulgar, “Öte yandan ‘yeşil lojistik’ kavramı bizim en önemli gündem maddemiz. İntermodal taşıma modelimizle de doğanın korunmasına önemli ölçüde katkı sağlıyoruz” diyor. 2016 yılını yüzde 12’lik büyüme ve 250 milyon Euro ciroyla ile tamamlayan Mars Logistics, 2017 yıl sonunda da yine Euro bazında yüzde 12 büyüme hedefliyor.

Çevre ülkelerdeki gelişmelerin lojistik sektörünü etkilemeye devam ettiğini söyleyen Tulgar, “Suriye’de bir gelişme yok, sorun maalesef halen devam ediyor. Zaten yıllardır gerek ülke olarak gerek sektör olarak bu duruma alışığız. Olumlu gelişmelerden bahsedecek olursak, Rusya pazarında bir düzelme gözlemleniyor. Rusya ile eski ticari döneme dönülecek gibi görünüyor” diye konuşuyor.

Mars Logistics, kurumsallaşma çalışmalarına önem veren bir şirket. Bu doğrultuda gerekli tüm adımları gerçekleştiriyor. Markayı müşteri odaklı olarak konumlandıran Mars Logistics, rekabet gücümüzü arttırmak amacıyla müşterilerine alternatif taşıma modları sunuyor. Bu amaçla hayata geçirilen intermodal hat ile birden çok taşıma modu kullanılarak alternatif bir taşıma sağlanıyor. Lojistik sektöründe ayrıca hizmet alınacak şirketin güvenirlilik, müşteri memnuniyeti, geniş hizmet ağı ve güçlü altyapı gibi birtakım şartları sağlaması gerektiğine dikkat çeken Ali Tulgar, sözlerine şöyle devam ediyor: “Mars Logistics olarak bizler hizmet kalitemizi sürekli yükseltme hedefiyle hareket ediyoruz. Bunların yanında yaşanılabilir dünya görüşümüzü destekleyen her türlü faaliyetlerin de bir parçası olmaya gayret ediyoruz.”

Reysaş
Yeşil lojistiğe odaklanıyor

Reysaş Lojistik, son dönemde elektrik üreterek işletme maliyetlerinin azaltılması ve multimodal taşımacılık konularına yatırım yapıyor. Depo çatılarının üzerinde güneş panelleri ile elektrik üretim tesisleri kurarak işletme maliyetlerini azaltan şirket, 2017’de bu konuda önemli adımlar atacak. 2017 yılı başında Adana Sarıçam’daki 9 bin 800 metrekarelik deponun çatısında 905 kWp kurulu güçteki GES tesisi işletmeye alındı. Yıllık üretim kapasitesi 1 milyon 550 bin kVVh olan bu tesis, yılda 852 ton karbon salınımı azaltıyor. Bu yıl Antalya Serik’teki 42 bin 483 metrekarelik deponun çatısına kurulacak üçüncü GES tesisinin gücünün 1 MW ile başlaması planlanıyor.

2017 yılı içinde kurulu gücünün 3 MW’ya çıkması ve tesisin yıllık kapasitesinin 5 milyon 400 bin KVVH olması planlanıyor. Yine 2017 yılı içerisinde Ankara ve İstanbul’daki depoların üzerinde l’er MVV’lik iki tesis daha kurulacak. Toplamda 8 MVVTık kurulu güce ulaşarak 2017 yılında tüm GES tesislerinden yıllık 13 milyon 200 bin KVVH elektrik üretimi, yıllık 7 bin 260 ton karbon salınımmın azaltılması ve yıllık yaklaşık 1 milyon 750 bin dolarlık güneş enerjisi geliri elde edilmesi hedefleniyor.

Depo çatılarının üzerinde GES tesisleri kurmaya devam edeceklerini söyleyen Reysaş Yatırım Holding Yönetim Kurulu Başkanı Durmuş Döven, “2018 ve takip eden yıllarda da ilave 12 MW daha GES tesisi kurmayı hedefliyoruz. GES projeleri gibi karbon salınımmın azaltan yeşil lojistik kapsamında çekici ve kamyonlarda çift yakıt olarak motorin ile birlikte doğal gaz (CNG) kullanımı için araçlarımızın motorlarında dönüşüm projelerini gerçekleştirdik” diyor. 850 bin metrekarenin üzerinde kapalı, 1 milyon 500 bin metrekarenin üzerinde açık depolama alanına sahip olan şirketin 2018 yılı hedefi kapalı depolama alanında 1 milyon 200 bin metrekareye ulaşmak. Reysaş’ın gündemindeki diğer konu ise demiryolu taşımacılığı. Reysaş Grubu olarak demiryolunu çok önemsediklerini söyleyen Durmuş Döven, “Bunu yarının işi olarak görmekte ve yatırımlara da devam etmekteyiz” diyor.

Mobiljet
Yeni bir alan yarattı

MobilJet, Türkiye’de lojistik sektöründe yeni bir alan yarattı. Şirket, tüm mobilya sektörünün ve e-ticaret markalarının mobilya lojistiğini yürütüyor. Sadece lojistik hizmeti ile sınırlı kalmayan MobilJet, firmaların ürünlerini depolama, taşıma, tüm kurulum hizmeti, sonrasındaki teknik servis sağlayıcılığı ve firmalar adına da CRM çalışmasını yürütüyor.

Türkiye mobilya sektöründe 12 milyar dolarlık iş hacmi ve 1 milyar 260 milyon dolarlık lojistik ciro potansiyeli ile aslında yeni kaynak ve yeni iş modellerinin oluşmasını sağladıklarını söyleyen MobilJet Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Öztekin, 2017 yılında sektörde yüzde 50’lik büyüme öngördüklerini belirtiyor.

MobilJet ise sektörün üzerinde bir büyüme hedefliyor. 2017’de yüzde 75’lik büyüme hedefleyen Mobiljet, 2018 yılında ise var olan büyümesine yeni alanlar eklemeyi planlıyor.

Şirketin halihazırda dokuz lojistik üssü var ve 35 ilde hizmet veriyor. 2017 yılında ana lojistik ve cep lojistik üslerini artırarak 81 ilde hizmet vermeyi planlayan şirket, bunun için 40 milyon TL’lik yatırım yaptı. Önümüzdeki dönemde gündemde yurtdışı yatırımları var. Almanya ile temasların sürdüğünü söyleyen Ahmet Öztekin, 2018 yılında yurtdışına açılabileceklerini vurguluyor. MobilJet’in en büyük avantajı inovasyona ve teknolojik altyapıya yatırım yapması. Mobilya sektörü ve e-ticaret markalarının sadece mobilyalarını taşımadıklarını belirten Öztekin, “Tüm çalıştığımız marka ve kurumların ürünlerini depoluyoruz, taşıyoruz, kurulumlarını yapıyor, varsa hasarlı ya da defolu olanları rapor ediyoruz ve sonrasındaki teknik servis hizmeti de veriyoruz. Tüm bu çalışmalar ince işlenmiş bir teknoloji ve sistem ürünüdür. Bizimle çalışan firmaların üzerinden epey yük alıyoruz” diye konuşuyor.

Horoz
Katma değerli projelerle ilgileniyor

Türkiye’nin önde gelen lojistik şirketlerinden biri olan Horoz Lojistik, önümüzdeki dönemde katma değer üretebileceği projelere odaklanmayı planlıyor. Büyüme kadar, dönüştürme ve uygulamada daha kompleks işlere geçme hedefleri olduğunu söyleyen Horoz Lojistik Yönetim Kurulu Başkanı Taner Horoz, “Horoz Lojistik olarak iş süreçleri kompleks olan firmalarla daha çok ilgileniyoruz. Çünkü bu işlerde katma değer yaratabiliyor, problem çözme kabiliyetimizi ortaya koyabiliyoruz. Bu sayede işe deneyimimizi katabiliyor, uzmanlığımız çerçevesinde dizayn ve planlama anlamında katkı sağlayabiliyoruz” diyor.

2016 yılını 675 milyon TL ciroyla kapatan şirket, Türkiye’nin büyümesinin yaklaşık 2,5-3 katı büyüme hedefi koyuyor. 2017 yılında ürünlerin gerek Anadolu’da gerekse yurtdışında daha geniş bir müşteri kitlesine ulaştırılması hedefleniyor. Yatırımlara devam kararı alan şirket, yeni işlere, yeni coğrafyalara girmeye ve oralara servis ulaştırmaya odaklanacak.

Gündemdeki diğer konulardan biri de e-ticaret olacak. 2017’nin özel bir yıl olduğunu söyleyen Taner Horoz, “Kuruluşumuzun 75’inci yılını kutluyoruz. 75’inci yılımızda e-ticaret hizmetimizle ön plana çıkıyoruz. Dünyayı 24 saat açık küresel bir pazar haline dönüştüren internetin sahip olduğu imkanlar e-ticaret aracılığıyla işletmelere fayda sağlarken, müşteriler için de hızlı ve kaliteli bir hizmet anlamına geliyor. 75 yıl gibi derin bir geçmişi ardımıza alarak yeni yatırımlarımız ile son kullanıcıların adreslerine kadar yapılan ürün teslimini devreye koyduğumuz e-ticaret sistemiyle en kısa sürede ve başarıyla yerine getiriyoruz” diye konuşuyor.

Uzun zamandır, beyaz eşya sektöründe bayi, depo, mağaza ve zincir market kanallarına ürün lojistiği yapan şirket, şimdi de “ev teslimatı” isimli yeni bir proje üzerinde çalışıyor. Bu hizmet kapsamında satın alınan ürünler son kullanıcıların adreslerine kadar teslim ediliyor. Taner Horoz, böylece hem gönderici firmanın hem de alıcı müşterilerin lojistik beklentilerine önemli bir çözüm kaynağı olduklarını söylüyor.

Barsan
20 yeni merkez açacak

Dünyanın önde gelen lojistik firmaları arasında yer almayı hedefleyen Barsan Lojistik, yenilikçi bir firma olarak inovatif yazılımlar ve özel çözümler geliştiriyor.

Inovatif yazılım çözümleri sayesinde İTÜ Teknokent’te konuşlanan şirket, önümüzdeki dönemde İTÜ Teknokent’in iş birliğiyle pek çok projeye imza atma planlıyor.

Barsan Global Lojistik Yönetim Kurulu Başkanı Cengiz Çaptuğ’un verdiği bilgiye göre 22 ülke ve 59 lojistik merkezde faaliyetler yürüten şirket, 20 yeni merkez açmayı planlıyor. Halihazırda faaliyet gösterilen ülkeler arasında Almanya, Hollanda, Fransa, Belçika, İngiltere, ispanya, Macaristan, İtalya, Polonya, Romanya, İrlanda, Beyaz Rusya, ABD, Brezilya, Kanada, Hong Kong, Çin yer alıyor.

Bugüne kadar hizmet verdiği müşteri sayısı 5 bini aşan Barsan Global Lojistik, dijitalleşme kapsamında sektörün öncü şirketlerinden biri. 1988 yılında sektörde bir ilki gerçekleştirerek gümrükleme işlemlerinde bilgisayar sistemlerini kullanmaya başlayan şirket, bilgisayar ile ilk beyanname yazımını gerçekleştirdi.

1989 yılında hizmet verdiği tüm gümrük noktalarında beyanları bilgisayar ile vermeye başladı. 1991 yılında entegre lojistik için altyapı çalışmalarına başlayarak gümrükleme ve stok yönetimi hizmetlerini birleştirdi. 1993 yılında da TIR filosunda uydu takip ve izleme sistemini uygulamaya başlayan ilk şirket oldu. Bilgi işlem departmanını 1988 yılında kuran Barsan, kurulduğu günden bu yana teknolojiye önemli ölçüde bütçeler ayırarak yatırım yapıyor. Yazılım uzmanları tarafından geliştirilen BARSİS programı, dünyada 22 ülkede 59 lokasyonda gerçekleştirilen tüm lojistik iş süreçlerini tek çatı altında toplayarak, diğer sistemler ile sorunsuzca entegrasyon sağlayabiliyor. Cengiz Çaptuğ, son projelerinde müşterinin yurtdışındaki fabrikasında bulunan üretim bandına kadar tüm süreci, sürecin her aşamasında müşterinin sistemi ile online entegre olarak veri alışverişinde bulunup haberleşerek yönetebildiklerini söylüyor.

ULUSLARARASI NAKLİYECİLER DERNEĞİ (UND) İCRA KURULU BAŞKANI FATİH ŞENER
“Yeni oyuncular girebilir”

“Geçen yıl Türkiye’nin başına gelenler pişmiş tavuğun başına gelmedi bir anlamda. Bölgesel krizler, güneyimizde savaşlar, doğumuzdaki siyasi kriz, İran ile yaşanan krizler derken ciddi zorluklar yaşadık.

Genel anlamda dünyada ekonomik bir daralma söz konusu. Özelikle enerji fiyatlarındaki düşüşler nedeniyle ve etrafımızda enerjiyle geçinen ülkelerin çokluğu nedeniyle bir daralma var. Türkiye aslında bu daralmaya rağmen hacim bazında bizim taşımalarımıza baktığımızda yüzde 3 ihracatını artırdı. Türkiye’ye büyük global oyuncular yatırım yaptı. Yeni oyuncuların da gireceğini duyuyoruz. Lojistiğin tüm paydaşlarına bakıldığında bu alanda pek çok bakir alan var. Global manada depolama, elleçleme gibi taşıma dışındaki lojistik faaliyetlerinde dış kaynak kullanımı daha fazla. Bu alanda kaliteli iş yapacaklarsa şirketlerin sahadaki işlerini üstlenebilirler, böyle bir alan mevcut. Lojistik yatırımlar yapacak olanların Türkiye’nin doğusunu da dikkate almasında yarar olduğunu düşünüyorum.”

2017’nin önemli 7 gündem maddesi

  1. Çin ile Türkiye arasındaki demiryolu ağının tamamlanması sektör gündeminin en önemli konu başlıklarından biri. Çin ile Avrupa arasında kurulan hattın Türkiye üzerinden geçirilmesi, yük trafiğinin Türkiye’ye çekilmesi ve Türkiye’nin döviz gelirinin arttırılması açısından büyük önem taşıyor. Bakü-Tiflis-Kars demiryolu hattının devreye girecek olması beklenen en önemli gelişmelerden biri.
  2. Transit ticarette ‘aktarma merkezi’ olma iddiasını kuvvetlendirecek bir diğer yatırım ise yeni havalimanı. Bu havalimanıyla Türkiye’de ilk kez ‘kargo şehri’ uygulaması başlayacak.
  3. 2015 sonu ve 20l6’da özellikle Rusya’ya taşımalar ve Rusya’yı transit geçişlerde sorunlar vardı.
  4. Sektör, 2017 yılında Türkiye Rusya görüşmelerinde birtakım sorunların çözülmesini bekliyor.
  5. Tüm dünyanın iş yapma şekillerini hızla değiştiren dijitalleşme, nesnelerin interneti, endüstri 4.0 gibi kavramlar pek çok sektörde olduğu gibi lojistik sektörü için de bir dizi tehdidin yanı sıra büyük bir fırsatlar denizi de yaratıyor. Şirketler bu sürece hazırlanıyor.
  6. Taşıma kanunu ve yönetmeliği yenileniyor. Burada sektörün beklentileri doğrultusunda güncellemeler olması durumunda sektöre olumlu yansıması bekleniyor.
  7. Batı’ya giden malların büyük bir kısmı karayolu ile yapılıyor ve çeşitli engellemelere maruz kalıyor. UND’nin Lüksemburg Avrupa Adalet Divanı’nda Avrupa’daki taşıma engellerine karşı başlattığı hukuk mücadelesinde önemli gelişmeler bekleniyor. Kotalar konusunda Avrupa Adalet Divam’na açılan davanın haziran ayı gibi duruşması görülecek.




Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir