İş dünyası yapay zekâyı çok sevdi

YAPAY zeka teknolojilerinin insan hayatına katkılarının yanı sıra iş yaşamına sağladığı faydalar da tartışılmaz. tş, yönetim ve üretim süreçlerini yeniden tanımlayan yapay zeka, maliyeti düşürme ve karlılığı artırmayı sağlarken, iş ve üretim kültürlerini de değiştiriyor. İş dünyası son yıllarda meydana gelen bu değişimden memnun kalmış olacak ki, yapılan bir araştırma yapay zeka ve makine öğrenmesine yapılan yatırımların önümüzdeki yıl ikiye katlanacağını ortaya koyuyor.

ABD merkezli teknoloji araştırmakları ve danışmanlık şirketi Gartner’ın yüzde 59’u halihazırda yapay zekayı kullanan 106 şirketin IT profesyoneli ile yaptığı anket, bu şirketlerin ortalama olarak dörder adet yapay zeka projesine sahip olduğunu, 2020 yılında bu projelere ortalama altı tane daha ekleneceğini gösteriyor. 2022’dcki hedefse ortalama 15 proje daha eklemek. Anlaşılan o ki, günümüzün iş yaşamında en çok fark yaratan bu teknolojiye yapılan yatırım, önümüzdeki yıllarda hızlanarak artacak. Peki bu şirketlerin yapay zekayı kullanım alanları, iş ve üretim süreçlerinin neresine yerleşmiş durumda? Şirketlerin yüzde 56’sı yapay zekayı karar alma mekanizmalarında ve çalışanlarına tavsiyelerde bulunmak üzere kullanıyor. Yapay zekanın ikinci önemli kullanım alanıysa işlerin otomasyonuyla ilgili.

Faturalandırma ve insan kaynaklarının görüntülenmesi katılımcıların yüzde 20’si tarafından en önemli kullanım alanları olarak belirtilmiş.

“Yapay Zeka ve Makine Öğrenmesi Gelişim Stratejileri, Amaç ve Uygulama Zorlukları” isimli anketten çıkan şu nokta’da dikkat çekici; şirketlerin yapay zekaya daha fazla yatırım yapmasının veya bu öncü teknolojinin daha da yaygınlaşmasının önünde bir engel var. Cevaplara göre, şirketlerin yüzde 56’sınm bünyesindeki bilişim ve yönetim uzmanları yapay zekayla ilgili bir anlayış eksikliğine sahip.

yapa zeka

ŞİRKET İÇİ YAPAY ZEKÂ MERKEZİ

Gartner’ın araştırma bölümünün başkan yardımcısı Jim Hare’nin bu çarpıcı anket sonucuyla ilgili yorumu şöyle: “Yapay zeka projelerinin artmasıyla şirket organizasyonları kendilerini yeniden yapılandırarak, bu projeleri yerine getirmek için gerekli mali kaynak ve insan kaynağına sahip olduklarına emin olmalılar. Bence işleri en iyi şekilde yürütmenin yolu, gerekli iş dağılımının yapılması, mali kaynak bulunması, önceliklerin belirlenmesi ve en iyi yapay zeka uygulamalarının- şirket içi paylaşımının sağlanması için şirket içinde yapay zeka uzmanlık merkezi kurulmasından geçiyor.”

Çin merkezli Pactera Technologies isimli şirketin yaptığı bir araştırmaysa, yapay zeka projelerinin yüzde 85’inin üst düzey yönetimin yapay zekanın şirkete katacağı değerin farkında olmaması veya yeni teknolojilere yatırım yapmakta direnç göstermesi nedeniyle gerçekleşemediğini ortaya koyuyor. Bu araştırmaya katılan bilişim uzmanlarının yüzde 77’si ise üst düzey yönetimden onay almakta zorlandıklarını ortaya koyuyor.

ABD’deki teknoloji araştırma şirketi Dimensional Research de 227 teknoloji uzmanıyla yaptığı ankette her 10 şirketten sekizinin yürüttüğü yapay zeka ve makine öğrenmesi projelerinin sorunlu veya aktif olmadığı sonucuna ulaştı. Başarısız projelerin olduğunu belirten uzmanların yüzde 96’sı, bunun nedeni olarak veri kalitesi, veri etiketlemesi ve güvenilir bir model uygulanmamasını gösterdi.

“Üst düzey yönetici sıcak bakıyor”

Arvato CRM Türkiye CEO’su Soner Cesur, iş dünyasının yapay zeka konusundaki yaklaşımını şu sözlerle özetliyor:

“Yapay zeka ve büyük veri gibi ileri teknoloji yatırımlarına en fazla yatırımı özellikle telekomünikasyon ve perakende firmalarının yaptığını söyleyebiliriz. Temelde her iki sektör de tüketici davranışlarını daha iyi anlayarak çapraz satış imkanlarını yakalamayı ve sepeti büyütmeyi hedefliyor.

Arvato’nun yaptırdığı müşteri hizmetleri araştırmasına göre, yeni teknoloji ve hizmetlerin hayatımıza girmesiyle müşterilerin de markalardan talepleri artacak ve şimdiye göre 10 kat daha fazla markalarla iletişime geçmek isteyecekler.

Yakın gelecekte sektörümüzde otomasyon, RPA (robotik süreç otomasyonu) ve yapay zeka kullanımının önemli seviyelere çıkacağını öngörüyoruz. Bundan yalnızca 3-4 yıl sonra, 2022 yılında çağrı merkezi operasyonlarının yüzde 22’sinin otomatize edilmesi bekleniyor. Eğer gerekli teknolojiler entegre edilirse 10 yıla kalmadan, 2027’de otomasyon oranının yüzde 45Je çıkma potansiyeli var.

Türkiye’de üst düzey yöneticilerin teknoloji yatırımlarına sıcak baktığını söyleyebiliriz. Pek çok araştırma da bunu destekleyici sonuçlar veriyor. Örneğin TÜSİAD’ın Soner gerçekleştirdiği ‘Türkiye’deki Dijital Cesur Değişime CEO Bakışı’ çalışması, üst düzey yöneticilerin dijital dönüşüm ihtiyacını kavradıklarını gösteriyor. Fakat aynı araştırma bu dönüşüm sürecinin bütün bir resim olarak ele alınmadığını da gösteriyor. Şirketler belirli teknolojilere operasyonel bir odakla yatırım yapıyor. Bu da yatırımın gerçekten nasıl bir dönüşüm yarattığı konusunda kafalarda soru işareti yaratıyor. Bazı sektörler yeni teknolojiler konusunda daha muhafazakar ilerliyor. Yeni teknolojilerin farklı sektör ve firmalar tarafından güvenlik ve uyum gibi konularda tam güvenilirliği kanıtlanmadan yatırım yapılmıyor.”

“Yerel teknoloji daha değerli olacak”

Forntinet Bölge Teknoloji Direktörü Melih Kırkgöz, iş dünyasının yapay zekayı kullanma eğilimleri ve yapay zekanın geleceğine ilişkin şunları söylüyor:

“Doğru kullanıcıya doğru şekilde ve hızlı ulaşabilme, şirketlerin iş süreçlerinin optimizasyonu, doğru pazarlama gibi aslında tüm sektörü ilgilendiren konular yapay zeka ve büyük veri analitiğinin güdümünde gerçekleşiyor. Bu doğrultuda finans, perakende, e-ticaret, servis sağlayıcılar, içerik sağlayıcılar genelde bu tür ileri teknoloji yatırımlarını yapan sektörler arasında yer alıyor.

Kaynakları verimli kullanma, son kullanıcı davranışlarını doğru ve zamanında analiz edip uygun öngörülerle hedef kitleye en etkin şekilde ulaşabilme (örneğin, pazarlama-satış alanında olduğu gibi], öngörü ve tahminlerle yatırımları daha doğru yönlendirme ve karar alabilme gibi amaçlarla yapay zeka ve büyük veri analizine yatırım yapılıyor. Bu doğrultuda tüm sektörler için yapay zeka ve büyük veri analitiği kullanımının artık kaçınılmaz olduğunu söyleyebiliriz.

KVKK, bulut kullanımını kısıtlayan son genelgeler gibi nedenlerle büyük veri analitiği ve yapay zeka teknolojilerinin yerele yöneleceğini düşünüyorum. Yasal düzenlemelere uyum anlamında bulut temelli çözümlerin kullanımı da müşteriler tarafından dikkatle ele alınacaktır. Bu nedenle yapay zeka çözümlerinin ürünleştirilerek müşteriye yerelde hizmet verebilir hale gelmesi kritik bir konu. Diğer yandan, siber güvenlik, yapay zeka kullanımında beşinci sırada ve giderek daha üst sıralara yükselecek. Dijital dönüşüm, nesnelerin interneti, 5G ve sınır bilişim gibi kavramlarla djjital atak yüzeyi giderek genişliyor. Saldırılar otomasyon ve makine öğrenimiyle daha etkin bir hal alıyor. Siber güvenlik sektörünün bu anlamda en büyük silahının yetişmiş insan gücü/deneyimi ile makine öğrenimi [yapay zekanın alt konulan] olacağı kanaatindeyim. Türkiye’de ileri teknolojiye yeterince yatırım yapılmamasının nedeni, genelde maddi imkânsızlık oluyor. Şirketin bulunduğu sektördeki rakiplerin henüz bu alanlara ciddi yatırım yapmaması nedeniyle bazı müşteriler/ sektörler bu alanda yatırım yapmaya henüz hazır olmayabiliyor.”

Şule Güner





Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir