Yerli enerji ve maden üretimine teşvik
ENERJİ alanında önemli düzenlemeler getiren kanun teklifi önceki hafta Meclis’e sevk edildi. Teklif ile yerli ham petrol üreticileri teşvik ediliyor, böylcce yerli üretici firmaların Türkiye’de ürettiği ve sattığı ham petrolün piyasa fiyatının altında satılması sorunu gideriliyor. Madencilik sektöründe ara ve uç ürün üretiminin desteklenmesi amacıyla altın, gümüş ve platin hariç olmak üzere madenlerin yurtiçinde entegre tesislerde metal haline getirilmesi durumunda devlet hakkının yüzde 75 oranında alınmaması öngörülüyor. Ayrıca ihalelik sahaların “ihtisaslaşmış devlet kuruluşları” olarak ifade edilen madencilikte ihtisaslaşmış kamu kurum ve kuruluşları ile üniversitelere, ihale edilmeksizin Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı onayı ile verilebilmesi düzenleniyor.
“MİLLİ MENFAAT” VURGUSU
TBMM’ye sevk edilen Maden Kanunu ile Bazı Kanunlarda ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi’nin önümüzdeki günlerde, TBMM Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji Komisyonu’nda görüşülmesi planlanıyor. Türkiye’deki madencilik faaliyetlerinin geliştirilmesini ve madenlerden elde edilen katma değerin ülke içerisinde kalmasını hedefleyen düzenlemeler içeren teklif, petrolden LPG’ye, nükleer enerjiden tartı aletlerine kadar birçok alanda düzenlemeler getiriyor. Maden ve enerji kaynaklarıyla ilgili uygulamada yaşanan birçok soruna çözüm getiren teklif ile Maden Kanunu’nun amaçları arasına madenlerin “milli menfaatlere uygun olarak” aranması ibaresi ekleniyor. Teklife göre madenler üzerinde tesis olunan ilk müracaat, arama ruhsatı, buluculuk, görünür rezerv geliştirme ve işletme ruhsatı haklarının hiçbirisi hisselere bölünemeyecek, her biri bir bütün halinde muameleye tabi tutulacak. Görünür rezerv geliştirme hakkının, ruhsat sahibi veya ihalelik sahalara ilişkin yapılan sözleşme kapsamında belirlenen görünür rezervden, bu rezervi ortaya çıkaran gerçek/tüzel kişilere veya kamu kurum-kuruluşlarının aldığı pay olarak tanımlandığı teklife göre maden ruhsatlan ve buluculuk hakkı gibi görünür rezerv hakkı da devredilebilecek.
DEVLET HAKKI ARTIRILIYOR
Teklifle altın, gümüş ve platin madenlerinden alınacak devlet hakkı miktarı artırılıyor. Devlet hakkı tanımının “maden istihracı ile sağlanacak gelirden devlet başına düşen ve ödeme yükümlülüğü ruhsat sahibine ait olan kısmı” olarak ifade edildiği kanun teklifine göre altın, gümüş ve platin madenleri için uygulanan devlet hakkında teşvik indirimi yüzde 50’den yüzde 25’c indiriliyor.
Ocaktan çıkarılan madenin ocak başı fiyatından alınan “devlet hakkı”, daha önce yüzde 4 olan mermer, traverten, granit, andezit, bazalt gibi blok olarak üretilen taşlar ile dekoratif amaçla kullanılan doğal taşın özelliklerine ve bulunduğu bölgeye göre ocakta oluşan piyasa satış fiyatı üzerinden yüzde 4.5’e çıkarılıyor. 4. Grup madenlerden altın, gümüş, platin, bakır, kurşun, çinko, krom, alüminyum, uranyum ile radyoaktif mineraller ve diğer radyoaktif maddeler dışında kalan “diğer madenlerde” yüzde 2;den yüzde 3’e yükseltilecek.
Teklifin Meclis’e sevk edilmesinin ardından ortak görüş oluşturma ve taleplerini iletme çalışmalarına ağırlık veren sektör temsilcilerine göre, bu düzenlemeyle daha düşük tenörlü cevherlerin üretilmesi mümkün olmayacak. Bu da kaynakların ekonomik olarak değerlendirilmesini olumsuz etkileyecek. Sektör temsilcileri, devlet hakkı oranlarında yapılan değişikliklerin madencilik sektörünün öngörülebilirliğini ortadan kaldırdığı, faaliyetlerin sürdürülebilirliğini zorlaştırdığı görüşünde. Sektör temsilcilerinin yaptığı hesaplamalara göre, teklifin aynen yasalaşması halinde bu yılkı ortalama fiyatlar baz alındığında devlet haklarında, altında yüzde 50, kurşunda yüzde 80, çinkoda yüzde 40 oranlarında ilave artışlar söz konusu olacak. Bu oranların uygulamaya konulması halinde işletmelerin maliyetinin artacağını, bu nedenle daha düşük terörlü cevherlerin üretilmesinin mümkün olmayacağını ileri süren sektör temsilcileri, söz konusu değişiklikten vazgeçilmesini istedi.
UÇ ÜRÜNE TEŞVİK
Altın, gümüş, platin hariç, bakır, kurşun, çinko, demir ve alüminyum gibi 4. Grup (c) madenlerin yurtiçinde ve entegre tesislerde kullanılarak metal haline getirilmesi durumunda ödenmesi gereken devlet hakkının yüzde 75!i alınmayacak. Daha önce kendi entegre tesisinde işleyenlerden devlet hakkının yüzde 50’si alınmıyordu. Söz konusu düzenlemeyle madencilik sektörü uç ürün üretimi teşvik ediliyor.
AK Parti Grup Başkanvekili Mehmet Muş, teklifle metalik ruhsatlardan üretilen hammaddeyi kendi tesislerinde mamul ya da yarı mamul haline çevirmedeki devlet teşvikinin yüzde 50’den, 75’e çıkarılacağını belirterek, “Burada amaçlanan demir, krom ve bakır gibi benzeri madenlerin hâm bir şekilde ihracını engelleyip, onu Türkiye’de mamul ya da yarı mamul haline getirecek bir teşvik mekanizmasını kurmak ki bu katma değer ülkemizde kalsın. Bu, milli maden politikamızın önemli bir köşe taşıdır” dedi.
İHALELİK SAHALARA BAKAN ONAYI
Uç ürün üretiminin desteklenmesi adına ihalelik sahalar, ihale edilmeksizin ihtisaslaşmış devlet kuruluşlarına, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı onayı ile verilebilecek. Teklife göre ihtisaslaşmış devlet kuruluşu olarak madencilik faaliyetleri ile ilgili konularda ihtisas sahibi kamu kurum ve kuruluşları ile üniversiteler olarak tanımlandı. İlgili maddenin gerekçesinde bölge, istihdam, yatırım, ülke ihtiyaçları ve benzeri hususlar dikkate alınarak ara/uç ürün üretmek ve tesis kurmak şartı ile maden sahalarının Bakan onayı ile ihale edilmeksizin ihtisaslaşmış devlet kuruluşlarına verilmesinin ve bu sayede ara ve uç ürün ithalatının azaltılmasının amaçlandığı belirtildi.
Teklifle, TTK ve TKİ uhdesinde bulunan maden ruhsatlarını işletmeye, işlet-tirmeye, bunları bölerek yeni ruhsat talep etmeye ve bu ruhsatları ihale etmeye yetkili olacak. Bu fıkra kapsamında yapılacak ihale sonucunda TTK ve TKİ ihaleyi kazananla yapacağı sözleşme hükümleri saklı kalmak kaydıyla ihale edilen sahayı devredebilecek. İhaleyi kazanan adına ruhsat düzenlenebilecek. Genel Müdürlük bu sözleşmenin tarafı olmayacak. Ruhsat devrine esas olan sözleşme ilgili ruhsatın siciline şerh edilecek. TTK’nın halen kendisi tarafından doğrudan işletilen işletme izin alanlarında oluşturulacak ruhsatlar bu madde kapsamında ihale edilemeyecek.
MADENCİLİK İZİNLERİ
Teklif ile madencilik faaliyetlerindeki izinlerde değişikliğe gidiliyor. Ruhsat müracaatlarında özel izin alanı ile çakışmayan kısımların, çakışan kısımlara alınacak izinlerden bağımsız olarak ruhsatlandırıl-masının önü açılıyor. Maden sahalarında madencilik dışında herhangi bir faaliyetin rezerv kaybına sebebiyet vermemek için MAPEG’in izni olmadan yapılamayacağı düzenleniyor. Teklif ile Maden Kanunu kapsamında yatırım çakışmalarında anlaşmazlığın giderilmesi amacıyla oluşturulmuş olan “kurul” bürokrasinin azaltılması amacıyla kaldırılıyor, kurulun yetkileri bakanlığa devrediliyor. Kanunda belirtilen alanlara yapılan ruhsat müracaatlarının hak sağlaması halinde 2 ay içinde ruhsat bedeli yatırılması ve kanunda belirtilen çerçevede müracaatta bulunulması şartıyla ruhsat düzenlenecek. Ruhsat sahasındaki bu alanlara ilişkin ilgili kurumlardan izin alınması için ruhsat sahibine 1 yıl süre verilecek. Bu süre içinde bu alanların izin alınamayan kısımları ruhsat sahasından taksir edilerek ihale yolu ile ruhsatlandı-rılacak. Maden ruhsat sahalarında, maden üretim faaliyetleri ile bu faaliyetlere dayalı ruhsat sahasındaki geçici tesisler dışındaki faaliyetler veya tesisler için bakanlığın izni olmaksızın hiçbir şekilde işyeri açma ve çalışma ruhsatı düzenlenemeyecek.
İŞLETME FAALİYETLERİ DURDURULACAK
Çevresel etki değerlendirmesi ile ilgili karar, işyeri açma ve çalışma ruhsatı, mülkiyet izni olmadan veya düzenlemeye aykırı faaliyette bulunulduğunun tespiti halinde 30 bin TL tutarında idari para cezası uygulanarak bu alandaki işletme faaliyetleri durdurulacak. Bu ihlallerin, ilk tespit tarihinden itibaren beş yıl içinde iki kez tekrarı halinde ise ruhsat iptal edilecek. Sektör temsilcilerinin ise maddenin izin alanlarının dışında üç yıl içinde iki kez daha ihlal tespit edilirse, ruhsat iptali yerine maden üretimine yönelik tüm faaliyetlerin durdurulacağı şeklinde bir düzenleme yapılması yönünde girişimde bulunacağı ifade ediliyor.
Teklife göre ruhsat sahalarında ruhsat sahipleri, madencilik faaliyetleri ve madenlerin işlenmesine yönelik faaliyetler dışında hiçbir faaliyette bulunamayacak ve geçici tesisler dışında herhangi bir tesis veya alt yapı tesisi kuramayacak. Ruhsat sahalarında ruhsat sahibi veya diğer gerçek veya tüzel kişiler ile kamu kurum ve kuruluşları ancak bakanlık tarafından uygun görülmesi halinde ticari veya sınai faaliyette bulunabilecek. Sektör temsilcileri, ruhsat sahiplerinin sahalarında ürettiği madeni ticarete konu edebilmek için Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığından izin almayacağının açık ve net olarak belirtilmesi gerektiği görüşünde.
KAÇAK ÜRETİME ÖNLEM
Teklif ile kaçak üretim ve izinsiz sevki-yat düzenleyen madde yeniden düzenlenerek, madenin ocak başı satış fiyatı üzerinden idari para cezası uygulanması yönünde düzenleme yapılıyor. Ayrıca kaçak üretim ve sevkiyat kapsamında cezayı uygulayacak idarelere açıklık getiriliyor. Teklife göre sevk fişi olmaksızın maden sevk tespit edilmesi halinde sevk edilen madene el konulacak. Ödenmesi gereken devlet hakkına ilaveten sevk fişi olmaksızın sevk edilen miktar için söz konusu madenin ocak başı satış bedelinin 5 katı tutarında idari para cezası verilecek. Bu ihlalin tekrarı halinde sevk fişi olmaksızın sevk edilen miktar için sevk edilen madenin ocak başı satış bedelinin 10 katı tutarında idari para cezası uygulanacak.
Ruhsat süreleri ve ruhsat devirlerinin dikkate alınarak geçmişte uygulanan cezaların uzun yıllar etki etmemesi gerektiğine dikkat çeken sektör temsilcileri ise, ilgili düzenlemede ihlalin tespiti için süre belirtilmesi önerisinde bulunarak, düzenlemenin “ilk tespitin yapıldığı tarihten itibaren üç yıl içinde bu fıkranın ihlalinin tekrar tespit edilmesi” şeklinde değiştirilmesi önerisinde bulunuyor. 2017’de, kaçak madencilik faaliyetlerinde bulunanlara yaklaşık 110 milyon TL idari para cezası kesilmişti.
RUHSAT BEDELLERİ ARTACAK
Ruhsat bedelleri yeniden düzenleniyor. Ruhsat bedelinin arama ve işletme ruhsatlarında kanun teklifine ekli 1 ve 2 sayılı tabloda belirtilen şekilde hesaplanması öngörülüyor. Teklife göre ruhsat bedellerinin tamamının her yıl ocak ayının sonuna kadar yatırüması zorunlu olacak. Ruhsat bedelinin tamamının zamanında yatırılmaması halinde, yatırılmayan kısmının iki katı ruhsat bedeli olarak her yıl Haziran ayının son gününe kadar yatırılması gerekecek, aksi halde ruhsat iptal edilecek. Teklifteki şekilde ruhsat bedellerinin artırılmasının madencilik sektörünü olumsuz etkileyeceğini vurgulayan sektör temsilcileri, madencilikle ilgili işyeri sayısı ve istihdamda büyük oranda gerileme yaşanacağına dikkat çekiyor.
Teklifle, buluculuk talepleri için Ulusal Maden Kaynak ve Rezerv Raporlama Koduna göre, hazırlanmış teknik kaynak veya rezerv raporu kriteri getiriliyor. Görünür rezerv geliştirme hakkına açıklık getirilerek, talep edilmesi halinde maden siciline şerh edilme imkanı da sağlanıyor. Teklifle madencilik yapacak şirketlerin statüsünde madencilik yapabileceği yazılı olma şartı kaldırılıyor.
LNG KAYIPLARI İÇİN DÜZENLEME
Teklifle, BOTAŞ’ın uzun dönemli LNG alım satım anlaşmaları kapsamında, özellikle Nijerya gibi uzak mesafede yer alan ülkelerden temin edilen LNG’nin kimyasal özelliği gereği gemilere yüklenen ve gemilerden boşaltılan miktarlar arasında oluşan kayıpların çoğu zaman ilgili kanunla belirtilen yüzde 4’lük orandan fazla olması nedeniyle düzenleme yapılıyor. Teklifle, bu oran fiili duruma uygun hale getirilerek yüzde 6’ya çıkarılıyor.
Teklifle, dağıtıcı lisansları için bayilik teşkilatı, depolama kapasitesi gibi hususlarda düzenleme yapılabilmesine yönelik olarak, “Bayi sayısı, depolama kapasitesi konularında sayısal büyüklüklerle sınırlama yapılmaz” ibaresi, Petrol Piyasası Kanunu’nun ilgili maddesinden çıkarılıyor.
Teklifle petrol piyasasına ilişkin katılma payı veya oluşabilecek kamusal zararların tahsil ve tazmininde yaşanan sorunların önüne geçilebilmesine yönelik olarak EPDK’ya gerekli gördüğü hallerde teminat mektubu uygulaması yönünde yetki veriliyor.
YERLİ ÜRETİCİ FİRMALARA TEŞVİK
Teklifle, yerli üretici firmaların Türkiye’de ürettiği ve sattığı ham petrolün piyasa fiyatının altında satılması sorunu gideriliyor. Teklifle, 26 API gravitesi altındaki petroller için yakın coğrafyada bulunan ağır petrolleri tarif etmekte kullanılan Arap Heavy petrolü, hem her zaman ulaşılabilir olması hem de fiyat dalgalanmalarında daha dengeli davranması sebebiyle, “Ras Gharib” yerine Petrol Piyasası Kanunu kapsamına alınıyor. Teklife göre piyasa fiyatı, Türkiye’de üretilen ham petrolün Türkiye içinde veya dışında en yakın erişilebilir dünya piyasasında, evsaf ve izafi ağırlık bakımından normal olarak mutat ayarlamalara göre tespit edilmiş emsal petrolün belirlenen serbest rekabet fiyatına, aynı evsafta ham petrolün dünya piyasasından Türkiye’de teslim yeri olan limana veya rafineriye kadar getirilmesi için gerekli bütün giderlerin tamamının eklenmesi ve fakat Süveyş Kanalı geçişi ile Batman veya civarında üretilen ham petrolün Batman rafinerisinde oluşan piyasa fiyatına Batman-Dörtyol Boru Hattı geçiş ücreti dahil oluşan fiyat veya erişilebilir dünya piyasası mevcut olmadığı takdirde üretici tarafından Türkiye’de teslim edildiği yerde vergiler hariç fiilen uygulanan satış fiyatı olarak kabul edilecek. Yeni düzenleme ile tüm yerli ham petrol üreticileri teşvik edilirken, yerli üreticilerin Türkiye’de petrol arama ve üretim konularında daha çok yatırım yapmalarını sağlayarak yerli üretimin artması yönünde katkıda bulunabilecek.
YERLİ PETROLE GERÇEKÇİ FİYAT
Petrol Kanunu’na göre Türkiye’de üretilen petrol fiyatlarının dünya piyasalarındaki en yakın petrol fiyatına emsal bir fiyattan gerekli düzeltmeler yapıldıktan sonra satıldığını anımsatan BOTAŞ eski Genel Müdürü Gökhan Yardım, “Teklifle getirilen madde ile dünya piyasalarında kullanılan Arab ITeavy petrol fiyatı kullanmak ve Batman rafinerisine daha gerçekçi bir fiyatla yerli petrolün verilmesi mümkün olacak.
Yine Botaş’ın ithal ettiği LNG’nin güm-rüklenmesindc uzak mesafelerden getirilen LNG’dcki fire oranı teoride sabitlenen yüzde 4 orandan daha büyük olmaktaydı. LNG getirilirken bir kısmı buharlaşır, bu oran uzak mesafelerde artıyor. Bu sebeple BOTAŞ’m kaybının önüne geçilmekte ve bu oran yüzde 6 ya çıkartılmaktadır” dedi.
YENİLENEBİLİR ENERJİ
Teklifle yenilenebilir enerjinin üretime kazandırılması ve dışa bağımlılığın azaltılması hedefleniyor. Teklife göre, yenilenebilir enerji kaynaklarına dayalı üretim tesisi kurmak amacıyla alman lisanslar kapsamındaki tesisler için lisanslarında belirlenen sahaların dışına çıkılmaması ve TEIAŞ veya ilgili dağıtım şirketinden alınan tadil kapsamındaki bağlantı görüşünün olumlu olması halinde kapasite artışı, modernizasyon, yenileme yatırımları ve tadilatlara izin verilecek. Birden çok kaynaklı elektrik üretim tesisleri ile üretim faaliyetinde bulunacak tüzel kişilerin ön lisans ve lisanslarının verilmesi, tadili, sona erdirilmesi, iptali, süreleri, süre uzatımı, yenilenmesi ve lisans kapsamındaki hak ve yükümlülüklerin askıya alınması ile bu tüzel kişilerin piyasa faaliyetlerine ilişkin usul ve esaslar EPDK’nın çıkaracağı yönetmelikle düzenlenecek. Yenilenebilir Enerji Kaynaklarının Elektrik Enerjisi Üretimi Amaçlı Kullanımına İlişkin Kanun’da yapıları değişiklikle yenilenebilir enerji kaynaklarına dayalı üretim tesislerinde, ilave kapasite artışının önünün açılmasıyla eneıji piyasasında artan Yenilenebilir Enerji Kaynakları Destekleme Mekanizması’ndan (YEKDEM) maliyetinin tüketicilere yansımasının önüne geçilmesi hedefleniyor. Buna göre kanun teklifinin yürürlüğe girmesinin ardından yenilenebilir enerji kaynaklarına dayalı elektrik üretim lisansları için yapılacak kapasite artışı lisans tadili EPDK tarafından uygun görülenler söz konusu kapasite artışı için YEKDEM’den yararlanamayacak. Uygulamaya ilişkin, usul ve esaslar EPDK tarafından yönetmelikle düzenlenecek.
Sektörü destekleyen adımlar umut verici
Bu taslakla ilgili yenilikçi bir anlayış olarak hibrit sistemler geliyor. Artık farklı enerji kaynaklarından elektrik elde etmek mümkün olabilecek. Sektörün merakla beklediği kapasite artış konusuna yönelik bir gelişme var. Kapasite artış taleplerinin YEKDEM’e tabi olmayacağı, EPDK’nın çıkaracağı yönetmelikle düzenleneceği yönünde bir madde var. Türkiye Rüzgar Enerjisi Kongresi’nde de sayın Bakan Yardımcımız kapasite artışlarının piyasa takas fiyatı üzerinden yapılabileceğini ifade etmişti. Muhtemelen bu şekilde bir düzenleme olabileceğini düşünüyoruz. Orman izinleri ile ilgili yapılması gereken işlemlerin, kurum ve kuruluşlar tarafından altmış gün içinde sonuçlandırılması gerektiğine dair bir madde var. Ayrıca ormanda, yenilenebilir enerjide ilk 10 yıl için yüzde 85 muafiyet vardı. Fakat 10 yıldan sonra orman kiralama bedelleri ciddi oranda yükseliyordu.
Bunun da yatırımcı lehine azaltıldığını görüyoruz. Sektörü desteklemeye yönelik adımların atılmasını umut verici olarak değerlendiriyor, kısa zamanda hayata geçmesini bekliyoruz.
Ruhsat bedel artışları hakkaniyetli olmalı
Teklifin yaklaşık 26 maddesi madencilik sektörünü ilgilendiriyor. Bu maddelerin 3-4 tanesi ise sektör açısından sıkıntılı bazı düzenlemeler içeriyor. Teklifin yasalaşma sürecini yakından takip edip, sıkıntıları çözmek için hem Bakanlık nezdinde hem de komisyon çalışmaları sırasında girişimlerde bulunacağız. Değişikliğe gidilmesini beklediğimiz maddelerden biri ruhsat güvencesini sıkıntıya sokan düzenleme. Teklife göre beş yıl için iki denetim sonucunda olumsuz bir durum yaşanması halinde ruhsatların iptali öngörülüyor. Burada ruhsat iptaliyle iş bitmiyor, bu durum ruhsat alanlarında yapılacak milyarlarca liralık yatırımları da riske sokuyor. Diğer bir madde ise işletme ruhsatı alanlarının görünür rezerv haline getirilmesi. Arama çalışmalarının beş yılda sonuçlandırılması öngörülüyor. Madencilik uzun zaman alan bir iş. O da bu nedenle yeniden düzenlenmeli. Diğer husus da devlet haklarıyla ilgili. Altın, gümüş ve platin madenleri, yurtiçinde işlendiğinde yüzde 50 teşvik uygulanıyordu. Bu teşvik yeni düzenlemeyle yüzde 25’e düşürülüyor. Teşviklerin aşağı çekilmesi, yatırımların cazibesini azaltıyor. Ayrıca ruhsat bedellerinde çok ciddi artışlar öngörülüyor. Artışlar yüzde 200-300’ü buluyor. Bunun kademeli ve hakkaniyetli yapılmasından yanayız.
“Madencilik elbirliğiyle gelişir”
Uç ürün üretiminin teşvik edilmesini destekliyoruz. Çeşitli sektörel toplantılarda ülkemizde birkaç bakır izabe tesisi kurulması yönünde değerlendirmeler yapıldığına şahit oluyoruz. Bunu hepimiz arzu ederiz. Ancak bizim yaptığımız araştırmalarda bir bakır izabesinin fızibıl olabilmesi için yaklaşık 100 bin ton metal bakır çıkışı olacak şekilde konsantre ile beslenmesi gerekiyor. Ülkemizde hali hazırda bir bakır izabesi zaten bulunuyor, yeni bir izabe kurulması yönünde çalışmalar devam ediyor. Bunların dışında ilave izabe tesisleri kurabilmek için, o izabeleri besleyecek bakır madenlerini ihtiyacımız var. Bu nedenle ülkemizde bakır madenciliğinin geliştirilmesi, daha fazla bakır konsantresi üretilmesi gerekmektedir.
Bu nedenle kanaatimize göre şu aşamada genel olarak madenciliğin, özel olarak da bakır madenciliğinin teşvik edilerek desteklenmesi gerekir. Yeterli bakır konsantresi üretir hale geldikten sonra, bir sonraki aşamada elbette yeni izabeler kurmayı değerlendirmek gerektiği kanaatindeyiz.
Ödemeler dengesine pozitif katkı sağlayacak
Teklife göre MTA yurtdışında maden arama ve üretim çalışmalarına girebilmesi amacıyla yurtdışında şirket kurabilecek, yetişmiş insan gücümüzden faydalanılacak. Yenilenebilir enerji projelerinde orman, mera ücretleri çok yükselmiş ve proje ve yatırımcıların önünde proje finansmanlarını negatif etkileyen bir hal almaya başlamıştı. Bu bedeller makul seviyelere indirilecek ve yatırımcıların şikayet ettiği bir soruna daha bütüncül yaklaşılmış olacak. Yine rüzgar projelerinde YEKDEM çerçevesinde ilave kapasite artışları mevzuat olmamasından yapılamamaktaydı. Getirilen düzenlemeyle bu yöndeki endişeler gideriliyor ve çok daha kısa sürede mevcut RES santrallarına ilave kapasiteler eklenebilecek. YEKDEM çerçevesinde üretilen ilave elektrik satın alınabilecek ve mevcut rüzgar projelerimizin kapasitesi arttırılmış olacak. Yerli kaynakların artışı da ödemeler dengemize pozitif yönde katkı sağlayacak. Yine milli kaynağımız kömüre dayalı elektrik santrallarımızın finansmanına olumlu katkı yapacak bir uygulamayı da yeni yasa teklifinde görmekteyiz. Teklif Enerji Bakanlığı’nın maden, yenilenebilir enerji, petrol, LNG, nükleer enerji, personel gibi çok farklı ama Bakanlığı ilgilendiren birçok sorununa çözüm getiriyor.
Değişmesini istediğimiz maddeler var
Kanun teklifiyle ilgili sektördeki bütün sivil toplum kuruluşları olarak Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakan Yardımcısı Mithat Cansız ve TBMM Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji Komisyonu Başkanı Mustafa Elitaş ile görüşmelerimizi sürdürüyoruz. ‘Kesinlikle hayır’ tavrıyla karşı karşıya değiliz. Sektörü zora sokacağını düşündüğümüz bazı maddelerin değişmesini istiyoruz. Örneğin bazı cezalar, devlet hakları, ruhsat güvencesi gibi konular taleplerimiz arasında. Bazı sektörlere ÖTV ve KDV indirimleri yapılıyor. Yerli ve milli dediğimiz bu sektöre yönelik ruhsat bedellerinin, devlet haklarının ve cezaların artırılması bizi maddi ve manevi olarak olumsuz etkiliyor.
Kendimizi dışlanmış hissediyoruz. Yaptığımız görüşmelerde çevre ve insan sağlığı ile ilgili düzenlemelerin bir satırına bile dokunmuyoruz. Hatta bazı iyileştirmeler yapılması yönünde taleplerimizi iletiyoruz. Asla ‘çevreye rağmen madencilik yapalım’ demiyoruz. Bizim sahadan getirdiğimiz somut doğruları göz önüne alarak, söz verdikleri gibi iyileştirmeleri de yaparak, hepimizin içine sinecek bir kanun çıkar diye düşünüyoruz.
Ruhsat güvencesi olmazsa kimse yatırım yapmaz
Kanun teklifi önemli birçok düzenleme içeriyor. İyi düşünülmüş, iyi kurgulanmış yanları var. Sektörün beklediği bazı düzenlemeler de teklifte yer alıyor. Madencilik sektörünün büyümesi hedeflenmiş. Ancak teklifte sektöre sıkıntı yaratacak, sektörün büyümesini önleyecek bazı maddeler var. Ruhsat iptali kolaylaştırılıyor. Örneğin yıllık ruhsat harcının tamamının zamanında yatırılmaması halinde, yatırılmayan kısmının iki katı ruhsat bedeli olarak her yıl Haziran ayının son gününe kadar yatırılması gerekecek, aksi halde ruhsat iptal edilecek. Herhangi bir işletme veya fabrika devlete olan borcunu ödemedi diye kapanıyor mu? Yok. Biz de borcunu ödemedin diye milyon dolarlık yatırım yapmana rağmen ruhsat iptal ediliyor. Ruhsat iptali çok kolaylaştığı, ruhsat güvencesi olmadığı zaman kimse yatırım yapmaz. Sadece küçükler bilmediğinden yapar, onlar da yolda kalır. Ruhsat harçlar ve devlet haklan yükseltiliyor. Bu sektörün önünü keser. Oysa ki, sektörün önü açılırsa, bu artışlarla hedeflenen gelirlere zaten ulaşılır. Teklifte gerekli değişikliklerin komisyon çalışmaları sırasında yapılması için girişimlerde bulunacağız.
HÜLYA GENÇ SERTKAYA