Sağlık Turizmi Çok Para Kazandıracak

Sağlık turizmi, bacasız sanayinin yeni lokomotifi olacak. Türkiye, 2023’te 20 milyar dolar gelir elde etmeyi ve dünyanın bu alandaki ilk beş ülkesi arasına girmeyi hedefliyor. Girişimciler çok sayıda teşvikle destekleniyor…

Sağlık Turzmine Yatırım Yapın

TURİZM sektörünün Türkiye ekonomisi için önemi tartışılmaz. Sektör son yıllarda sıkıntılı sezonlar geçirse de 2023 hedeflerinden vazgeçmiş değil. Turizm sektörü Cumhuriyet’in ilanının 100’üncü yılında Türkiye’ye 50 milyon turist getirip, 50 milyar dolar gelire ulaşmayı hedefliyor. Bu hedefe ulaşılabilmesi için turizmde çeşitlenme şart. “Deniz, güneş, kum” üçlüsüyle bu hedefe ulaşmakta zorlanacağını bilen sektör; 2023 hedeflerini realize edebilmek için özellikle ‘sağlık turizmi’ne bel bağlamış durumda. Türkiye, 2023 yılında dünyanın sağlık turizminden en çok payı alan ilk beş ülkesinden biri olmayı ve bu alandan 20 milyar dolar gelir elde etmeyi hedefliyor. Ülkemizin bu alandaki potansiyeli harekete geçirilirse, sağlık turizminin, turizm sektörünün yeni kaldıracının olması işten bile değil.

Türkiye’nin sağlık turizminden elde ettiği gelirin 8 milyar dolar civarında olduğu hesaplanıyor. Bu alandaki hedeflere ulaşabilmek için Ankara da harekete geçmiş durumda. Örneğin 2012 yılında çıkan teşvikler özellikle girişimcileri sağlık turizmi alanında çalışmaya özendiriyor. Sağlık turizmi alanındaki gelirlerin yüzde 50’si vergiden düşülürken, bu alanda çalışanlar hizmet ihracatına getirilen her türlü yurtiçi ve dışı teşviklerden yararlanabiliyor. Hatta Türkiye’ye tedavi amaçlı getirilen hastaların uçak biletleri bile devlet tarafından karşılanıyor. Hükümet yalnızca teşviklerle değil; Sağlık Bakanlığı’ndan Aile ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’na kadar tüm bakanlıklara bağlı kuruluşlar bazında yaptığı özel düzenlemelerle sağlık turizminin önünü açmaya çalışıyor. Türkiye’nin sağlık turizminde yaptıklarını ve hedeflerine ulaşması için yapması gerekenleri araştırdık…

saglik turizmi

ÜÇ ALANDA GELİŞİYOR

Meraklıları bilirler; sağlık turizmi aslında genel bir kavram. Sağlık turizmini; üç alanda değerlendirmek gerekiyor. Bu alanların başında tıp turizmi de olarak bilinen “medikal turizm” geliyor. Termal turizm, spa ve welness’ler diğer bir alanı oluştururken, “yaşlı ve engelli turizmi” de sağlık turizmi içinde değerlendiriliyor. Sağlık turizminde hedeflere ulaşmak için sacayağının üç bacağının da ihmal edilmemesi gerekiyor. Ancak yine de büyük iş, medikal turizme düşüyor.

Dünyada yılda 230 milyon sağlık turisti, medikal turizmi, termal turizmi (spa-wellness), yaşlı bakımı amaçlı uygulama, tedavi veya operasyonlar için seyahat ediyor. Dünyada 450 milyar dolarlık bir sağlık turizmi pastası oluştuğu da hesaplanıyor. Bunun 100 milyar dolarının medikal turizmden kaynaklandığı biliniyor.

GELİRİMİZ 7 MİLYAR DOLAR

Son 15 yılda ülkemizde özel hastaneler ve sağlık kuruluşları iyice gelişti. Buna bağlı olarak Türkiye de dünya medikal turizminde önemli bir oyuncu olmaya başladı. Ülkemize 2017’de yaklaşık 750 bin yabancı hastanın geldiği ve 7 milyar dolarlık gelir elde edildiği hesaplanıyor. Dünyada en çok yabancı hasta ağırlayan ülkelerin de sırasıyla ABD, Almanya, Tayland, Hindistan ve Türkiye olduğunu belirtelim.

Medikal turistlerin seyahat etmelerine neden olan en önemli sağlık sebepleri arasında; kalp ameliyatları, kardiyolojik rahatsızlıklar, özel ameliyatlar, ortopedik ameliyatlar, onkoloji, estetik, plastik cerrahi, kısırlık tedavisi, diş, göz ve şişmanlık tedavisi bulunuyor.

Yurtdışı hastalar Türkiye’yi ise ağırlıklı olarak saç ekimi, diş tedavisi, göz, tüp bebek, kardiyoloji, onkoloji, beyin ve sinir cerrahisi ve kök hücre tedavileri için tercih ediyor. Sağlık turistlerinin günde minimum 150 euro harcadıkları hesaplanıyor.

JCI, AKREDİTASYONU

Eskiden yabancı hastalar; kendi ülkelerinde yapılmayan tedavilere ulaşmak ve daha kaliteli sağlık hizmeti almak için gelişmiş ülkelere seyahat ediyorlardı. Son yıllarda durum değişti. ABD ve Avrupa ülkelerinde sağlık sigortalarının pahalı olması, bazı önemli tedavilerin sigorta kapsamı dışında kalması ve uzun bekleme süreleri sağlık turistlerini seyahat etmeye yöneltiyor. Gelişmiş ülkelerdeki sigorta şirketleri, yurtdışın-daki sağlık kuruluşları ve hekimleri sigorta kapsamına alarak, yurtdışında tedavi olmayı özendiriyor. Sağlık hizmetinin pahalı olduğu Avrupa ülkelerindeki bir hasta için yurtdışma tedaviye gitmek yüzde 60 ila 80 arasında fiyat avantajı sağlıyor.

Elbette sağlık turistleri için yalnızca fiyat avantajı önemli değil. Gidilecek ülke ve sağlık kuruluşları seçilirken, sağlık kuruluşlarının JCI (Jo-int Commission International) ve TEMOS (Trust, Effective Medicide, Optimized Services) gibi uluslararası akreditasyona sahip olması da önemli. Türkiye’de halen JCI tarafından akredite edilmiş, uluslararası standartlarda hizmet veren 48 sağlık kuruluşu var. Türkiye’de özel hastaneler ve sağlık kuruluşlarının yanı sıra üniversite, kamu hastanelerinin de sağlık turizmine hizmet verecek bir altyapıya kavuşturulması için çalışmalar sürdürülüyor. Sağlıktaki en önemli yatırım olarak kabul edilen şehir hastaneleri, sağlık turistleri de dikkate alınarak planlanmış durumda.

Sağlık turizminin çeşitleri

Medikal turizm (Tıp turizmi)

  • İleri tedaviler (kardiyovasküler cerrahi, radyoterapi, cyberknife vb.)
  • Transplantasyon
  • İnfertilite (tüp bebek İVF uygulamaları)
  • Estetik cerrahi Göz, diş, diyaliz tedavileri vb.

Hizmet Yeri: Sağlık kurum ve kuruluşları

Termal turizm ve spa-wellnes

  • Kaplıca tedavileri ve fizyoterapiler
  • Talossoterapiler
  • Hidroterapi ve egzersizler
  • Balneoterapi ve peloidoterapi
  • Klimaterapi

Hizmet Yeri: Kaplıca ve spa merkezleri

Yaşlı ve engelli turizmi

  • İleri yaş turizmi (gezi turları, meşguliyet terapileri)
  • Yaşlı bakımı hizmetleri (bakım evlerinde veya rehabilitasyon hizmetleri)
  • Klinik otelde rehabilitasyon hizmetleri
  • Engelliler için özel bakım ve gezi turları

Hizmet Yeri: Klinik oteller, rekreasyon alanları, tatil köyleri ve bakım evleri vb

saglik turizm

SINIRSIZ HİZMET VAR

Türkiye’de halen en çok yabancı hastayı, zincir hastaneler ağırlıyor. Medical Park, Liv Hospital gibi markalan bünyesinde bulunduran MLP Care Grup, geçen yıl 70 binden fazla yabancı hastaya hizmet verdi. Grup, satış gelirlerinin yüzde 15’ine yakınını da yabancı hasta gelirlerinden elde etti. Acıbadem Sağlık Grubu ise 2016’da sağlık turizmi amacıyla gelen yaklaşık 25 bin 450 yabancı hastaya hizmet verirken, 2017 sonunda bu sayının 30 bine ulaştığı belirtiliyor.

Yabancı hastaları memnun etmek isteyen sağlık kuruluşları; havaalanında ambuiansla karşılamadan konaklamalarına, farklı dillerde çağrı merkezi hizmetinden tercümeye kadar farklı hizmetler sunuyor. Örneğin Acıbadem Sağlık Grubu, havalimanında yabancı hastaların rahatı ve konforunu sağlamak amacıyla “Acıbadem Health Point” noktası kurarak, hastaların rahatça karşılanıp uğurlanabileceği bir platform oluşturdu. Yabancı hastalar web sitesinden, mobil aplikasyondan ve çağrı merkezinden de bu noktaya ulaşarak tüm sağlık ihtiyaçları konusunda her türlü medikal ve non-medikal hizmet alabiliyorlar. Bu arada Acıbadem’de 16 farklı dilde hizmet veren hasta danışmanları bulunuyor. Bunlar hastaları havalimanlarında karşılıyor ve tüm seyahatleri boyunca hastalara eşlik ediyorlar.

MLP Grubu da yabancı hastalara, 24 saat ulaşabilecekleri, kendilerine atanmış, kendi dillerini konuşan ‘özel hasta koordinasyon yetkilileri’ ile hastane dışındaki ihtiyaçları konusunda da sürekli yardımcı oluyor. Hastaneler bu hizmetlerini “telemedicine” gibi yeni hasta takip sistemlerinin günlük hayata adaptasyonuyla günden güne daha ileriye taşıyorlar.

YÜKSEK KALİTE, ORTA SEVİYE FİYAT

Türkiye medikal turizmde, bölgesinin en iyi ülkesi. Ülkemizi yabancı hastaların tercih etmesinde kaliteli hizmetin yanı sıra avantajlı fiyatların da katkısı var. MLP Care Uluslararası Hasta Merkezi Direktörü Murat Mercan, “Avrupa’nın birçok ülkesinde ve ABD’de çok yüksek rakamlara mal olan bu tedaviler, Türkiye’de daha uygun fiyatlarla yapılıyor ve operasyonlarda da daha başarılı sonuçlar almıyor” diyor. Türkiye’nin “yüksek kalite, orta seviyede fiyat’ stratejisi belirlediğini söyleyen Mercan, şu bilgileri veriyor:

“Sağlık turizmini uluslararası ölçekte yapan ülkeleri, ‘tıbbi başarı, fiyat ve hasta sayısı’ üçlemesine göre kendi içinde ayırmak istersek; ABD, İngiltere, Almanya, İsrail, Singapur ve Güney Kore global ölçekte sağlık turizmi yapıyor. Bu ülkelerin fiyatları çok yüksek. Hindistan ve Tayland ise çok büyük hacimde sağlık turizmi yapıyor ama fiyatları çok düşük. Türkiye, fiyat pozisyon -lamasını tam bu iki grubun arasına yerleştirmiş durumda. Coğrafi olarak da büyük avantajımız var. Tüm aktarmalı uçuşlar bu coğrafya üzerinden yapılabiliyor. Bu nedenle ‘yüksek kalite, orta seviye fiyat stratejisini’ uygulayan bir ülkeyiz. Rekabette bu bizim için iyi bir kaldıraç görevi görüyor. Türkiye’nin 2023 hedeflerinde sağlık turizminde 2 milyon uluslararası hastaya ve 20 milyar dolar gelire ulaşmak var. Bu hedeflerin yakalanacağına inancımız tam.”

“ÇEKİM MERKEZİYİZ”

Acıbadem Sağlık Grubu Uluslararası Hasta Hizmetleri Direktörü llyas Benve-niste ise yabancı hastaların Türkiye’yi neden tercih ettiklerini şöyle açıklıyor: “Türkiye’de sağlık turizminin gelişmesinde rol oynayan etkenler arasında; birçok ülkeden birkaç saatlik uçuşla ulaşılabilmesi, tedavi hizmetlerinin kaliteli olması, Avrupa ve Amerika’ya kıyasla daha makul fiyata sunulması ve turistik zenginliğin olmasını sayabiliriz. Ayrıca, hastaların son teknoloji cihazlarla, en yüksek kalitede hizmeti bir arada bulabildikleri pek çok özel ve kamu hastanesine de sahip. Bu da çok komplike tedaviler gerektiren branşlarda hastaların ülkemizi tercih etmelerini sağlıyor. Böylece Türkiye sağlık turizmi açısından güçlü bir çekim merkezi olarak duruyor.”

Türkiye’nin dünya medikal turizmden istenilen payı alması için neler yapması gerekiyor? Sağlık profesyonellerine göre, yabancı dil bilen işgücü yetiştirilmesi şart. Özellikle yabancı dil bilen hemşireye çok ihtiyaç var. Sağlık alanında hem nitelikli insan gücü hem de sağlık altyapısı ve teknolojisiyle öne çıkan Türkiye’nin medikal turizmde yerini daha da güçlendirmesi için özellikle tanıtım ve pazarlamaya planlı bir şekilde daha çok odaklanılması gerekiyor.

MLPv Care’den Ercan, “THY, Türkiye hakkında çok bilgisi olmayan ve Türkiye algısı kuvvetli olmayan pek çok ülkeye uçuyor. Türkiye’deki sağlık imkânlarını o bölgenin dilinde anlatan televizyon yapımlarıyla ve hatta reklamlarla bu konunun tanıtımını yapmak için bir bütçe ayrılması büyük katkı sağlar” diyor. Ercan, ABD’de “patient advocacy” (hasta savunuculuğu) konseptinin de Türkiye’de uygulanmasını şu cümlelerle öneriyor: “Bu konsept doğrultusunda görevlendirilmiş kişiler hasta için hakemlik görevi üstlenir ve hastaya güven verir. Buna benzeyen formüllerle, yapılarla, bizim civarımızdaki ülkelerden gelebilecek olan hastalara bu güveni verebilmemiz çok kritik ve çok şeyi değiştirir.”

MEDİKAL ESTETİĞE İLGİ

ISAPS (Uluslararası Estetik Plastik Cerrahlar Birliği) verilerine göre, genç ve bakımlı görünmek için medikal estetik operasyonlarına dünyada geçen yıl 6 milyar euro harcandı. En çok cerrahi müdahale olmadan yapılan operasyon botoks olurken, onu sırasıyla dolgu, epilasyon, lazerle cilt yenileme ve kimyasal peeling takip etti. ISAPS’a göre, dünyada cerrahi olmayan operasyonların en çok yapıldığı beş ülkeden biri Türkiye. Türkiye, ABD ve Hindistan’dan sonra en çok saç ekiminin yapıldığı ülke.

Medikal estetik operasyonlarda Türkiye’ye yurtdışmdan talebin arttığını belirten Medikal Estetik Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Dr. Yasemin Savaş, sektörün kalite ve fiyat açısından Avrupa’da birçok ülkeden ayrıştığını söylüyor. Özellikle İstanbul’un medi-kal estetik için Avrupa’nın önde gelen merkezlerinden biri olduğunu belirten Savaş, “Sektör olarak büyük yatırımlar yapıyoruz ve yüksek hizmet kalitesi ile farklılık yaratıyoruz. Avrupa ve Amerika’da estetik ve güzellik amaçlı botoks uygulamaları Türkiye’den yaklaşık üç kat daha pahalı. Bu da bizim için büyük avantaj. Yurtiçi ve yurtdışmda talebin, ^nümüzdeki yıllarda da artacağını öngörüyoruz. Sağlık turizminde oldukça başarılı rakamlar yakalıyoruz. Örneğin, 2016 yılında sağlık turizmi dışındaki turizm gelirlerinde yüzde 30 daralma yaşanırken, sağlık turizminde yüzde 5’lik bir artış yaşandı” bilgisini veriyor.

ŞİFALI SU ZENGİNİYİZ

Sağlık turizminin önemli alanlarından biri, spa-wellness ve termal turizm. Bu alanda, medikal turizmden farklı olarak; fizik tedavi, rehabilitasyon, doğal ve sağlıklı yaşam için başka bir ülkeye seyahat ediliyor. Sağlık turisti bu alanda kaplıca tedavisi, fizyoterapi, hidroterapi, şifalı çamur ve topraklar, çeşitli egzotik masajlar, kür tedavileri, dinlenme ve bakım seansları, bitkisel iyileştirme teknikleri gibi yöntemlerden yararlanıyor.

Türkiye termal turizmde var olan potansiyelini yeterince kullanamıyor. Şifalı su zenginliği bakımından dünyadaki ilk yedi ülke arasında, Avrupa’daysa birinci sırada bulunuyoruz. Sıcaklıkları 20 ila 100 derece, debileri ise 2-500 litre/saniye arasında olan 1.500’den fazla kaynağımız var. Elbette tüm jeotermal kaynaklar termal turizm için uygun değil. Sıcaklığı 40 derece civarında olan kaynaklar termal turizmde kullanılabiliyor. Türkiye’deki kaynakların yarısının termal turizm için değerlendirilebileceği belirtiliyor. Halen ülkemizde termal turizmde aktif olarak kullanılan 250 kaplıcadan yılda 10 milyon yerli, 300 bini aşkın da yabancı turist yararlanıyor. Kaplıca otelleri termal turizmin kalbini oluştururken son 20 yılda “devremülk” ve “devretatil” yöntemiyle pazarlanan tesisler de gelişti. Yalova’dan Balıkesir’e, Afyon’dan Kütahya’ya kadar birçok ilde devremülk yatırımları yapılmaya başlandı. Halen Türkiye’de 50’ye yakın devremülk yatırımı bulunduğu biliniyor.

Nihayetinde termal turizmden hak ettiğimiz payı alamadığımızı gören Kültür ve Turizm Bakanlığı, 2007 yılında düğmeye bastı ve “Sağlık ve Termal Turizm Projesi”ni hayata geçirmeye karar verdi. Bu proje kapsamında bir “Termal Turizm Master Planı” hazırlandı. Bu plana göre dört termal turizm bölgesi ilan edildi: Güney Ege (Afrodisya) Termal Turizm Bölgesi (İzmir, Manisa, Aydın, Denizli), Güney Marmara (Troya) Termal Turizm Bölgesi (Çanakkale, Balıkesir, Yalova), Frigya Termal Turizm Bölgesi (Afyonkarahisar, Kütahya, Uşak, Eskişehir, Ankara) ve Orta Anadolu Termal Turizm Bölgesi (Yozgat, Kırşehir, Nevşehir, Niğde, Aksaray). 17 ili içine alan bu dört bölgede 70 termal turizm merkezi oluşturulması için çalışmalar sürüyor.

HEDEF, 3 MİLYAR DOLAR

2014-2018 yıllarını kapsayan Onuncu Kalkınma Plam’na göre, Türkiye, termal turizmde 100 bin yatak kapasitesine ulaşmayı ve 600 bini tedavi amaçlı olmak üzere 1.5 milyon turiste termal hizmet vermeyi hedefliyor. Bunun karşılığında da 3 milyar dolar gelir hedefi konulmuş durumda. Almanya’nın termal turizminden yılda 30 milyar dolar kazandığı ve toplam 10 milyon kişiye hizmet verdiği düşünülürse bu alanda ne kadar geç kaldığımız da ortada. Zararın neresinden dönersek kâr. Zira önleyici ve iyileştirici termal tedaviler ve zinde kalmayı sağlayan spa ve wellness hizmetleri, yaşlanan Avrupa nüfusunun öncelikli gereksinimleri haline gelmiş durumda. Avrupa’daki talebe yanıt verebilsek bile çok büyük bir mesafe alabiliriz. Dünyada vvellness ekonomisi 3.7 trilyon dolar hacme ulaşırken, vvellness turizminin bundan 563 milyar dolar bir pay aldığı hesaplanıyor.

Türkiye Turizm Yatırımcıları Derneği Başkan Yardımcısı, Bodrum Yarımadası Tanıtma Vakfı Kurucu Başkanı Recai Çakır, “Sağlık turizmi içerisinde yaklaşık yüzde 30’luk paya sahip vvellness (ruhsal, fiziksel ve zihinsel zindelik) turizmi ile Türkiye sağlık turizmdeki çıtasını yükseltebilir” diyor. Çakır, Türkiye’de sağlık turizminin gelişmesi için şu öneride bulunuyor:

“Türkiye, sağlık turizmi ile turizm sezonunu sadece üç ayla kısıtlayan deniz-kum-güneş ekseninden çıkarıp 12 aya yayabilir. Wellness otelleri de Sağlık Bakanlığı’na bağlanarak saç ekimi, bo-toks, dolgu gibi ameliyatsız güzellik uygulamaları sunarak, hastanelerin yatak sorununun da önüne geçilebilir. Tayland gibi vvellness turizminin merkezi ülkelerde, bazı otellere bile hastane ruhsatı verilerek bürokratik engeller aşıldı, sağlık turizmi gelişti. Böylece, üçüncü yaş grubu olarak tabir edilen 65 yaş üstü AvrupalI hastaları Türkiye’ye çekebilmemiz mümkün olur. Bilindiği üzere, İskandinav ülkeleri vatandaşları, yıl boyunca çok az güneş aldıkları için sıcak ülkelere gitmeleri için hükümetten yardım alıyorlar. Böylece ölü sezon olarak tabir edilen 1 Ekim-31 Mart tarihlerinde turizmimiz daha hareketli hale gelecektir.”

SAĞLIKLI YAŞAM OTELİ

Bodrum Kadıkalesi’nde 40 dönüm alan üzerinde kurulan Sianji Well-Being Resort’in de Yönetim Kurulu Başkanı olan Recai Çakır, otelde sağlık yaşam adına her türlü deneyimi yerli ve yabancı müşterilerine sunduklarını söylüyor. Dünyanın en iyi beş detoks otelinden biri seçilen ve 24 uluslararası ödülün sahibi Sianji, Çin, Romanya, İngiltere, Rusya gibi dünyanın dört bir yanından misafir ağırlıyor. Türkiye’nin ilk ve tek vvellbeing, healing konseptine sahip oteli olduklarının altını çizen Çakır, yatırım bünyesindeki rezidans ve villaları sattıklarını belirtiyor. Çakır, bu konuda şu bilgileri veriyor:

“Oteli yaparken amacım 25 odalı bir butik otel yapıp geri kalan 100 rezidan-sı da satıp Türk turizmine kazandırmaktı. Sianji bünyesinde bulunan rezidans ve villaları satın alan yatırımcılar, Türkiye’de ilk kez uyguladığımız ‘ister yaşa, ister kirala’ tarzına uygun olarak yatırımlarını istedikleri şekilde değerlen-direbiliyorlar. Halen 20 rezidansı satışa çıkardık. Fiyatlar 400 bin euro’dan başlıyor. Yatırımcıları A’dan Z’ye düşündük. Sadece valizinizi alıp gelebiliyorsunuz. Gelmediğiniz dönemde eviniz size kira getiriyor. Böylece yılda minimum 30 bin euro kazanmanız mümkün oluyor. Ayrıca gelmediğiniz zamanlarda aidat ödemiyorsunuz. Bin 500-3 bin TL arasında değişen aidata; park bahçe hizmetleri, 24 saat güvenlik, teknik yardım, oda servisleri, plaj hizmetleri, haftada iki gün evinizin temizlenmesi dâhil.”

AVRUPALILARIN İLGİSİ ARTIYOR

Karaderili Şirketler Group’un Yönetim Kurulu Başkanı Orhan Karaderili, Avrupalı turistin son yıllarda termal tesislerimize ilgisinin arttığını belirtiyor. Marmara Bölgesi’nin 2 bin 200 yatak kapasiteli, beş yıldızlı en büyük termal oteli Yalova Termal Palace ve Kütahya’daki Emet Termal Resort’un sahibi olduklarını belirten Karaderili, şu değerlendirmeyi yapıyor:

“Avrupa ve Ortadoğu ülkelerinde sağlık turizminin fiyatlarının çok yüksek olması, yabancı turistlerin tercihini Türkiye’ye çevirmekte. Başta İran, Irak, Almanya, Fransa ve AvusturyalI turistler olmak üzere dünyanın dört bir yanından misafirlerimizi ağırlıyoruz. Türkiye termal tesislerde Avrupa seviyesini yakalamaya başladı. Ortadoğu’nun son üç yıldır keşfettiği termal sularımızı özellikle İs-kandinavlar çok seviyor. Termal suların fayda ve kullanımı açısından daha bilinçli olan AvrupalIların ilgisi, ülkemize yapılan büyük ve nitelikli yatırımlar doğrultusunda artmakta.”

Sağlık turizminin yükselişinin süreceğine inanan Karaderili, 2018-2019 yıllarında 700 binden fazla tatilciye sağlık turizmi yaptırmayı hedeflediklerini söylüyor. Avrupa’dan Amerika’ya, Ortadoğu’dan Türk Cumhuriyetlerine kadar birçok yerde 15 satış ofislerinin bulunduğunu söyleyen Karaderili, küresel acentelerle de anlaşmalar imzaladıkları bilgisini veriyor. Sağlık turizminin gelişmesi için yatırımcıların ortak hareket etmesinin gerektiğini vurgulayan Karaderili şu öneride bulunuyor:

“Sağlık turizmine yatırım yapan işadamları tanıtım için işbirliği yapıp ciddi tanıtım fonu oluşturabilir. Yurtiçi ve yurtdışı fuarlara birlikte katılabilir; el birliği ile sağlık turizminde beş yıl sonra 1 milyon yabancı turist ağılayacak duruma gelebiliriz.”

İLERİ YAŞ VE ENGELLİ TURİZMİ

Dünya nüfusu hızla yaşlanıyor. 2000 yılında her on kişiden biri 60 yaş veya üstü iken, 2050’de her beş kişiden birinin 60 yaş veya üstü olacağı tahmin ediliyor. Türkiye’nin en büyük hedef pazarı Avrupa’da 2050’de 60 yaş ve üstü nüfusun oranının yüzde 37’ye çıkacağı öngörülüyor. Avrupa Birliği İstatistik Kurumu’nun (Eurostat) verilerine göre, 65 yaş ve üstündeki insanlar, diğer yaş gruplarına oranla daha fazla seyahat ediyor ve daha fazla harcama yapıyor. Yaşlanma olgusuyla artan sağlık ve bakım masrafları, içinde yaşanılan ülkeler için ekonomik bir yük haline gelmiş durumda. İleri yaş turizmi ve sağlıklı yaşlanma bu ülkeler için çözüm yolları arasında görülüyor.

Sağlık hizmetlerinin pahalı olduğu ülkelerdeki 65 yaş ve üstü grubu hastaların, tedavi, bakım ve sağlıklı yaşam amacıyla maliyetlerin daha düşük olduğu ülkelere seyahat etmeleri ileri yaş ve engelli turizmini oluşturuyor.

Yapılan araştırmalara göre, 65 yaş veya üstü turistlerde, en çok kardiovasküler, kanser, diyabet ve kronik solunum yolu rahatsızlıkları gibi hastalıklara rastlanmakta. Yalnızca bu hastalıklara yönelik tedaviler için değil; gezi turları, rehabilitasyon ve fizik tedavi hizmetleri, termal terapiler, bakım evlerinde yaşlıların bakımı ileri yaş turizminin alt başlıklarım oluşturuyor. Klinik oteller ve rehabilitasyon merkezlerinde engelliler için özel bakım hizmetleri, engellilere ait özel turlar da bu alandaki başka bir açılım. İleri yaş turizminin gelişmesi için, yeni otellerin ve tatil köylerinin yaşlılar ve engelliler için erişilebilir hizmet sunmaları ve personelini eğitmeleri, ileri yaş turizminin gelişmesi açısından önemli.

“ÖZEL MERKEZLER GEREK”

Türkiye’nin henüz ileri yaş ve engelli turizminde adı yok ama hedefler netleştiril-miş durumda. Bu alanda Onuncu Kalkınma Planı’na göre, 10 bin yatak kapasitesine ulaşılıp, 150 bin yabancı turistin ülkemizi ziyaret etmesine altyapı hazırlanması hedefleniyor. Gelir hedefimiz ise ilk etapta 750 milyon dolara ulaşmak.

Yaşlı bakım hastalarında termal sağlık turizminin yeri hakkında bilgi veren Bursa Sağlık Turizmi Derneği Genel Sekreteri Çiğdem Atalmış, “Dünya hızla yaşlanıyor. Yaşlılığa bağlı kronik hastalıklarımız da artıyor. Dünya nüfusunun yüzde 9’unu 65 yaş üstü oluşturuyor. 2100’de yaşlı nüfus ömrün uzamasına bağlı olarak artacak. Dünyada termal sağlık turizminde başarılı olmak için üçüncü yaş yaşam merkezleri oluşturmaya yönelik potansiyel ve farkm-dalığımızı ortaya koymalıyız. İskandinav ülkeleri bu alanda yatırım yapmaya hazır. AB ülkelerinin tercihi olan ülkemiz termal sağlık turizmi için biçilmiş kaftan” diye konuşuyor.

Sağlık turizmi teşvikleri

■ Sağlık turizmi faaliyetleri 2012 yılından bu yana hem kurumlar hem de gelirler vergisi açısından teşvik ediliyor. 31 Aralık 2012’de Resmi Gazete’de yayınlanan Kurumlar Vergisi Genel Tebliği’ne göre, sağlık alanında faaliyet gösteren ve Türkiye’de yerleşmiş olmayan kişilere hizmet veren işletmeler elde ettikleri kazancın yüzde 50’sini beyan edilen kurum kazancından indirebiliyor. Aynı şekilde sağlık turizmi kapsamında gelirler vergisine tabi kazançlardan yüzde 50 indirim yapılabiliyor.

■ 2015/8 Sayılı Döviz Kazandırıcı Hizmet Ticareti’nin Desteklenmesi Hakkındaki karar gereği, sağlık turizmi faaliyetleri de destekleniyor. Bu kapsamda verilen ‘tescil ve korunma’ desteği ile ürünün ve hizmetin yurtdışında tesciline, patent bürosu hizmetleri ve danışmanlık, araştırma ve inceleme gibi tüm zorunlu giderler karşılanıyor. Ayrıca rapor ve yurtdışı şirket alımına yönelik danışmanlık desteği de veriliyor. Belgelendirme desteği kapsamındaysa, hizmet ihracatı için gerekli olan belge ve sertifikaların alımı destekleniyor. Her bir belge için en fazla 15 bin dolar destek almıyor.

Yine bu destek kapsamında reklam, pazarlama, tanıtım, danışmanlık ve acente komisyon desteği alınabiliyor.

■ 2015/8 Sayılı Döviz Kazandırıcı Hizmet Ticareti’nin Desteklenmesi Hakkındaki Karar ile sağlık turizmine yönelik ek destekleri de içeriyor. Bunlar içinde olan tercümanlık hizmetlerine yönelik giderler de destekleniyor. Bu hizmetlere yönelik başvurular sağlık kuruluşları tarafından üçer aylık dönemlerde yapılıyor.

■ Türkiye’de tedavi edilen yabancı hastaların uçakta ekonomi sınıfına ilişkin ulaşım giderleri destekleniyor.

Bu destekteki en hassas nokta ise, ülkeye giriş yapan hastaların ülkeye giriş tarihinden itibaren en geç 7 gün içinde sağlık kuruluşuna giriş kaydının yapılması gerekliliği. Aksi takdirde hastalar bu destekten yararlanamıyor.

■ Ayrıca sağlık kuruluşlarının bazı organizasyon ve seminerlerine katılan yurtdışından davet edilen akademisyen, uzman ve ilgili kuruluş temsilcilerinin ekonomi sınıfı ulaşım giderleri, günlük 150 dolara kadar konaklama giderleri, tercümanlık giderleri, tamtım-eğitim organizasyon giderleri (yer kirası, ilgili teknik araç ve gereç kira giderleri, yemek ve ikram giderleri), halkla ilişkiler ve tanıtım hizmet giderleri, katalog, broşür ve tanıtım malzemesi giderlerini devlet karşılıyor.

Murat ERCAN / MLP Care Uluslararası Hasta Merkezi Direktörü
”Uygun fiyata başarılı operasyonlar yapıyoruz”

Medical Park, Liv Hospital, VM Medical Park, İstinye Üniversitesi hastanelerinin çatı markası olan MLP Care Grubu olarak halen 17 şehirde 29 hastane ile hizmet veriyoruz. Kimi ülkelerde devlet seviyesinde, yardım fonlarıyla işbirlikleri gerçekleştirilirken, kimi ülkelerdeyse direkt pazarlama çalışmalarıyla hastalara ulaşıyoruz. Bölgedeki ihtiyaçlar doğrultusunda fuar, kongre, B2B, B2C gibi gerekli organizasyonlarda grubumuzu temsil ediyorlar.

Yurtdışından gelen hastalar özellikle onkoloji, beyin cerrahisi, organ nakli, böbrek, karaciğer, kemik iliği nakilleri, ortopedi, genel cerrahi, pediatrik cerrahi, kardiyoloji, kalp ve damar cerrahisi konularında Türkiye’yi tercih ediyor. Ayrıca saç ekimi, diş, göz sağlığı ve estetik operasyonlar da sağlık turizminde önemli bir yer tutuyor. Çünkü Avrupa’nın birçok ülkesinde ve ABD’de çok yüksek rakamlara mal olan bu tedaviler, Türkiye’de daha uygun fiyatlarla yapılıyor ve operasyonlarda da daha başarılı sonuçlar alınıyor. Avrupa, Ortadoğu ve Kuzey Afrika’yı da içine alan MENA bölgesi, Irak, Balkanlar, Gürcistan ve Romanya, Bulgaristan, Moldova, Ukrayna çok sık çalıştığımız pazarlar arasında.

Grubumuzun geniş potansiyeli sayesinde ağırlıklı olarak Ortadoğu, Balkanlar, Avrupa ve Türki Cumhuriyetler’den hastalarımız bizi tercih ediyor. Bunların dışında özellikle Avrupa’da Almanya, Hollanda ve İskoçya’dan hastalarımız bizi tercih ederken Doğu Avrupa’da Romanya Bulgaristan ve Moldova en çok hasta aldığımız ülkeler olarak ön plana çıkıyor. Geçen yıl 70 binden fazla yabancı hastaya grup genelinde hizmet verdik.

İlyas BENVENİSTE / Acıbadem Sağlık Grubu Uluslararası Hasta Hizmetleri Direktörü
”30 bin yabancı hastaya baktık”

Acıbadem Sağlık Grubu olarak, büyüme stratejilerimizde sağlık turizmini çok önemli bir yere koyuyoruz. Bugün dört ülkede (Türkiye, Makedonya, Bulgaristan ve Hollanda) 21 hastane ve 16 tıp merkezi ile hizmet veren, uluslararası alanda öncü sağlık gruplarından biriyiz.

Geniş ve donanımlı hastane ağımız ile hem sağlık turizmi amacıyla ülkemize gelmek isteyen yabancı uyruklu vatandaşlara, hem de turistik amaçla gelmiş olan yabancılara sağlık hizmetleri sunuyoruz. Ayrıca yurtdışındaki iletişim ofislerimiz ve 38Acıbadem Healthpoint noktamız ile 22 ülke ve 34 şehirde varlık gösteriyoruz.

2016 yılında; sağlık turizmi amacıyla gelen yaklaşık 25 bin 450 yabancı hasta Acıbadem’den sağlık hizmeti aldı. 2017 yılı sonunda ise bu sayı 30 bine ulaştı. Acıbadem Sağlık Grubu olarak, özellikle Ortadoğu, Kuzey ve Orta Afrika, Güney Asya, Avrupa ve Balkanlar, Rusya ve BDT (Bağımsız Devletler Topluluğu) ülkelerinden çokça ihtiyaç sahibini ağırlıyor ve kendilerine sağlık hizmeti sunuyoruz. Acıbadem Sağlık Grubu olarak yabancı hastalarımıza; başta onkoloji, beyin cerrahi, hematoloji, organ nakli, ortopedi, genel cerrahi, ağız ve diş sağlığı ve plastik cerrahi olmak üzere çok geniş bir yelpazede sağlık hizmeti veriyoruz.

Yurtdışı yatırımlarımızın toplam ciromuzdaki payı her geçen yıl artarak devam ediyor. Yurtdışındaki hastanelerimiz ve yabancı hastalardan elde ettiğimiz gelir, toplam ciromuzun yüzde 25’ini oluşturuyor. Bu oranı en az yüzde 50’ye çıkarmayı hedefliyoruz.

Op. Dr. Bülent CİHANTİMUR / Estetik International Sağlık Grubu Yönetim Kurulu Başkanı
“Patentli özel tekniklerimiz var”

Estetik plastik cerrahi ve medikal uygulamalar konusunda hizmet veriyoruz. Yabancı hastalarımız; iyileşme süreci kısa olan organik saç ekimi, total vücut şekillendirme ve örümcek ağı estetiği gibi özel tekniklerimizi tercih ediyorlar. Hastalarımızın yüzde 40’ını yabancı hastalar oluşturuyor. Avrupa ve Ortadoğu başta olmak üzere, tüm dünyadan hastalarımız var. Erkek hastalarımız organik saç ekimi ve karın kası estetiği için, kadın hastalarımız ise her çeşit uygulama için bizi tercih ediyor. Yabancı kadın hastalar, özellikle total vücut şekillendirme, BBL (ameliyatsız cilt gençleştirme) için geliyor. Özellikle döviz kurundaki değişimle avantaj artsa da kurum olarak fiyat avantajıyla hasta yakalamak yerine patent sahibi olduğumuz tekniklerle ön plana çıkmayı ve rekabet avantajı yakalamayı tercih ediyoruz.

Yabancı hastalarımıza öncelikle kendi sistemimiz üzerinden ulaşıyoruz. Ayrıca bu konuda ihtisaslaşmış aracı kurumlar, partner ve acentelerden de destek alıyoruz. Direkt pazarlama faaliyetlerimizi yürüten şirket içi birimlerimiz var. Sadece sağlık turizmi ile ilgilenmesi için değişik ülke vatandaşlıklarından oluşan bir birim oluşturduk. Bu ekip sadece yabancı hastaların tedavi süreçleri ile ilgilenmekte. Yatırım sadece nakit akışı ile ölçümlenmemeli. Sağlık turizmi bambaşka bir sektör. Sağlık turizminin geliştirilmesi için en büyük önerim, insana yatırım yapılması.

Recai ÇAKIR / Sianji Well-Being Resort Yönetim Kurulu Başkanı
”En çok detoks programlan için geliyorlar”

Bodrum Kadıkalesi’nde yer alan Sianji well-Being Resort olarak yaklaşık 10 sene önce faaliyete başladık. Otelimizde sağlık yaşamın nasıl olacağını insanlara deneyimlettirme amacı güdüyoruz. Bu alanda önemli bir mesafe kat ettiğimizi söyleyebilirim. Sağlıklı yaşam adına hemen herkesin otelimizde rahatlıkla uygulayabileceği bir diyet ya da terapi var. Seçenekleri çok geniş tuttuk. Alkali diyet, çiğ beslenme, detoks, gün boyu devam eden grup egzersiz programları, spa terapileri, ozon terapisi, infrared, thalasso, yoga, meditasyon, ses terapisi gibi ruh-beden-zihin bütünlüğünü sağlayıcı çeşitli uygulamaları şu anda bizde bulabiliyorsunuz. Ayrıca otelimiz dünyanın enerji merkezlerini barından Ley Hattı üzerinden de geçtiği için, bir gece uyuyan bir kişi bile daha dinç uyandığını ve kendisini daha iyi hissettiğini söylüyor.

Sianji’yi tercih edenler daha çok detoks programları için geliyorlar.

Yani gençleşme ve sağlık yaşam otel müşterilerinin önceliği. Otele ait üç dönümlük bir arazide kışlık ve yazlık ekimle organik tarım yapılırken, buradaki üretim, detoks programlarında yoğun olarak kullanılan oteldeki yeşillik ihtiyacının yüzde 80’ini karşılıyor. Dünyada en iyi beş detoks oteli arasında gösterilen Sianji, yıl boyunca ortalama yüzde 60 doluluk oranları yakalıyor. Sianji, Çin, Romanya, İngiltere, Rusya gibi dünyanın dört bir yanından misafir ağırlıyor. Otele gelen her 10 kişiden yedisi otelin sabit müşterisi.

Orhan KARADERİLİ / Karaderili Şirketler Group Yönetim Kurulu Başkanı
“Turist sayısı her yıl artıyor”

Türkiye’ye termal sağlık turizmi için gelenler her geçen yıl artış gösteriyor. Türkiye’de bulunan suların daha fazla minerale sahip olması, lüks otellerde cazip fiyatlı konaklama seçenekleri turistleri termal sulara çeken özelliklerden bazıları. 2014’te 180 milyon dolar yatırım bedeli ile 2 bin 200 yatak kapasiteli, Marmara Bölgesi’nin en büyük termal oteli Yalova Termal Palace’ın temelini attık. Tesisimiz 840 odası, bin metrekarelik bir başkanlık süiti, 18 kral dairesi, sağlık, spa ve kür merkezleri, toplantı salonları, restoranları ile 55 dönüm alana kurulu. Avrupa’nın en iyi suyu seçilen, termal sular bakımından oldukça zengin olan Kütahya’nın Emet ilçesindeki Emet Termal Resort yatırımımız, yerli ve yabancı turistlerin büyük ilgisini çekiyor. Tesislerde içmece ve termal olarak altı farklı su birçok hastalıkta yardımcı tedavi görevi görüyor. Tesiste bulunan yosun havuzu Türkiye’de tek, dünyada ise sadece iki ülkede bulunmakta. Yosunlu sıcak su vücuttaki toksinleri atmaktan ağrılı romatizmaya, gut hastalığından kemik erimesine birçok rahatsızlığa iyi geliyor.

Yeni çıkan yasayla Sosyal Güvenlik Kurumu, Kaplıca tedavisi görmesi gereken hastaların tedavi masraflarını karşılama kararı aldı. SGK’nın tek şartı kaplıca hizmeti veren tesisin gerekli koşulları sağlamış olması. SGK’nın kriterlerine “tam uyum” Emet Thermal Resort Hotel’imizde fiziksel tıp ve rehabilitasyon uzmanı, fizyoterapist, reflesolog ve ATT sağlık memuru bulunuyor.

Koksal HOLOĞLU / Romatem’in (Romatizma Tedavi Merkezi) sahibi
“Türkiye’nin potansiyeli çok büyük”

Sağlık turizmi Türkiye’nin ıskalanmış, yönetilemeyen bir potansiyeli. Sağlık turizmi bakanlığı kurulsa yeridir. Türkiye’nin potansiyeli Hindistan’dan büyük. Güney Kore, Malezya, Tayland’dan daha büyük potansiyelimiz var. Avrupa’da sağlık çok pahalı, erişim zor. Türkiye bu alanı ıskalıyor. Yaz turizminden daha çok gelir elde edebiliriz. 35 milyar dolar sadece sağlık turizminden kazanılabilir. Tanıtım fonumuz yok. Devletin içinde olduğu bir reklamla uluslararası piyasalara çıkamıyoruz. Sağlıkta iyiyiz, sağlık turizminde kötüyüz. Yurtdışından hastaları kendimiz getiriyoruz. Merdiven altı ilişkiler var. Hasta getirenler kim belli değil. Yüksek komisyonlar istiyorlar. Hastaları kandırıyorlar. 100 bin dolarını alıp bizimle 10 bin dolar üzerinden pazarlık yapıyorlar. Devlet bu işi yönetemiyor. Hindistan, Güney Kore bu işlerle ayakta kalıyor. Bu ülkelere gittiğiniz zaman şehrin merkezi noktalarında devletin danışma ofisleri var. Koca İstanbul’da bir tane bu tarz ofis yok. Devlet havalimanlarında, merkezi noktalarda kiosklar kurarak yurtdışından gelen insanlara rehberlik etmeli. Hastanelerin her biri ayrı ayrı bu işi yapmamalı. 50 milyar dolarlık bir hedefe beş yıl içinde ulaşılabilir.

Özel hastaneler yüzde 25 kapasite ile çalışıyor. Devlet düzenleyici, denetleyici ve teşvik edici olmalı.

Rahime Baş Uçar





Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir